"Hayır hayır! Üretime falan girmeyin. Boş iş onlar kalitenizi koruyun işinize bakın."
"Ama kazandığımız parayla işi büyütebiliriz."
"Napıcaksın büyütüp fabrika mı açacaksın?"
"Evet seri üretime geçip seni sinirlendirmek güzel olur ihtiyar."
Leyla salonunda Görkem ve babasının konuşmalarına mutfaktan kulak misafiri oluyordu. Leyla'nın babası Kemal Bey de terziydi. Leyla bu işi çocukluktan beri onunla öğrenmiş onun sayesinde böyle iyi bir terzi olmuştu. Görkem ile de iş konuşmaya başlamışlardı bile.
Leyla çayları koyarken annesi Feray Hanım masada çaresizce oturuyordu.
"Ne yapacağız şimdi?" kendi kendine konuşuyor bir yandan da Leyla'ya yakınıyordu.
"Anne biliyorsun tedaviye başlayacağız işte. Duydun doktorun dediklerini." Leyla tüm yorgunluğu ve sabrıyla annesini teselli etmeye çalışıyordu.
"Hadi içeri geçelim. Sen de topla kendini biliyorsun moral çok önemli." Leyla tepsiyi alıp yürüdüğünde Feray Hanım da kurabiyeleri aldı.Salona girdiklerinde Kemal Bey çayları taşıyan Leyla'ya gülümsedi.
"Kızım sen hiç karınla antreman yapmıyor musun bak yine yeniliyor." Görkem ile oynadıkları tavlayı işaret etti. Leyla'dan önce Görkem hemen konuştu.
"Yenilmiyorum. Sen çok şanslısın üç kere düşeş atarsa çocuklar bile oynar." Kemal Bey güldü."Ben mi şanslıyım. Daha bugün üçüncü kanserimle tanıştım." Kemal Bey bu sözünden sonra güldüğünde Leyla ve Feray Hanım gülmedi. Doktorları Pelin Hanım da baktıktan sonra teşhis kesinleşmiş kanser geri gelmişti. Artık ona da söylemişlerdi. Kemal Bey duyduğuna şaşırmamıştı. "E tamam o zaman.. Tedaviye başlarız." diyip kabullenmişti. Teşhisten beri Leyla da annesi de korku ve panik içindeydiler. Çaresizlikle yeni tedaviler araştırıyor başka doktorlar bulmaya çabalıyorlardı.
"Atlatırsın.."Görkem elinindeki zarları fırlattı. "Benim daha büyük sorunlarım var 5-3 gelmesi lazım." Zarlar dönerken ikisi de onları izledi.
Zarlar durduğunda Kemal Bey kahkahalarla güldü.
"2-1 yarım terzi..Terziliğin gibi tavlada da yarımsın." Leyla babasının böyle neşeli olmasına seviniyordu.
Kemal Bey Görkem'e 'Yarım Terzi' derdi. Nedeni iste Görkem'in kıyafet dikemeyip sadece çizebilmesiydi. Ona göreyi bir terzi kıyafetlerle ilgili her şeyi yapabilmeliydi. Çizim,dikim,ütü,tadilat her şeyi..Tavladan birkaç pulu oynayıp karşısındaki koltukta oturan kızı Leyla'ya baktı.
"Ne bu fabrika üretim işi falan.." Görkem'in anlattığı iş konusunu Leyla'ya sordu. Leyla normal olmaya çabalayarak sakin bir şekilde konuştu.
"Defiledeki parçaları beğenmişler işte seri üretim yapmak istiyorlar." Kemal Bey elinde zarları sallayıp attı.
"Boş işler. Hepsi para için kendilerini satar. Alacaklar sizin tasarımları iki ip bi dikiş polyester kumaşa yapıştırıp dünya paraya satacaklar. Olan sizin emeğinize ve markanıza olacak."
Birkaç pulu yerinden oynattı.
"Kendi işinize bakın kızım. Ne güzel çalışıyorsunuz işte."Görkem'in pullarından birini alıp onun avucuna koydu.
"Karına da bi ara tavla öğret. Bak yine kırdım." Kemal Bey'in keyfi yeniden kanser tanısı almış birine göre oldukça iyiydi.
Feray Hanım oturduğu yerden onları izlerken hüznünü saklamaya çalışıyordu. 40 yıllık eşini kaybetme riski ile karşı karşıyayken elinden ağlayıp hüzünlenmekten başka bir şey gelmiyordu.
Bu konuda Leyla da biraz annesine benziyordu. Onun gibi hemen hüzünlenir ve ağlardı."Oynuyoruz baba da bana da yeniliyor. Galiba Görkem tavla bilmiyor." Leyla'nın sözleri Kemal Bey'i güldürmüştü. Leyla da gülmüştü ama gözlerindeki hüzün belli oluyordu.
Kemal Bey önce kızına sonra eşine baktı. İkisi de üzgün ve yorgun görünüyordu. Doktordan beri bu kanser meselesini konuşmamışlardı. Konuşmak istemese de artık vaktinin geldiğini düşünerek derin bir nefes aldı. Tavlayı bırakıp geriye yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farika gxg
ChickLitBoşanan bir çift birlikte kurdukları işlerini ayrılmalarına rağmen devam ettirmek zorunda kalır.