24

646 70 64
                                    


Artık devam etmeleri gereken bir evcilik oyunu olmadığı için Leyla ve Görkem kendi evlerine geçmişlerdi.
Görkem'in ablası da onunla kalıyordu. Artık bir amaçları vardı ve bu uğurda plan yapmaya başlamışlardı bile. Öncelikle velayet için bir stratejiye ihtiyaçları vardı. Leyla'yı kötü gösterip Görkem'i iyi göstermek en bilinen ve en kolay yoldu. Göksu bunu sunduğunda Görkem oturduğu sandalyeden uzaklara baktı. Hava kararmış şehri sokak lambaları aydınlatıyordu. Balkonda serin esen sonbahar rüzgarı tenlerinden süzülüp geçiyordu.
Masada birkaç kuruyemiş ve meyveye buz gibi bir rakı eşlik ediyordu.
Rakısından bir yudum aldı.

"Leyla benden nefret edecek.. Bu şekilde bana dönmesi imkansız." yorgun bir şekilde konuşup ablasına baktı.
Göksu kendinden emindi.
"Böyle onlarca dava gördüm Görkem. Leyla'dan daha zor kişiler tanıdım. Aldatmadan daha iğrenç ayrılık sebepleri okudum.. Emin olduğum tek bir şey var.. Arada çocuklar varsa insanın kendi doğruları yok oluyor. Onların iyiliğini düşünüyor." Görkem dikkatle ablasını dinliyordu.

"Leyla da çocukları için bunu yapacak. Aynı zamanda seni de değişmiş, pişman, eski Görkem olarak göstereceğiz. Ki öyle de olacaksın. Sonrası kolay." Göksu gerçekten bu işi bu kadar kolay olacağını düşünüyordu. Dediği gibi daha zor davalarda bulunmuştu. Çocuklar pek çok şeyi etkiliyordu.

"Şimdi ne lazım?" Görkem sorduğunda Göksu hemen konuştu.
"Leyla'nın basit hataları.. Bu kadar.."
Görkem derin bir nefes verdi. Uzaklara bakıp düşündü.

"Babası tedaviyi reddettiğinde içip içip sarhoş olmuştu ve çocukları okuldan almayı unutmuştu. Bu olur mu?" Görkem söylediklerine kendisi de inanamıyordu. Sanki Leyla'nın ayıplarını, hatalarını şikayet ediyor gibiydi.

"İyi bir şey ama velayete yetmez. Hakim bile çocuğunu almayı unutuyordur emin ol. Bize daha büyük ne bileyim belki illegal bişey lazım." Göksu da düşündü.
Leyla ve illegal olmak.. Görkem buna güldü. Leyla hassas, duygusal ve naif biriydi. Sakince yaşar her şeyi kitabına göre yapardı.

"Abla Leyla'dan bahsediyoruz.İllegal neyi olacak?" yorgun bir şekilde konuştu. Göksu da Görkem'e hak vermişti.
"O zaman.." durdu ve Görkem'e baktı.
Görkem ablasının duraksamasından iyi bir şey söylemeyeceğini sezmişti. Merakla ona baktı. Göksu çekinerek konuştu.

"Bak etik olmadığını biliyorum.. Çok yorucu ve yıpratıcı da oluyor ama kesin sonuç gibi bir şey.." Görkem iyice meraklanmıştı.
"Ne abla söylesene!"

Göksu yerinde kıpırdandı. "Psikolojisi bozuk gibi göstermek işte.. Ki zaten çok da uygun bi profil boşanmış, babasını yeni kaybetmiş.. Böyle şeyler insanı etkiler." Görkem ablasına baktı. Sıkıntıyla ofladı.
Başını elleri arasına alıp dirseklerini masaya yerleştirdi. Masanın yüzeyine bakarken düşünüyordu.

"Sen insanlara bunları mı yapıyorsun?" Görkem'in sorusuyla Göksu geriye yaslanıp gülümsedi.
"İş işte.. Öyle ya da böyle biri yapıyor." bunu önemsiz bir tavırla söylemişti.

"Leyla'ya öyle bir şey yapamam abla. Ya çocuklar bunu hissederse ve ondan korkarlarsa, ya Leyla'nın gerçekten psikolojisi bozulursa..." yüksek bir sesle ofladı.
"Benim olsun istiyorum ama incitmeden doğal bir şekilde." oturduğu yerden ayağa kalkıp balkondan uzaklara baktı.

"İncitmeden doğal bir şekilde senindi zaten.. Ama sen o sırada manken kızları becermekle meşguldün." Görkem sandalyede oturan ablasına baktı. Haklı olduğunu biliyordu. Ablası böyle sözünü sakınmazdı. Yumuşatmaya ya da alıştırarak söylemeye çalışmazdı.

"Bunu istemiyorsan daha çok hatasını bulacağız ve velayet talebi ile dava açacağız. Uzun sürecektir." Göksu konuştukça Görkem daha da çaresizleşiyordu. Ne yapacağını düşünüyordu.

Farika gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin