19

854 89 11
                                    


"Anne elin acıyor mu?" Asel'in pansumanlı elini dikkatle incelerken sorduğunda Görkem güldü.
"Hayır annem acımıyor." onun yanağına sulu bir öpücük bıraktığında Asel ince bir çığlık attı.
"Anne ıslak öpme." eliyle yüzünü silerken Görkem daha da çok güldü.

Leyla kahvaltıyı hazırlarken Kemal Bey ve Feray Hanım da masada oturup torunları ile ilgileniyorlardı.
Leyla masaya kestiği ekmekleri bırakıp tezgaha dönerken hızlıca konuştu.
"Hadi kahvaltınızı yapın. Okula gecikeceğiz yine." Leyla domatesleri hızlıca doğrayıp masaya bıraktı.
"Yağız forman forman nerede anneciğim?" Leyla atleti ile oturan oğluna baktı.
Yağız ağzındaki büyük lokmayı yuttuktan sonra gülerek konuştu.
"Dedem çıkardı. Üstüme dökermişim." dediğinde Kemal Bey de güldü.
"Kahvaltıdan sonra giysin." Leyla başıyla onayladı.

Kolundaki saate hızlıca baktı. Tam olarak şimdi çıkmaları gerekiyordu çünkü okula da on dakika araç sürmeleri gerekecekti. Ama henüz kahvaltının da başındalardı. Her sabah bu maratonu yaşıyorlar ve neredeyse her sabah okula gecikiyorlardı.
"Kalkın hadi, arabada yersiniz." Leyla çocuklara hızlı bir komut verdiğinde Görkem araya girdi.

"Leyla otur şuraya. Boğazlarına dizdin lokmaları." Görkem Asel'in tabağına peynir bırakırken konuştu.
"Geç kalıyorlar Görkem keyfimden mi yapıyorum?" Leyla ocaktaki omleti alıp tabaklara dağıttı.
"Geç kalsınlar..Bişey olmaz."
Leyla pes etti. Zaten araları gergin olan Görkem ile yeni bir gerginlik yaratmak istemiyordu.
"Tamam ben giyinip geliyorum sonra çıkacağız." çocuklarına baktı.
"Hemen yemezseniz aç kalacaksınız." Kocaman gülümsedi ve bir Yağız'ı bir Asel'i öptü.

Babasına baktı. "Siz de hazırlanın çocukları bıraktıktan sonra çıkarız.." Kemal Bey elindeki çayı sallayarak konuştu
"Sabah sabah bitti mi emirlerin." güldüğünde Görkem de güldü.
"Daha yeni başlıyor." dediğinde Kemal Bey'de güldü.
Leyla babası ve Görkem'in hep böyle birbirlerine arka çıkmasına alışıktı. Onları kendi halinde bırakarak yukarı çıktı. Hızlıca hazırlandı ve aşağı indi.

Görkem çocukları hazırlamış çantalarını kapının önüne bırakmıştı. Leyla indiğinde bu görüntüyü sevdi.
"Harika.. Hazırsınız! Hadi gidelim." kapıyı açıp çocukların çıkmasına izin verdi.
"Akşam sen alır mısın? Ekiple şu fabrikayı gezmeye gideceğiz." Görkem soğuk bir tonda mesafeli şekilde konuştu. Leyla onun bu tavırlarına alışık değildi ama bu halinden de memnundu.

"Alırım Görkem tamam." çocukların arkasından hızlıca çıktı. Onları okula bırakırken belki de yüzlerce kez dinlediği çocuk şarkılarını dinliyorlar Leyla da istemeden ezberlediği için onlarla mırıldanıyordu.

Görkem kahvaltı masasına döndüğünde Kemal Bey de Feray Hanım da dün gece hakkında bir açıklama bekliyorlardı. Leyla'ya sorsalar yeterli bilgi alamayacaklarını bildikler için Görkem ile yalnız kalmaları iyi olmuştu.
"Sizin aranız mı bozuk?" Kemal Bey lafı çevirmeden hızlıca sorduğunda Görkem bu anın geleceğini biliyordu.
"Bozuktu da hallettik. Her evlilikte olan şeyler." Görkem bunu önemsiz bir şey gibi söyleyerek samimi bir şekilde güldü.
"Neymiş o her evlilikte olan şeyler?" Kemal Bey sorgulamaya devam ettiğinde Görkem çayından bir yudum aldı.

"İşle ilgili ya.. Şu seri üretim meselesi.." Kemal Bey'in inanmadığı yüzünden belliydi. Görkem'e dikkatle bakmayı sürdürdü.
"İşe sinirlenip hayatını kazanmanı sağlayan çizim yapan elini cama mı vurdun?" Kemal Bey bir kaşını kaldırıp sorduğunda Görkem derin bir nefes verdi.

"Öfke anı işte insan ne yaptığını bilemiyor. Ama çözdük endişeleneceğiniz bir şey yok." Görkem oturduğu yerden kalktı.
"Leyla gelmeden hazırlanayım da çıkalım. Bu yeni doktor tedavi konusunda daha ılımlı." Görkem'in konuyu değiştirmesi işe yaramış Kemal Bey'in inadı uyanmıştı.
"Ne tedavisi yine? Yok dediler işte bitti gitti."

Farika gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin