Yazlıkta tanıştığı kızla yakın arkadaş olması ona en fazla ne katabilir ki?
18 yaşına girecek olan genç kız, yeni taşınan komşusu sayesinde kendini bulur. kızlara karşı ilgisi olduğunu fark ettiğinde hayatı biraz değişir.
Gözleriyle sadece dudaklarıma bakıyordu. İçimden beni öpmesini dilesem de adım atmıyordu. Ben kendimi bunu hazır hissederken o benden uzaklaşıyordu.Onu benden kaçıran neydi ki?
Kafasını sallayıp ayağa kalktı. Kendisiyle çekişiyor gibiydi, bir sigara daha yaktı. Dolan gözlerle onu izledim.
" Biz olamayız Cemre, anlıyor musun?"
" Neden olamayalım Esin?"
" Ailemize, bizi tanıyanlara karşı gelip lezbiyen ilişkimizi devam ettirebileceğimizi mi sanıyorsun. İleride korkup kaçarsın." dediğinde gözlerimden yaşlarar firar etti. Dediklerine inanamıyordu
" Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? " diye sordum hüzünle.
" Evet, sadece sevişmek için birbirimizi arzuluyoruz o kadar. Git kendine seni becerecek birini bul Esin."
Dediklerine inanamıyordum. Boğazımdaki yumru hıçkırığa döndüğünde oradan ayrıldım. Bana ne kal dedi ne de bileğimden tuttu. Ben onun bir temasıyla tüm dediklerini unuturdum halbuki.
Eve gidip kendimi odama kapattım. O kadar kırıcı konuşurken nasıl duygusuz olabilmişti. Bana hiç mi değer vermemişti.
Üstümdeki elbiseden kurtulup elime geçen ilk pijamayı giydim. Dedikleriyle kendimi daha fazla hırpalayamazdım.
Değer veriyordum, beni heyecanladırıyordu. Belki lezbiyendim bilemiyorum, ya da davranışları bana yönelimimi sorgulatmıştı. Daha fazla düşünmeyecektim.
Annem hala gelmemişti. Odamın ışığını kapatıp boydan boya olan camın köşesine yerleştim. Sigara yakıp Esin'in camına baktım. İç çamaşırlarıyla oturmuş, kararmış gökyüzünü izliyordu. Beni fark edince direkt perdeyi çektim. Onunla göz göze gelmek istemiyordum.
...
Sabahın erken saatlerinde kalkıp annemin bana yeni aldığı bikinimi giydim. Bu gün sitenin havuzuna girmeye karar vermiştim. Hoşlandığım kız bana soğuk davrandı diye depresyona girecek halim yoktu. Hızlıca mısır gevreği ile sütü karıştırıp terasta yedim. Güneş kremimi sürüp bikinimi giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Havuza girdiğimde ingiliz olduğunu düşündüğüm bir adam yüzüyordu. Beni görünce havuzda biraz yer açtı.
Birbirimizi rahatsız etmeden yüzüyorduk. Bir süre geçtikten sonra dinlenmek için kollarımı havuz kenarındaki mermere koydum. İngiliz adam mesafesini koruyarak yanıma geldi.
" Nasılsın?" diye sordu.
" İyiyim siz nasılsınız?" dedim.
" İyiyim teşekkürler. Yüzüşünüze hayran kaldım."
" Ah teşekkür ederim, sizinde türkçeniz çok güzel. Nasıl bu kadar ilerlettiniz?" Birbirimize gülümsedik. Bana biraz daha yaklaştığında onu inceledim. Hafif kirli sakalı ve bronz teni vardı.
" Merkezde bir özel okulda ingilizce öğretmenliği yapıyorum. Bayadır Türkiye'de yaşıyorum." dedi, gerçekten Türkçe'yi güzel kullanıyordu.
" Anlıyorum, bende liseden yeni mezun oldum."
" Küçükmüşsün daha, ben 35 yaşındayım."
Yaşını hiç göstermiyordu, bu yüzden şaşırdım.
" Hiç yaşınızı göstermiyorsunuz bayım."
" Teşekkür ederim küçük hanım, iyi eğlenceler." diyerek havuzdan çıktı. Hepsi yabancı diyerek ön yargılı yaklaşıp selam bile vermiyordum. Nerden bile bilirdim ki böyle komşularımın olacağını!
Güneşlenmeye çıktığımda Esin'in beni camdan izlediğini gördüm. Acaba ne kadardır beni izliyordu. Biraz sinirli bakıyor gibiydi. Önemsemeyerek şezlongta yüz üstü yattım.
Güneş beni mayıştırmıştı, havuza tekrar girip yüzmeye başladım. Suyun içinde olmayı seviyordum. Bacaklarıma ağrı girdiğinde çok fazla yüzdüğümü fark ettim. Saate bile bakmadan kafamı dağıtmak için suyun altında yüzüyordum.
Havuzdan çıkıp şezlonga oturdum, anneme haber vermeden çıktığım için merak etmişti. Onu arayıp havuzda olduğumu söyledim. Birazda sırtımda bikini izi olmaması için ipleri salıp yüz üstü uzandım.
Sitedeki birkaç Alman çocuk gelip bir anda havuza atladıklarında irkildim. Benim yaşlarımda olmalarına rağmen hala olgun olmayan davranışlar sergiliyorlardı.
Birisi omuzuma dokunduğunda kafamı kaldırdım. Saçları sapsarı olan irice bir genç bana almanca sorular soruyordu. Ne dediği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Hızlıca bikinimin iplerini bağlamaya çalışıyordum. Bir an evvel havuzdan çıkmak istiyordum çünkü çocuğun hareketleri rahatsız edici olmaya başlamıştı.
Aynı cümleyi tekrarlayıp durduğunda bir anda arkamdan Esin'in sesini işittim. O da çocuğa almanca karşılık veriyordu. Esin almancayı ne kadar akıcı konuşuyordu. Birkaç yabancı dili az çok bildiğini söylemişti ama almancayı acayip havalı konuşmuştu. Hatta sesi fark edilebilir şekilde kalınlaşmıştı.
Hala şezlongta yatan bana doğru eğilip bikinimin iplerini dahada sıktı.
" Çocuk ne diyordu?" diye sordum.
" Sevgilin var mı diye sordu eğer yoksa benimle yüzer misin diye teklif edecekmiş."
Elini uzatıp beni şezlongtan kaldırdı. Elimi bırakmayıp dahada sıkı tuttu. Havuzdaki erkekler tutuşan ellerimize bakıp konuşuyorlardı.