Merhaba!!!! Bu bölümün büyük bir çoğunluğu düz yazı oldu ve gerçekten yazarken dokuz doğurdum resmen umarım beğenirsiniz💜
.
.
.
.blackcatlover: alaz
Iyi misin
O domuz yumruk attı sana gördüm
Çok acıdı mı
alazsoysalan: iyiyim acımadı
blackcatlover: hastaneye falan gittin mi
Ya da en azından revire gitseydin
alazsoysalan: ilk defa yumruk yemiyorum telaş etme bu kadar
blackcatlover: nasıl telaş etmiyim ediyorum işte
alazsoysalan: arasana beni
Numaram bu 05** *** ** **
Bekliyorum
Aramayacaksın dimi
Insan yiyorum çünkü ben
blackcatlover: bahçeye iniyordum odadakiler ders çalışıyor
1 dk bekle
Arıyorum
Asi, titreyen parmaklarıyla numarasını gizliye alıp Alaz'ın numarasını tuşladı. Açmayacak galiba diye düşünürken telefon 3. çalışta açıldı. Asi tuttuğu nefesini bırakarak konuşmaya başladı.
"Alaz?"
"Aramazsın sanıyordum."
"Dedim ya bahçeye inmem gerekti diye. İyi misin? Hastaneye gittin mi dedim cevap vermedin."
"Bizim ev doktor kaynıyor malum, gerek yok hastaneye falan." Asi tam karşı çıkacakken Alaz cümlesine devam etti. "Ona rağmen iyi misin diyen ilk kişi sensin."
Asi Alaz için içinin acıdığını hissetti. Yine. Alaz'ın ailesiyle anlaşamadığını ve bunun sebeplerini çevresinden duyduğu hikayelerle az buçuk biliyordu ama onunla konuşmaya başladıktan sonra durumun duyduklarından daha kötü olduğunu anlamıştı.
"Neden kavga çıkardın diye sormayacak mısın? Nasıl olduğumla değil de ne yaptığımla ilgilenmen gerekmiyor mu?"
"Böyle bir zorunluluk mu varmış?"
"Mesajlardaki o cilveli halin konuşurken de aynı. İyi oldu öğrendiğim." Asi bunu duyduğu an yanaklarına ateş bastığını hissetti. Gergin hava dağılsın diye gülerek söylediği şeyi Alaz cilve yapıyor olarak mı anlamıştı cidden? Daha da kötüsü acaba ben ne dertteyim bu kız ne dertte diye düşünüyor olabilir miydi? Sonra Alaz'a söylediği tüm şeyler aklına geldi. Tamam Alaz hiçbir zaman rahatsız olduğunu söylememişti ama Asi ben böyle konuşuyorum da rahatsız oluyor musun diye sormamıştı ki çocuğa hiç. Acaba Asi'nin sırnaşık ve yapışkan birisi olduğunu mu düşünüyordu? Belki rahatsız oluyordu da kız üzülmesin diye bir şey demiyordu. Asi oradan oraya bağlanan düşüncelerinde boğulurken Alaz nihayet yeniden konuştu.
"Noldu bayıldın mı?"
"Yok bayılmadım buradayım."
"Sesin de tıpkı şarkı söylediğindeki gibi çok güzel. Çok tatlı bir tınısı var."
"Teşekkür ederim." Asi artık gerginlikten bayılacağını hissediyordu. Tamam Alaz'ın sesini duymak çok güzeldi ama oğlan artık kapatalım dese çok rahatlardı açıkçası çünkü hem ne diyeceğini bilemiyordu hem de ilk kez konuştukları için çok fazla panik olmuştu.
Alaz ise inat eder gibi konu açmaya çalışıyordu.
"Ee senin günün nasıl geçti? Benim kavgamı izlemek dışında neler yaptın? Kızım madem gördün gelip ayırsaydın ya kavgayı bak dayak yedim."
"Oldu gelip ayırsaydım da herif beni iki seksen yere serseydi. Benim iki katımdı zaten. Ayrıca hani ilk kez yumruk yemiyordun noldu?"
Alaz içten bir kahkaha atınca Asi de gerginliğinin biraz daha azaldığını hissetti.
"Ne güzel güldün öyle. Güldürdüm mü ben seni?"
"Eveettt. Çok güldürüyorsun hem de." Alaz da tıpkı kendisi gibi cilveli konuşunca Asi az önceki düşüncelerinin ne kadar saçma olduğunu fark etti. Alaz ondan rahatsız olmuyordu tam aksine onunla konuşmaktan keyif alıyordu ve şu an önemli olan da buydu.
Böyle devam edebilirlerdi. En azından gittiği yere kadar.
"Seni ne zaman görebileceğim?" Alaz'ın cümlesiyle Asi yeniden gerilmeye başladı. Kesin bir tarih veremezdi çünkü bunu kendisi de bilmiyordu ki. Bir hevesle Alaz'a yazmıştı ama işlerin bu raddeye geleceğini hiç düşünmemişti. Belki yine bir deli cesaretiyle karşısına çıkardı ama şu an kendini bundan çok uzakta hissediyordu.
Hiçbir zaman da diyemezdi çünkü o zaman Alaz madem öyle konuşmamızın bir anlamı yok diyebilirdi, haklı olarak.
Diğer yandan Alaz'ın karşısına çıkarsa kendisini beğenmeyeceğinden deli gibi korkuyordu. Bazen ne olursa olsun kafasıyla onun yanına gidip her şeyi anlatmak istiyordu ama reddedilme korkusu o kadar ağır basıyordu ki hemen vazgeçiyordu bundan. Alaz'ın 'tamam iyi kızsın da seni beğenmedim ben ya' tarzında cümleler kurduğu onlarca senaryo dönmüştü kafasında ve bunu duymaya asla katlanamazdı. Onunla konuştukça böyle bir şey diyecek birisi olmadığını düşünmeye başlıyordu aslında ama hala korkularını yenemiyordu.
Ama eğer Alaz bu şekilde sadece mesajlaşarak, görmeden kendisinden hoşlanırsa karşısına çıktığında çirkin veya güzel olmasını önemsemezdi belki. O yüzden karşısına çıkmak için onun da kendisi gibi hissettiğinden emin olması gerekiyordu.
"Cevap yok. Bu asla demek mi oluyor?"
"Hayır asla demek değil... Sadece bilmiyorum." Asi Alaz'ın derin bir nefes alıp verdiğini duydu ve artık telefonu kapatması gerektiğini hissetti.
"Üşüdüm biraz odama çıkayım artık."
"Peki tamam. Teşekkürler aradığın için."
Asi bir anda "istediğin zaman yine arayabilirim," demiş bulundu.
"Peki."
"İyi geceler Alaz."
"Sana da iyi geceler." Asi tam telefonu kulağından uzaklaştırırken sevinçle oda arkadaşı Öykü'nün sırtına atlayacağı bir cümle duydu.
"Sen de iyi ki varsın."
Bu bölüm asiciğimi overthinkistan'a gönderdik biraz kusura bakmayın hahsuwhshwhshs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
message in a bottle | aslaz texting
Novela JuvenilAsi, Alaz Soysalan'ı beğenir ve instagramdan mesaj atar ama Alaz mesajını görmez bile. Asi de dm kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar ama bir gün Alaz bu mesajları görür ve cevap verir.