Selamlar!!!! Bu aşık civcivleri yazmayı ÇOK özledim bence siz de okumayı özlediniz.
Bu özel bölüm aslında tamamen farklı bir konseptte olacaktı ancak diğer kurgum The Great War 27. Bölümden sonra böyle yapmaya karar verdim. Zaten başka özel bölümlerimiz de olacak.
Umarım seversiniz, keyifli okumalar.
-----------------------------------------------------------
''Bu alkışlar benim için değil abime gelsin.''
Asi sarıldığı bedenin donup kaldığını hissedince kafasını kaldırıp sevgilisine baktı. Alaz'ın artık gülümsemediğini, gözlerinin dolduğunu fark etti. Gürültülü kalabalık arasında olsalar da kendisini duyacağını bildiği için ''Sevgilim iyi misin?'' diye sordu Asi.
''Bunu bana söylemişti.'' dedi Alaz bakışlarını artık sahneden inen Ece'den ayırıp Asi'ye çevirirken. ''Durumu kötüleşmişti. Ben başındaydım bir gün. Okuyabilirsem konservatuar okuyacağım ve ilk konserimde bu alkışlar benim için değil abime gelsin diyeceğim dedi. Ama o kadar umutsuz söylüyordu ki... Nasıl olsa öleceğim, bu gerçekleşmeyecek ki der gibi söylemişti.''
''Ama gerçekleşti aşkım.'' Asi anında Alaz'ın yanaklarına süzülen yaşı parmağıyla sildi. ''O kötü günler geride kaldı artık. Ece ölmedi. Yaşıyor. İlk konserine çıktı ve alkışlarını abisine armağan etti...'' Asi artık gülümseyen Alaz'a uzanıp dudaklarını öptü. Her zamanki uzun ve yoğun öpücüklerinin ziyade kısa bir öpücüktü bu. ''Hadi gidelim bebeğim.'' Alaz kafasıyla onaylayıp Asi'nin elinden tutarak çıkışa doğru yöneldi.
Asi ve Alaz kulise hava almak için Ece'yi dışarda beklemeye başladılar. Duvara yaslanmışlardı ve Asi yorulduğu için başını Alaz'ın omzuna koydu. Eylül ayının serin bir akşamıydı ve Asi giydiği askılı crop ve mini eteğin içinde hafiften üşüdüğünü hissetti ve titremesine engel olamadan Alaz üşüdüğünü fark etti.
''Üşüdün mü bebeğim?''
''Birazcık... Bir şey olmaz Ece gelir zaten şimdi-'' Asi cümlesini tamamlayamadan Alaz üzerindeki gömleği çıkarıp Asi'nin itiraz etmesine izin vermeden ona giydirdi. Kendisi de gömleğinin içine giydiği yarım kollu tişörtüyle kalmıştı.
''Aşkım sen üşürsün ama-''
''Senin üşümenden iyidir.''
Asi kıkırdayarak Alaz'ın kollarının arasına girip çenesini göğsüne yasladı. ''Belki sen beni gecenin ilerleyen saatlerinde ısıtırsın...''
Alaz memnuniyetle gülümsedi. ''Ya da belki ateşini söndürürüm...''
Asi de aynı şekilde gülümseyerek Alaz'ın dudaklarına yöneldi. Her zamanki gibi nerede olduklarını ve etrafta insanların olmasını umursamadan keyifle öpüştüler. Birbirlerine asla doyamıyorlardı ve bu bazen çevresindekiler tarafından alaya alınarak eleştirilmelerine sebep oluyordu ama ikisinin de hiç umurunda değildi.
Boğaz temizleme sesiyle birbirlerinden ayrıldılar. Ece kendilerine kınayan bakışlar atıyordu.
''Nasıldık Asi abla?'' Umut az önceki gördüğü manzarayla hiç ilgilenmeden hevesle Asi'ye yöneldi. Umut birkaç ay önce Asi'nin sıkıntılı bir anında tanıştığı çocuktu. O zamanlar çocukken geçirdiği bir kazadan dolayı tekerlekli sandalye ile yaşamak zorundaydı ve ameliyat olması için yüklü miktar bir para gerekiyordu. Asi bunu öğrenince biraz utana sıkıla da olsa bunu Soysalanlarla paylaşmıştı ve aile Umut'a seve seve yardım etmişti. Sonrasında o da Ece gibi konservatuar okumaya başladı ve Ece şarkı söylerken Umut piyano çalıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/372429820-288-k173473.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
message in a bottle | aslaz texting
Ficção AdolescenteAsi, Alaz Soysalan'ı beğenir ve instagramdan mesaj atar ama Alaz mesajını görmez bile. Asi de dm kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar ama bir gün Alaz bu mesajları görür ve cevap verir.