MULTİDE LİLA VAR!!!!!
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Uykudan uyandığımda hala uykum vardı. Okula geç kalmamak için kalkmam gerektiğini düşündüm. Doğruldum ve banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama tekrar girdim. Saate baktım. Ve çığlığı attım. "GEÇ KALDIIIMMM!!!" Dolabımın kapağını açıp okul kıyafetlerimi alıp giydim. Saçımı en hızlı bir biçimde taradım. Toka aldım. Bileğime taktım. Ayakkabılarımı giyip koşarak okula doğru ilerledim. Okula geldiğimde teneffüsteydik ve hemen sınıfa girdim. Yakın arkadaşım Doğa beni çok merak etmişti. "Nerelerdeydin kızım sen!?" diye kızdı. Önde oturan Poyraz ve Batuhan bana bakıp 'nerelerdeydin' bakışı attılar. "Uyuyakalmışım napabilirim!?" dedim. Batuhan alayla gülüp "Uykucu güzel nihayet gelmiş o zaman" dedi. "Ha-Ha" diye karşılık verdim. "Kantine inelim mi? Kahvaltı edemedim." dedim. Ve bir an hepsi birbirine baktı. Hepsi bir ağızdan "Tamam" dediler. "Hadi gidelim çocuklar." dedim. Herkeste bir an gülümseme oluştu sonra da kantine indik. Hasan Amca'ya seslendim. "Hasan amcaa bana bir karışık tost ve 4 tane ice-tea lütfenn" diye bağırdım. "Hemen geliyor canıım" diye karşılık verdi o da. Poyraz, Batuhan ve Doğa birbirleriyle bakıştıktan sonra Doğa bir an sarıldı. "Teşekkürlerr Lila'mm" dedi. "Rica Ederim Doğa'mm" dedim. Biz öyle öyle konuşurken Hasan amca siparişleri getirdi. Bir yerde oturduk ve onlar içeceklerini bende yiyecek ve içeceklerimi yedim içtim. Her şey bitmişti. Sınıfa çıkmıştık. Öğretmen bu ders için Doğa'nın yerini değiştirmişti. Sınıfta tek ben yalnız oturuyordum. Hahaha :D Ders başlamıştı. Hoca girmişti. Deftere yazı yazdırıyordu. O anda müdür içeri girdi. Yanında bir erkek öğrenci vardı. Ve... Çok yakışıklıydı. Tek boş yer benim yanım olduğundan benim yanıma oturacaktı. Hatta oturmuştu. Poyraz ve Batuhan önümde oturduğu için pek heyecanlanamazdım. Sessiz bir biçimde dersi dinliyordum. O da öyle yapıyordu. Teneffüs olmuştu Doğa ile takılıyorduk. Poyraz ve Batuhan ise Poyraz'a baş ağrısı için ağrı kesici ilaç arıyordu. Çok sık başı ağrıyordu şu ara -Doğa'nın başı daima ağrırdı fakat şu aralar başı hiç ağrımıyordu. Poyraz'a bulaştırdı sanki- Bir süre sonra kendisini seyretmekten ismini duyamadığım, yanımda oturan yeni çocuk geldi. Doğa, çaktırmadan yanımdan ayrılmıştı. Ah salağım benim. Sanki bilmiyor yabancı birisiyle konuşurken elimin ayağımın dolandığını. Burger King'te bile siparis veremiyorum. Çok iyi biliyor da. Neyse. Sonra hesaplaşıcaz onunla. Kendime, "Unutma, ilk izlenimi vermek için asla ikinci bir şansın yoktur." gibisine tavsiyeler vererek bir banka yöneldim. Geldiğini fark etmemiş gibi... Kalbim değişik bir ritimle kan pompalamayı boş verip, bateristliğe geçmişti. Gayet rahat bir tavırla yanıma oturdu.
"Selam"
Dur şimdi hatırlıycam. Ummmm. Nasıl cevap veriyorduk? Heh!
"S-Selam"
Acaba ismini tekrar söyler miydi?
"Ben, Andrew Duman." dedi ve elini uzattı. Andrew mi?
"Ben de Lila." elini sıkıp, "Andrew'i mi kullanıyorsun, Duman'ı mı?" diye sordum. Omuz silkti. "Fark etmez ama Duman dersen daha memnun olurum."
"Peki Duman." hayret cok tuhaf bir biçimde rahat konuştum. İnşallah Poyraz ve Batuhan görmüyordur, diye düşünüp gözlerimle çevreyi taradım. Sonra Poyraz ve Doğa'yı bir şeyler konuşurken gördüm. Arkamda üçüncü bir şahısın nefes alış-verişini duyduğumda arkama döndüm. Hoaydaa! "Evet, Batuhan?" dedim. Beni takmayıp Duman'a döndü, "Merhaba, Duman'dı sanırım," o esnada Duman başını salladı, Batuhan devam etti, "izninle Duman, Lila ile bir şey konuşacağız." Ben alt dudağımı ısırıp bütün kaslarımı kasarken, Duman banka iyice yayıldı, "Konuşun n'apıyım?" dedi rahat tavrıyla. Batuhan'ın soluk alış-verişi değişmişti ve ben daha çok tırstım. Ardından Batuhan'ı kolundan tutup Poyraz ve Doğa'nın yanına doğru çekiştirmeye başladım. Kırk yılın başı bir insanla konuşmayı becerdim, olay çıkıyordu.
Poyraz ve Doğa'ya yaklaştığımızda, Poyraz gülümsemesini söndürüp çatık kaşlarını bana çevirdi.
"Ya, ne be ne? Suç mu işledim? Adam mı öldürdüm? Gerçi öldürseydim daha az tepki verirdiniz!" diye bağırdım sürekli Batuhan'a bakıp ardından bakışlarımı Poyraz'a çevirerek... Tekrar azda olsa sinirlerim çıkmıştı. Sinirlerim çıkınca titrer, terler ve eğer daha da beterse durum bayıladabilirdim. Onlar benim arkadaşım iken yeni arkadaşlar edinmemi engelliyorlardı. Eğer onlarda erkek diye konuşmasaydım şuanda onlarla dost olamazdım. Bunu hiç göz önüne almıyorlar galiba... "Ne ya çocuğu görmüyor musun ya herkes etrafında dolanıyor. Sende mi onlardansın yoksa!?" diye bağırdı bana Batuhan. "Onlardan değilim! Sadece bana selam verince bende selam verdim! Aynı zamanda bana bağırmayı kes!" diye bağırdım bende. "Tamam sakin olun biraz." dedi Doğa. "Ne sakini be Doğa. Sizlerde mi diğerleri gibi olacaksınız ya? Biz sizi tanıdığımız halinizle sevdik. Sakın değişmeyin! Aynı zamanda insan sevdiğini kıskanır!!!!" diye çıkıştı Doğa'ya. Bende "Kıskanır ama arkadaşlıklarını engellemez!!" dedim. Bu sefer istemeden çok çıkmıştı sesim. Herkes bize doğru bakıyordu. Utancımdan hiçbir şey diyemedim. Ve kızlar tuvaletine doğru koştum. Doğa'da hemen arkamdan geldi. Çok sinirliydim. Kimse mi anlayış göstermezdi bana ya... Ağlıyordum. Tutamamıştım göz yaşlarımı... Yüzümü yıkayıp, biraz sakinleştikten sonra tuvaletten çıkıyordum ki Andrew Duman önümü kesti. Şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Doğa "Benim kantinden bir şey almam lazımdı yaa" diyerek uzaklaşmıştı. Duman bana 'Noldu' dermiş gibi baktı. Açıkçası bir şey diyemedim. "Tamam. Sadece biraz kıskanmıştır sevgilin." dedi. Anında "O benim sevgilim değiiil. Benim sevgilim yok." dedim. "Hmm. Benim gibi bir yakışıklı sevgilin olmasını isterdin. Değil mi?" dedi ve bana gülümsedi. Öksürdüm. "Senin var mı?" diye sordum. Ahh. Lan. O soruyu sormamış olsaydım. Şuan ona sarktığımı düşünecekti. Lanet olsun. Önce güldü. Sonrasında "Ben senin kadar güzel bir kız bulamadım henüz kendime... " dedi. Utançtan yerin dibindeydim galiba. "S-Sağol." dedim. Yanımızdan geçen tüm kızlar kıskançlıktan yarıya ayrılmak üzereydiler. Tamam hoş çocuğa benziyordu. (egosu dışında) Ama ben artık kimseyle çıkamazdım. Yani Egemen'den sonra kimseyle çıkamazdım. İstesem çıkardım ama artık... Korkuyordum. "Rica ederim güzellik ;)" dedi ve göz kırptı. Ne diyeceğimi bilemedim. Heyecan yaptım. Ne demeliydim?? Ne yapmalıydım?? Utancımdan kaçmaya çalıştım. Ama arkamı döndüğüm anda sinirden gözü dönmüş olan Batuhan'ı gördüm. "İşte şimdi..." dedim. Sessizce... Ama Duman duymuştu. "Hiçbir bok olmadı. Korkma fıstık." dedi ve güldü. Sonra eliyle kolumu tutup kendine doğru çekti. Kafamı göğsüne yasladı. Noluyordu be!? Bu ne demekti şimdi? Kamoon beybii kamoon dermişçesine. Batuhan'ın nefes alış-verişi bile değişmişti. Kafa göz dalacaktı ki ben durdurdum. "Tamam gel Batuhan'cım birlikte sınıfa çıkalım." dedim. Batuhan derin bir nefes aldı. Sonra Duman'ın kulağına bir şeyler fısıldadı. Ama duyamadım. "Okey. Orada olacağım." dedi Duman. Anlamamıştım. Poyraz'da gelmişti. Sonra Duman yanıma geldi. Ve yanağıma bir öpücük kondurup "Derste bana numaranı vereceksin tamam mı fıstık" dedi. Donup kalmıştım. Dondurma gibi erimiştim resmen. "Peki" dedim -i yi uzatarak. Gülümsedi ve yanımızdan ayrıldı. Poyraz beni birden kucağına aldı ve sınıfa götürdü. Batuhan'ın eşyaları ile benim eşyalarımı yer değiştirdi. Bu ne kıskançlık ya!? "Naptığını öğrene-" dediğim anda Batuhan konuşmaya başladı. "Harikasın be kardeşim." dedi. Noluyor ya?? Burda benim düşüncelerimi önemseyen bir şahıs yok mu?? Derkeeen Doğa ordan gelir veee "Belki kız istemiyordu Allah Allah!" dedi. Helal olsun be :D Batuhan "Aa tabi ki ister. Neden istemesin ki?" dedi. Beni hastanelik edeceklerdi hayırlısıyla. "Yaa ne demessin Batuhan!" dedim. Ve gözlerimi devirdim. Sonra içeri Duman geldi. Eşyalarımın yerini değiştiğini görünce yanımıza gelip "Hayrola?" dedi. Batuhan "Yanında ben oturacağım." dedi. Duman omuz silkti. "Emin misin? Lila'nın yanımda oturma gibi bir ihtimali yok mu yani?" diye sordu. "Evet yok canım." dedi Poyraz'da. "pekala." dedi Duman ve tek bir hamle ile beni kucağına aldı... Arkamızdan Batuhan ve Poyraz aynı andan "Hay senin ebeni lan. Amk gel şuraya!" diye arkamızdan bağırdılar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIK SEVMESENDE OLUR.
Teen Fiction"pekala." dedi Duman ve tek bir hamle ile beni kucağına aldı... Arkamızdan Batuhan ve Poyraz aynı andan "Hay senin ebeni lan. Amk gel şuraya!" diye arkamızdan bağırdılar.... Ben hala kucağındaydım. Ve biz hala koşuyorduk. Onlar ise kovalıyordu. Koşa...