12. Karanlık Çocuk

17 3 3
                                    

**MULTİ DE LİLA VAR**

Biliyorum Duman olayını çok büyüttüm. Farkındayım çok saçma bir sebep. Biliyorum böyle bir sebepten ayrılmamalıyız. Biliyorum biliyorum. Ama napabilirim hıh ben duygusal kırılgan bir yaratığım -,-

Yağız ortalıkta yok. Duman'da yok. Eftalya'da yok... Batuhan'da yok... Doğa'da yok... Poyraz'da yok... Kimse yok... Yalnızım. Üzgünüm... 

Sıkıldım evde ya.. Klasikten Teen Wolf, Nescafe, Bol pijamalar ve topuzum... Bir de canım sıkkın. İyice bunaldım ya...

Dolabımın başına geçtim. Yırtık kot pantolonum, salaş beyaz tişörtümü aldım. giydim. siyah spor ayakkabılarımı da giydim. Saçımı at kuyruğu olarak topladım. Sonra dudak parlatıcı sürdüm. Dışarı çıktım. Yürümeye başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama bunaldığım için dışarı çıkmıştım. Sahile inmeye karar verdim. Sahilde yürümekten sıkıldım bir süre sonra. Oturdum. Telefonumu elime aldım. Tarih bugün... OMG! Cidden mi? Şuan kendimi baya dışlanmış hissettim ama...

Bugün 24 Ağustos... Benim doğum günüm...

Ama ne annem, ne babam, ne Duman, ne Yağız, ne Doğa, Ne Batuhan, ne de Poyraz kutlamıştı...

Herkesi anladım da annem ile babam?..

Böyle düşünürken denizi izlemeyi devam ettim. Kahkaha atarak önümden bir çift geçti. Erkeğin elleri, kızın ellerindeydi. Ve içten gülüyorlardı... Onlar geçtikten sonra yaklaşık 5 dakika geçmişti ve ben çok sıkılmıştım. Hadi ama dostum şuanda benim Doğa ile oturup direkle olan aşkımızı anlatmamız gerekiyordu ama artık onun ve benim sevgilisi vardı... Bir daha düşündüm de benim var mı hala emin değilim. Bu kadar kısa süremez ama... Yok canım biz ayrılmadık sadece birbirimize tripliyiz. Her neyse.. Dediğim gibi yaklaşık artık 7 dakikadır sıkılıyorum. Kalkmayı düşünürken önümden bir çift daha geçti. Bunlar biraz yapmacık mı sevimli içten mi bilemesem de gülerek geçmişlerdi... Bu çifte öncekinden daha fazla gıcık kapmıştım. Çünkü bu çiftin erkeği Duman'dı. Kızı ise tanımıyorum. Salak kız. Onun saçını başını yolmak istiyorum. Bir saniye. Duman? O kızla? Doğum günümde? Şuanda kendimi denize atacağım. Yok ya da atmıycam daha çok gencim. Ne diyorum ben ya????

Gizlice onları takip edeceğim. Bir mekanda -Uygun Bir Alanda- onları basacağım. Ve buuum. Muhteşem..

Ama bir sorun var ki ben hala emin değilim... Biz sevgili miyiz ki?..

Onları takip ederken bir mekana girdiler. Bende arkalarından girdim fakat içerisi fazla karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum. Sonra birden bire renkli ışıklar açıldı Herkes "Doğum günün kutlu olsun!" diye bağırdı. Bende Gülümsedim. İçeride pek insan yoktu. Ondan dolayı çok rahatlıkla gördüm o kişiyi...

O şüpheli kişiyi... 

Batuhan, Poyraz, Doğa, Duman, Adını bilmediğim kız ve Yağız... Bir de şu tuvaletlerin önünde duran siyah çocuk... Peki o karanlık çocuk kim? Nerden bilebilirim ki?.. O çocuk simsiyahtı... Simsiyah saçları, simsiyah gözleri, simsiyah kıyafetleri vardı... Korkutucu bir dış görünüşe sahipti... Fakat belki de içi herkesten daha samimi, sıcaktır... Gözüm Duman'a koyduğunda gözlerinde 'Affet ya' bakışları vardı. Aldırmadım. Doğa'ya baktım. Poyraz'la gülerek sohbet ediyordu. Ama bunlar birbirlerine çok yakışıyorlar ya... Batuhan'a baktığımda adını bilmediğim kızla gülerek konuşuyorlardı. Batuhan gene saçma sapan espriler yapıyor olsa gerek... Ben de Batuhanların yanına gitmekte karar kıldım ve ilerledim. Batuhan'a arkasından sarıldım. 

"Teşekkürler Batuhann" 

"Rica ederim doğum günü prensesi."

"Nasılsın kanka?"

"İyiyim doğum günü prensesi sen nasılsın? Kötüyüm dersen döverim biliyorsun?" dedi soru sorarmışçasına. 

"Biliyorum tabii Batuhan'cıkım. iyiyim tabii ki. Sana ben bir so-" derken lafım kesildi ve adını bilmediğim kız konuştu. 

"Bende Batuhan'ın dershane arkadaşı Sinem. Sende Lila olmalısın. Batuhan beni davet etti de. Doğum günün kutlu olsun." dedi. Gülümsedim. 

"Teşekkür ederim Sinem'cim. Evet ben de Lila. Tanıştığıma memnun oldum." dedim ve tekrar gülümsedim. 

Son ses müzik çalıyordu. Herkes mutluydu. Peki ya Duman? Yanıma gelmemişti bile...

Kendi kendime otururken camdan dışarı bakıyordum. Yağız'ın sesiyle irkildim.

"Kuzenlerin bir taneciğiiii. Canımın içi iyi misin sen?"

"İyiyim tabii böyle sürpriz parti de nasıl iyi olamam ki?" dedim. Pek içten olmayan yapmacık bir gülümsemeyle...

"Tamam o zaman canımın içi." dedi. Ve tuvalete gitti. Tuvalete bakınca o adam aklıma geldi. Orada değildi. Ve ben Batuhan'a o adamı soracaktım. Sonra ne oldu? O kız adı neydi? Umm. Heh Sinem. İşte Sinem geldi unutturdu bana. Gözümle Batuhan'ı ararken sağıma döndüğümde 32 diş sırıtan bir karanlık çocuk gördüm. Tövbe Bismillah. 

"Bahçede bir konuşabilir miyiz?"

"Şey kimsin acaba?"

Saçma oldu.

Biliyorum.

"Ben Duman'ın eski bir arkadaşıyım."

Eh iyi. Neyse. 

"Bahçeye?" dedi soru sorarmış gibi yaparak.

"Peki. Ne konuşacağız?" dedim bende.

"Göreceksin prenses." dedi ve sırıttı.

O sırıtış iyiye işaret değil ama neyse.

Bahçeye çıktığımızda bir siyah araba geldi kapının hemen önüne. Karanlık çocuğa baktığımda elinde bir mendil vardı. Acaba hasta mı? 

"Tatlı rüyalar prenses..." dediğinde jeton anca düşmüştü. Son duyduğum şey Duman'ın sesiydi...

"LİLA!!" 

Zaten sonrasında karanlık çocuğun kollarının arasında uykuya dalmıştım...

********************

Bu bölümü nasıl buldunuz? 

Belki yakında final yapabilirim :/ Ama henüz hiçbir şey belli değil ^^ Çok geç geldi biliyorum çok, çok özür dilerim! Ama telefonumdan yazamıyorum. Kuzenlerim var bilgisayar hep onlarda oluyor. Tabletimi de benden çok kardeşim kullanıyor. Bahane üretmeye çalışmıyorum.  Diğer bölümü ilk müsait olduğum anda yazacağım canlarım ^^ Neyse çok çok konuştum. Sevimli yıldıza basmayı, yorum atmayı unutmayın. Seviyorum sizi ^^ Hoşçakalın :)


ARTIK SEVMESENDE OLUR.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin