Bölüm 14

4 0 0
                                    

Eve geleli yarım saat oluyordu ama yorgunluğumuzu hâlâ atamamıştık. Gamze Hanım'ın isteği üzerine onların evine gitmiştik. Ercan'da buraya gelecekti ama nedense son anda karar değiştirdi. Bu durumdan oldukça memnun olmuştu Berk.

Atlara bakmaya gittiğimde Adnan Bey'in de orda olduğunu fark ettim. Rahatsız etmemek için ses çıkarmadan geri dönmeyi planladım. Arkamı döndüğümde bana seslendi. Tatsız muhabbetlere girmek istemiyordum doğrusu. Yani evlilik falan. Tatsız değil tamam ama fazla erkendi. Bu konunun açılacağına neredeyse emindim. Tamam Berk'e aşıktım. Onu cok seviyordum ama daha erken olduğunu düşünüyordum. Haksızda değildim.

Usulca arkama döndüm. Gülümsedim.

"Gelsene yanıma konuşalım biraz."

Başımı olumlu yönde yavaşça sallayıp yanına küçük adımlarla gittim. Acaba ne konuşacaktık? Hava o kadar sıcaktı ki oluk oluk terliyordum. Yinede ayıp olmasın diye Gülümsedim. Bu işlerde iyi sayılırdım. Kimse ne düşündüğümü anlayamazdı. Berk hariç. O hemen ne düşündüğümü anlıyordu. Yalan da söyleyemiyordum bu yüzden.

Yanına gittiğimde gülümsedi. Yüzünde sıcak bir tebessüm oluştu. Berk aynı babasına benziyordu. Mimikleri, yüzü , gamzeleri...

Yanında durup sevdiği ata baktım. Oldukça güzel bir attı. Bembeyazdı. Uzun bir yelesi vardı.

"Bu atı Berk küçükken ona almıştım. Adı Richard. " dedi ve derin bir soluk aldı. Devam etti;

"Lafı fazla uzatmayacağım kızım. Berk seni uzun yıllar önce sevdi. Derneğin açılışında görmüş. O günden beri Newyork aşağı Newyork yukarı. Can'ın düğününde seni tanıyamamış bile. O kadar uzun kaldı ki Amerika'da. "

Bir nefes daha aldı. Durdu ata baktı.

"Berk'i bırakma kızım. O, senin için abisini karşısına aldı. Onu sev."

"Ben Berk'i seviyorum zaten Adnan amca. Ama anlayamadığım bir şey var. Ercanla neden konuşmamı istemiyor? Yani neden benim için onu karşısına almış ki?"

"Bunun cevabını o versin kızım. Bana düşmez. "

Dedi omzuma hafifçe dokundu ve uzaklaştı. Kalakaldım öylece. Üzerime kaynar sular dökülmüştü sanki. Berk'e sormak istiyordum ama bu konuda çok katıydı. Kızabilirdi. Ağır adımlarla eve doğru yürüdüm.

İçeri girdiğimde Gamze oturmuş çay içip degilere bakıyordu. Beni görünce içtenlikle gülümsedi.

"Gelsene tatlım çay içelim. "

"Teşekkür ederim ama bi Berk'e bakayım ben sıkılmıştır o şimdi. "

"Tamam canım. "

Dedi ve tekrar dergiye döndü. Merdivenlere yöneldim ama düşünmeden edemiyordum. Yavaş yavaş yukarı çıkarken yukardan gelen sesleri duydum. Durdum.

"Kesinlikle haklısın Ziya."

Sustu.

"En yakın zamanda bende oraya gelicem orda görüşürüz. "

Sustu. Derin bir nefes aldı.

"Ben Rauf'a söylerim ek koruma göndersin. Sen canını sıkma. Dikkat et kendine. Çocuklar bana emanet."

Dedi ve kapattı telefonu. Yukarı doğru çıkarken odanın kapısı açıldı. Adnan amca çıkmıştı dışarı. Elinde telefonu tutuyordu. Ne yani babamla annem tehlikede miydi? Bunu düşünmek bile türlerimi ürpertiyordu. Düşünmemeye çalışarak Berk'in odasına girdim. Uyuyordu. Ne zaman uyumuştu bu çocuk. Yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Elimi yüzüne koydum. Yüzünü okşadım. Ne kadar da tatlıydı. Ne kadar da masumdu. Ayağa kalkıp yanına uzandım. Başımı göğsüne koydum. Ellerini tuttum. Nefes alış verişini hissedebiliyordum. Uykum yoktu. Ama huzura ve güvene ihtiyacım vardı. İkisini birden tek bir kişinin yanında hissedebiliyordum. Berk. Yüzüne şefkatle bakıp dudağına bir öpücük kondurdum. Belki uyandırdı da konuşurduk. Ama uyanmadı. Uyuz olmuştum. Nasıl olur da ben öpünce uyanmazdı? Bir kez daha öptüm. Bir kez daha bir kez daha.. uyanmadı. Nefesini kontrol ettim. Düzenliydi. Sonra bu sefer boynundan öptüm. Ve birden beni tutup gözlerini açtı. Sanki hiç uyumuyor gibiydi.

"Hiii yalancı piss numaracı senii!"

"Ilk koltuğa oturup yüzüme dokunuşuynda uyandım ama ne kadar ileri gidersin diye baktım yalan yok ama dayanadım ."

Dedi ve gülmeye başladı. Omzuna bir tane geçirip elimle dudağına bastırdım gülmesin diye. Ama o tam tersini yapıp parmağımı öptü ve gülmeye devam etti. Sinirlerim bozulmuştu. O böyle karşımda güldükçe benim de gülesim geldi. Gülmeye başladım. Geriye kalam tek şey kahkaha seslerimiz oldu. Tüm oda sesimizle doldu. On uzun zaman sonra ilk defa mutlu hissettim. Gerçekten mutlu...

Kuyruklu Yıldız...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin