Ev ortamına hareketli müzik ve etraftaki insanların yaygarası hakimdi. Amerikan mutfak kısmında içme yarışı yapılıyor, dışarıda havuzda birileri yüzüyor ve içeride de insanlar dans ediyordu. Az önce terastan, Sasuke'nin yanından ayrılan Sakura koltukta bacak bacak üstüne atarak oturmuş çatık kaşlarla insanları inceliyordu. Kışkırtıldığı zaman çıtayı korkmadan yükseklere çıkarabiliyordu ve bu akşam bunu ispatlayacaktı.
Uzaktan sinsice erkekleri süzüp kendi kendine değerlendirme yaparken koltuğun yana çökmesiyle birilerinin oturduğunu anladı ancak kim olduğuna bakmak için dönmesine gerek kalmadan kızlar konuştu.
"Nereye daldın öyle düşünceli düşünceli? Gel de biraz kalça sallayalım." Ino arkadaşının gözlerini takip ederek neye baktığını anlamaya çalıştı. Pembe saçlı kadının diğer yanına da Hinata oturmuştu.
"Birini arıyorum." diye kızları yanıtladı Sakura.
"Kimi?"
Omuz silkti yine onlara bakmadan. "Sasuke'yi kıskandıracak birini." İki arkadaşı boş boş gözlerini kırpıştırarak ona baktı bir süre. Olayların çok gerisinde kalmış gibi hisseden Ino, "Entrika severim bilirsin ama... Nereden çıktı şimdi bu?"
"Üstelik daha buraya gelene kadar onunla konuşmuyordun bile. Bir köşeye çekilip kendinizi açıklayarak sorunun ne olduğunu konuşsanız daha iyi olmaz mıydı?" diye aynı hisle sordu Hınata.
Bu esnada Sakura'nın gözüne ilişen biri olmuştu. Müziğin ritmiyle ufak ufak dans ediyordu ve oldukça yakışıklı bir adamdı. Sasuke'den daha mı çok beğenmişti? Söz konusu bile değildi ama neyse ki önemli de değildi.
"Şu köşedeki esmer, gri ceketli adamı tanıyor musunuz?" Bıyık altından güldü. "Oldukça hoş görünüyor."
"Yarışçılardan biri işte, az çok tanıyoruz..." Ardından gözlerini pörtleterek ona baktı sarışın kadın, "Sen ciddi misin!?"
Tam ona cevap vermek için ağzını açmıştı ki salon girişinden içeri gelen Sasuke'yi gördü Sakura. İçeri girdiğinde etrafa kısa bakışlar atıp yanından geçen birinin elinden bir bardak içki aldı kendine. Onun da gelmesiyle ortam tamamlanınca ayağa kalktı Sakura.
"Onu ilk defa senin gibi mantıksız davranırken görüyorum..." Hinata'nın mırıldanarak kendine sokuşturduğu lafa burun büktü Ino.
Sasuke ise bir köşede duran arkadaşlarını bulunca yanlarına gitmişti. Naruto ve Kiba anlaşılan havuzdan çıkmıştı (veya düşmüştü). Üstleri sırılsıklam olmakla beraber saçlarından damlalar akıyordu. "Of Hinata ıslanma demişti! Kızacak şimdi..." derken saçlarını köpek gibi savuruyordu Naruto. Ondaki damlalar yağmur gibi üzerine yağınca adamı ittirmek zorunda kaldı Sai, "Git ötede yap şunu, sırılsıklam ettin beni de!"
"Ayakkabıların nerede senin?" diye sordu Sasuke, onların sersefil hallerini izlerken içeceğini yudumlayarak acayip keyif alıyordu. Naruto'nun sadece çorapları vardı ve onlar da ıpıslaktı.
"Ne bileyim ya, üşüdüm zaten amına koyayım. Gidip üstümü değiştireceğim."
O gitmeden önce Sai bir noktaya odaklanarak, "Şu adam bizimle yarışmamış mıydı bir ara, Sakura ne yapıyor orada?" deyince dikkatler oraya kaydı. Sasuke, salonun ortasında başka bir adamla güle oynaya dans eden Sakura'yı görünce kahkaha attı. "Onu kıskanmamı sağlamaya çalışıyor."
Çocuklar aynı anda kafalarını onay vermeyerek iki yana salladı. "Sıkıntı."
"Bırakın denesin."
"Olay ne ki? Yarım saat öncesine kadar Sakura diye zırlıyordun. Ne ara bu fasıla geçtiniz?" diye sordu Naruto, üşüdüğü için kollarını kendine sararken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asphalt, blood and tears | sasusaku
FanficArabalar, yarışlar, aşk ve geri kalanı hakkında. sasusaku|30.04.24