Sabah kalkıp sessiz olmaya çalışarak Emine teyzeye kahvaltı hazırlamaya başladım masaya bardakları ve tabaklarımızı koydum.
"Günaydın kızım. Ne zahmet ettin."
"Ne zahmeti gelin oturun hazır her şey."
Beraber kahvaltı etmeye başladık.
"Sen Barış'la Kerem'in arkadaşısın yani demi?"
"Evet buraya taşındığımda tanıştık."
Emine teyzenin telefonu çalmaya başladı.
"Efendim Yüksel? Geliyor musunuz? Doktor mu bıraktı ki? Durur mu o duramaz tabi. Dikkatli gelin hadi."
Telefonu kapatıp kenara koydu.
"Geliyorlar mı?"
"Barış beyimiz duramamış daralmuş."
Gülümsedim, çok şükür geliyordu. Hızlıca mutfağı toplayıp Kerem'e geçtik onlar gelmeden hazırlayalım her şeyi diye. Emine teyze dün hazırladıklarımızı ısıtmaya başladı. Ben de Barış'ın yatağını hazırlıyordum. İçerden yemek kokuları o kadar güzel geliyordu ki evde bir anne var hissi çok güzeldi. Ağır adımlarla mutfağa geldim.
"Çok güzel kokuyor hepsi ellerinize sağlık. Bir evi hemen yuva yaptınız."
Bana gülümseyerek baktı bir anda kollarını açıp beni bağrına sıkıca bastırdı.
"Oy güzel kızım ben sana da yaparım."
Bir kaç dakika böyle sarıldık ve kapı çaldı. Kapıyı açtığımızda Barış Kerem'e yaslanmış Yüksel amcanın ise elinde çanta vardı. Barış beni görünce gözlerini kırpıştırdı sanırım gerçek olduğuna inanamadı. İçeri geçip Barış'ın koltuğa uzanmasına yardımcı oldular. Annesi hemen sırtının arkasına yastık koydu.
"Anacım mis gibi kokutmuşsun evi."
"Güneş kızımla beraber yaptık valla hepsini."
Çekingence gülümsedim. Kerem hemen lafa atladı.
"Vaaay Güneş hamaratsında."
"Yok ya öyle Emine teyze ne derse onu yaptım."
"Valla hanım kurt gibi acıktık hazır mı her şey."
"Hazır hazır geçin siz mutfağa Barış'a da getiririz tepsiyle."
Barış'ı içerde bırakıp mutfağa geçtik Emine teyze Barış'a ayrı bir tepsi hazırladı.
"Kızım sen bunu Barış'a götür fazlaca koydum sen de ye."
Şaşkınlıkla baktım bildiğiniz beni yolladı mutfaktan. İçeri girdiğimde Barış gözlerini kapatmıştı yanına doğru yaklaşmamla gözlerini açtı.
"Annen gönderdi yemen için."
"Bu biraz çok sanki hani yerimde."
"Benim içinde koydu."
Barış'ın kaşları havalandı. Oturduğu koltukta hafifçe yana kaydı bacaklarını koltuğa yapıştırdı ben de koltuğun ucuna oturdum.
"Kendin yiyebilir misin yardıma ihtiyacın var mı?"
"Yani çok eğilip doğrulamıyorum ellerimde hep yara."
Cidden kaderimde Barış'a yemek yedirmekte mi vardı daha geçen birbirimizi boğazlamamış gibi.
Çorbaya kaşığı daldırıp Barış'a doğru uzattım gözlerimin için bakarak yiyordu. Kalp ritmimin bozulmasını belli etmemeye çalışarak kıpırdandım. Böreği uzattım eline almak yerinde elimdeki böreğe uzanıp ısırdı. Bebek gibi beklentiyle bana bakıyordu bu haline gülmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs /Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Sen gerçekten sevmeyi biliyor musun Güneş gerçek sevgiden bahsediyorum. Sevmek sevilmeye de izin vermektir, sen sadece sevmek istiyorsun."