4.bölüm

31 9 0
                                    


"Kusura bakmayın tekrar rahatsız ettim ama bir yanlışlık olmuş" diyen postacıya şaşkın bir şekilde baktım. "ne gibi bir yanlışlık'' ne olduğunu anlayamamıştım.
Az önce sizi bir kutu getirmiştim.sizin isminizle aynı olan yan apartmandaki daireye gitmesi gerekiyormuş. Kusura bakmayın ama kutuyu geri almam gerekiyor."Ne diyodu bu adam. Şuan bayılabilirdim. Bugün beğendiğim elbisenin bana biri tarafından gönderilmesi, aslında bir yanlışlık söyleyen adam...Hepsi tesadüf olamazdı. "Kim gönderdi peki bu elbiseyi?" şansıma sıçayım yaa. " o konuda bir bilgi veremem kutuyu alabirmiyim?" ben o elbiseyi akşam yemekte giyecektim veremezdim kutuyu." hayır vermiyorum suç sizin biraz dikkatli olunda karıştırmayın vermiyorum kutuyu falan!!!" sesim apartmanda yankılanmıştı. "Zorluk çıkarmayın lütfen!" adam dişlerinin arasından  ağzımın ortasına vurcakmış gibi konuşuyordu. Adamdan korkmuştum. Ama içimden küfür etmeyi unutmamıştım. Kafamı sallayarak beklemesini söyledim. Odama doğru yürürken ne yapacağımı düşünmeye başladım. Elbiseyi kutusuna koyarak üzgün bir şekilde kapıya ilerledim. 'Acaba kapıyı hiç açmasam mı? Bekler bekler gider elbise bende kalır.' bu fikir olabilirdi. Ama ne zaman bana ait olmayan birşey alsam mutlaka bişey oluyordu. Küçükken yaşadığım olay aklıma geldi. Kapıyı açarak kutuyu teslim ettim. Şansıma bi kere daha tükürerek odama gittim.1saat kalmıştı. Çantamdaki paraya baktım. 40 lira vardı. Bu parayla ne alabilirdim ki. Ardaya söylesem mi diye düşündüm. Ama rezil olacaktım. Bu fikri hemen kafamdan attım. Dolaptan siyah eteğimi aldım. Üzerime ne giysem diye düşünürken telefonum çaldı. ''Ne var melis!" melisten bir süre ses alamadım. "Melis konuşsana" sinirlenmiştim. "Ben çok aptalım" hıçkırıklı sesinden anladığım kadarıyka ağlıyordu. "Ne oldu melis iyi misin? " endişelenmiştim. "Sana geliyorum anlatırım." bana mı geliyordu hangi yüzle acaba." benim işim var birazdan çıkıcam sonra konuşuruz." melise karşı olan öfkem ağır basmıştı." peki şimdi bize gel burdan gidersin olmazmı?" geç kalırsam ardaya ne dicektim ki" peki geliyorum sana görüşürüz" cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Sinirliydim ama gelicem demiştim. Üzerime bir kolsuz tişört geçirdim. Saçlarıma hafif şekil vererek  telefonumdan saate baktım Tam 45dakikam vardı. En azından melislerin evi restorana yakındı. Kapıyı kilitmemem gerektiğini hatırladım. Otobüse bindiğimde anneme akşam geç kalacağımı açıklayan bir mesaj attım. Melislerin evinin önünde indim. Hızlı adımlarla yüreye başladım. Zile bastığım an kapı açıldı. "Ben çok salağım. Uğura nasıl inandım. Özge piçi uğuru kandırmış. Uğurla yatmak istediğini söylemiş. Sima ne yapacağım ben ne olur bana yardım et." uğurun bir çok kez yattığını biliyordum ama özge aklıma gelmezdi. Tam cevap verecekken telefonum titredi. "Kim arıyor" diyen melise baktım. "Arda. Bu akşam yemeğe çıkacaktık onun için aramış olmalı." melisin şaşkınlığına aldırmadan telefonu açtım. Melislerin evini tarif ettim ve buraya gelmesini söyledim. Telefonu kapattığımda karşımda elindeki elbiseyle dikilen melise baktım. "Bu kıyafetlerle gitmeyi düşünmüyorsun değil mi al bunları giy çok yakışacak sana " içimde oluşan büyük sevinçle kafanı salladım ve elbiseyi alıp odaya gittim." deli kızz" diyen melisi umursamadan elbiseyi giydim. Dolaptan topuklu bir ayakkabı aldım. Makyaj için melisi çağırdım. Hafif bir pudra, eyeliner ve ruj sürerek makyajımı bitirdik.  Artık hazırdım saçlarım doğal halindeydi." hadi bakalım herşey bir yemekle başlar devamını bekliyorum canım" utanmıştım. "Seninle o konuyu konuşucaz gelince unutmadım sanma" melisin yüzü asılmıştı. Gelen mesaja baktım. Arda gelmişti. Melisle  vedalaşarak aşağıya indim. Arabaya yaslanmış bir şekilde beni bekleyen ardayı gördüm. Heyecanlıydım. "Woww sima çok güzel olmuşsun." kızardığımı hissettim." teşekkür ederim sende çok yakışıklı olmuşsun." kapımı açtı ve teşekkür ederek arabaya bindim. Restorana gelene kadar birbirimizi tanımak için sorular sormuştuk. Araba lüks bir restoranda durdu. İçeriye girdiğimizde etrafa bakmaktan kendimi alamadım.Garsonun yönlerdirdiği masaya doğru ilerlerken gecenin kötü geçmemesi için dua ediyordum. Çalan romantik müzik, etrafta yemek yiyen çiftler, ben ve arda. Böyle bir yeri sadece rüyamda  görebileğimi düşünürdüm. Ama şuan gerçekti. Ardayla yemek yiyordum. Masaya gelen garsona birşeyler diyen ardaya aldırmadan yemeğimi yedim. Bir süre sonra aynı garson elindeki şiseyle masaya geldi. "Arda bey en kaliteli şampanyamız bu."  Arda kafasını hafif bir şekilde salladı.ben hala olayı anlamaya çalışırken şampanya patladı. Etraftaki insanlaın buraya bakıcağını düşünüyordum ama kimse  bizi takmamıştı. Bardaklara koyduktan sonra giden garsonun tekrar gelmemesini umuyordum. Bu kadarı benim için çok fazlaydı. "Arda bunlara hiç gerek yoktu." ne diyeceğimi bilmiyordum. " senin içinse herşeye gerek var " bunu beklemiyordum." makyajımı tazelemem gerek müsadenle " masadan kalkarak lavaboya yürüdüm. Neden böyle birşey dedi anlamadım. Daha doğrusu beklemiyodum. Ardadan hoşlanmıştım ben. Uğuru unutmamı sağlıyordu. Telefonuma gelen mesajla irkildim.
Vote ve yorumlarınızı. Bekliyorum

Multimedia da sima ve ardanin kiyafetleri var

KELEBEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin