3.bölüm

49 9 0
                                    

Melis ve Uğur... Olamazdı çok saçmaydı. Melise bunun hesabını sormam gerekiyordu.Ugura karşı hissettiğim duygular yavaş yavaş nefrete dönüşüyordu. Çantamı aldıgım gibi kafeden çıktım.içimdeki ağlama isteğini yok etmeye çalışsamda yapamıyordum. Hala aklım böyle bir şeyin olacağını almıyordu. Uğur melisi hiç sevmiyordu ki. Bir anlık zevk için melisin duygularıyla oynaması çok saçmaydı. Ben sadece sevdiğim kişiyle öpüşürdüm. Zaten şimdiye kadar da 1kez öpüştüm. Ama melis farklıydı. Sevse de sevmesede öpüşmüştü. "Ben gittikten sonra acaba devam ettiler mi?" diye geçirdim içimden. Tabi devam etmişlerdir. Ben kim oluyorum ki. Telefonumun melodisi duyulmaya başlayınca hemen baktım. "Oha oha oha! Bu benim numaramı nerden buldu yaa??" Telefonu açarak kulağıma götürdüm. Ne diyecektim ki ben şimdi. "Alo sima nasılsın." dilim tutulmuştu o an." şey iyiyim, sen nasılsın?" heyecan yapmamam gerekiyordu. Yanlış bir şey dememeliydim." saol iyiyim bugün bir şeyler yapalım mı? Diye sormuştun. Teklif hala geçerlimi?" Şimdi sıçtım ne diyeceğim ben' yanlışlıkla söylemiştim ben onu sonra da utanıp kaçtım.' çok saçmaydı bu fikir bişey demem lazım. Karşı taraftan ses gelince Ardaya karşı çok mahçup olduğumu söyledim. " O zaman ben teklif ediyorum bir şeyler yapalım mı?" şimdi ne dicektim off... "Lan göt dikkat etsene!!" bir an telefonla konuştuğumu unutup bunu söylemiştim." Bana mı dedin ??" sesi dövecek gibi çıkıyordu." ahh! Hayır.Biri çarptı omzuma ona dedim çok özür dilerim" ben hala utanarak konuşmaya devam ettim. "Peki ama özrünü bu şekilde kabul etmiyorum benimle bir akşam yemeği yeesen seni affedebilirim. Akşam 7de hazır ol.Restoranı mesaj atarım Hoşçakal." cevap vermeme zaman bırakmadan telefonu kapatmıştı. Kendime küfürler yağdırarak ilerlemeye başladım. Bir mağazanın önünde durdum. Vitrindeki elbise akşam için çok güzel olurdu." merhaba vitrindeki elbiseyi deneyebilirmiyim acaba " elimle elbiseyi gösterdim. Kabine girerken elbisem gelmişti.Büyük bir heyecanla elbise giydim.Eteğinden sarkan fiyat etiketi dikkatimi çekti. 'Çüşş bu elbise 240 lira mı!!!' benim yanımda en fazla 50 lira vardı. Elbiseyi üzülerek çıkarmaya başladım. Ne olcaktı biraz zengin olsak. Kabinden çıktığım da eleman elbiseyi üzerimde göremeyince şaşırdı." acil bir işim çıktı.Daha sonra uğrayacağım. Kusura bakmayın.iyi günler" yine yalan söylemiştim. Kapıdan çıkarken bir adamla çarpıştım. Bugün de hep beni buluyolardı zaten.Kim olduğunu bilmiyodum yüzüm eğik bir şekilde yürümeye başladım. Akşam için ne yapacaktım ben. Güzel bir elbisem bile yoktu. Melisten giysem olmazdı. Daha bugün uğurla öpüşmüştü. Bunu kendime yediremzdim. Eve doğru yürümeye başladım. Karnım acıkmıştı. Bir pastaneden simit aldım. Elimdeki telefonla uğraşırken bir yandan da simiti yiyordum. Zaten bir tek param simite yeterdi benim. Melis gibi acıkınca gidip pizza yiyen biri olamazdım. Ama bu akşam lüks bir yerde yemek yiyeceğimizden emindim. Kendimden emin bir şekilde eve girdim. Dolaptaki bütün kıyafetleri denedim.Uygun hiç birşey bulamadım.oflayarak odadan çıktım.Her zamanki gibi mutfakta tıkınırken kapı çaldı.'Kesin teyzemdir ' diye söylendim. Kapıyı büyük bir üşengeçlikle açtım. Postaneden geldiğini söyleyen adam orta boylu kutuyu elime tutuşturuverdi. İmza atmamımı söylerken ben hala şaşkın bir şekilde kimin gönderebileceğini düşünüyordum. Adamı gönderdikten sonra büyük bir heyecanla kutuyu açtım. Bugün beğendiğim elbiseeee....
'Hangi zengin gönderdi acaba? Neyse kim gönderdiyse gönderdi' hemen elbiseyi giydim. Tam bedenime uygundu. İnce belimi saran mini ve siyah elbiseyi birinin bana alıp evime yollayacağını hiç düşünmemiştim. Aynada yarım saatimi kendime bakarak geçirdim. Daha 2 saat vardı. Mutfakta çikolata dolu olan kavanozu görmemle çatalı almam bir oldu. Tam çatalı yalıyodum ki kapı zili duyuldu. Sürünerek kapıya doğru yürüdüm. Delikten bakarak kim olduğunu anlamaya çalıştım. 'Bu nerden çıktı yine yaa' söylene söylene kapıyı açtım.

Yorum ve votelerinizi. Bekliyorum.

KELEBEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin