Lina 3 günün ardından sonunda hastaneden taburcu oluyordu. Üzerini değiştirip eşyalarını aldıktan sonra kapıda onu bekleyen Bora'nın yanına gitti.
"Hazır mısın Lina?"
"Evet gidelim"
"Bişeyini unutmadın değil mi?"
"Hayır unutmadım"
"Tamam"
Bora Lina'nın sandalyesini sürmeye başladı.
Onun bu haline çok üzülüyordu. Yürüyene kadar Derin'de kalacaktı.
...
Sonunda gelmişlerdi.
"Selam Lina. Nasılsın?"
"İyiyim Derin. Sen?"
"Bende iyiyim. Bora içeri gelmiyor musun?"
"Hayır. Ben gideyim artık"
"Olmaz öyle şey. Gel bari soluklan"
"Yok Derin. Teşekkür ederim"
"Peki sen bilirsin"
"Görüşürüz Lina. Görüşürüz Derin"
Derin Lina'yı kucaklayıp kendi yatağına yatırmıştı. Kendiside yatağın kenarına oturmuştu.
"Ee Lina anlat bakalım"
"Neyi anlatayım?"
"Bora ile ne yaptınız?"
"Nasıl ne yaptık?"
"Kızım anla işte"
"Neyi anlamam lazım"
"Öpmedi mi seni?"
"NE?!"
"Cidden öpmedi mi?"
"Hayır tabiki de. Hem neden öpsün?"
"Ne biliyim amk. Üç gündür yalnızsınız. Birşeyler olmuştur diye düşünmüştüm"
"Saçmalama Derin"
"Ne konuştunuz o zaman? Mal gibi birbirinize mi baktınız?"
"Hayır"
"Ne konuştunuz??"
"Havadan sudan işte"
"Hm öyle mi?"
"Evet öyle"
"Peki. Öyle olsun bakalım"
...
Bora eve giderken sürekli hastanede yaşananları düşünüyordu. Sanki Lina onu tüm kalbiyle affetmişti de diliyle söyleyemiyor gibiydi.
Lina'nın okula gitmemesi onu çok üzüyordu. Ama onu ikna edecekti. Okula gitmeliydi.
...
Ertesi sabah Derin elinde kahvaltı tepsisiyle Lina'nın yanına geldi.
"Günaydın Lina"
"Günaydın Derin"
"Bugün nasılsın bakalım?"
"Bana bebekmişim gibi davranmasana"
"Ne alaka amk? İyi misin diye sorduk"
"Neyse. İyiyim Derin"
"Tamam güzel. Hadi ye yemeğini"
"Hayır"
"Ne demek hayır?"
"Yemek istemiyorum"
"Bak yemezsen seni annene söylerim"
Lina bu sözün etkisiyle donup kaldı.
Derin ise yaptığı şakanın farkına sonradan vardı.