Çok ama çok geç gelen bölümden selamlar
Özür dilerim atamadım...
İyi okumalar!! ❤️❤️
Zılgıt sesleri Halfeti sokaklarında yankılanıyordu. Yüksek sesteki halay müziğinin sesiyle herkes büyük konağın önünde toplanmış halay çekiyordu. Sonunda o gün gelmişti. Miranoğlular ve Karagüllerin kınası bu geceydi. Ama Miranoğlular öğlenden başlamıştı bile. Tek düze bir şekilde ilerleyen halay yavaş ilerliyor klasik bir doğu halayı olarak devam ediyordu.
Devran heyecandan duramıyordu, berbere gitmiş saçlarına şekil verdirtmişti. Şimdi de damatlığını giyiyordu. Dışarıdaki halay sesi konağın içini dahi doldurmayı başarıyordu. Devran mutlulukla siyahlar içindeki damatlığına aynadan bakıp kendi kendine güldü. "Hayalimdeki oğlana kavuşuyorum bugün." diye fısıldadı.
Her şey onun için yolunda gidiyordu. Konağın içindeki telaşsa daha büyüktü. Halime Hanım ve Hatica Ana'nın sesleri konağı dolduruyor, bir sürü emir yağdırıyolardı. Dilan ve Hazar'ın da düğünü bugündü. Dilan'ın odasının kapısının önünde kadınlar doluşmuş hepsi bir şeye el atıyordu. Devran kendini hazır hissettiren sonra kapının kulpunu indirdi.
Dışarı adımladı. "Ağam, Fırat Şanlı geldi. Sizi görmek istiyor." Devran kaşlarını çattı. "Düğün günü ne yapacakmış beni." Adam omuzlarını silkti. "Vallahi ben de bilmiyorum ağam." Devran gergince başını salladı. Onu takip etmeye başladı, terasa çıktılar. Dışarıdaki halay sesi daha çok çoğalmıştı. İnsanlar yavaş ritimlerden hızlı ritimlere geçmişti.
Devran, oraya kurulmuş sigarasını içen Fırat'la kaşını çattı. Sanki onun konağı gibi davranıyordu. "Vay! Damat da geldi ha." Fırat sahte bir gülümseme kondurup ayağa kalktı. "Damatlık da yakışmış." Devran gözlerini kıstı. Ona bakmadan baş köşeye oturdu. "Ne diye geldin?" Karşısına oturan adama nefret dolu bakışlarını gönderdi. "Damat oluyorsun diye işleri boşlamıyorsun bakıyorum. Adana'da pamuk tarlaları aldığını duydum. Hayırdır?"
Devran şaşkın ve kızgın bir şekilde baktı. "Düğünümde seninle bunu mu konuşacağım? Hem sen kimsin lan, sana hesap mı vereceğim?" Fırat elini masaya vurdu. "Biz bir anlaşma yaptık. Sen bana Urfa'daki yerleri verecektin ben de sana Antep'teki çarşılardan dükkan!" Devran güldü.
"Anlaşma yapmadık, sen kendi kendine kurmuşsun. Seni buraya gömmeden kalk git. Konağımda bana bağırma cüretini nereden buluyorsun?" Tehditkar bir şekilde konuştu. Fırat kaşlarını kaldırdı. Alayla sordu.
"Öyle mi?"
"Öyle, şimdi defol Fırat Şanlı."
"Sana bu günü rezil edeceğim."
Ayağa hırsla kalktı. Devran arkasından alayla bakmaya başladı. Güldü.
*** *** ***
Berken aynanın karşısında kendine baktı, arkasında abisi Hazar gülümseyerek ona baktı. Berken mutsuzdu. Düğünün bu kadar erken olması hoşuna gitmemişti. Öğlen Halfeti'de başlayan halayla bunun Miranoğlulardan geldiğini anlayan Karagüller de hemen konağın önünde halaya başlamış adeta iki aşiret kendi düğünlerinde bile yarışır olmuştu.
"Çok yakışıklı oldun aslan kardeşim." Berken somurttu. "Allah'ın ayısına gidiyorum, yakışıklı olsam ne olur lo?" Ofladı. "Ya ben kariyer yapacaktım!" Abisi kahkaha atmaya başladı. "Ne kariyeri ağalık mı?" Berken ciddi bir şekilde başını salladı. "Ağalık değil belki ama Miranoğluların soyunu kurutmak gibi kariyer hedeflerim var. Neyse konaklarında ortalığı yıkınca pişman olur gönderirler." Kendinden emin bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nemrut'un Oğlu | bxb
RomanceUrfa Halfeti'de bulunan Devran Ağa, Halfeti'nin yanısıra diğer Urfa ve Antep'te saygınlığı olan bir ağaydı. Onun düşmanı olan aşiretin oğlu olan Berken de öyle güzel bir yüze sahipti ki görenler bir daha bakıyordu. Devran Ağa, bu oğlana aşık olur fa...