kim bu yabancı?

118 10 5
                                    

"barış biz geldik."

abimin sesiyle oturduğum masadan indim. barış benden uzaklaştı. kerem ve abim mutfağa geldiğinde bizi gördüler.

"kumsal, napıyorsunuz burda?"

biz napıyorduk? evde ikimizdik. neden gelmiştim abime ne diyecektim.

"ben çağırdım berkan. kahve içmek için."

kerem bize gülerek baksa da abim hiç bir şey demedi.

"e bize de yapın o zaman." dedi ve keremle salona geçtiler.

koca bir oh çektim. neyse ki yanlış anlamamıştı. kahve kavanozundan makinaya 4 kaşık kahve koydum. suyu ekleyip pişmesini bekledim.

barış arkamdan sarıldı.

"utandın mı?"

" abim sonuçta barış abi. yanlış anlayabilirdi."

beni kendine çevirdi. kollarıyla tezgahın arasına sıkıştırdı.

"barış abi yok. barış. hem yanlış anladıysa da ben izah ederim ona. merak etme."

kahve makinasının ötmesiyle makinaya döndüm. fincanlara kahveyi koydum. salona geçecektim ki telefonumun titremesiyle elime aldım.

ceylinko 3 yeni mesaj

halilişko adlı kişi grup adını *savaşın kıskançlıkları* olarak değiştirdi.

savaşın kıskançlıkları grubundan +9 mesaj

ilk once ceylinin mesajına tıkladım.

ceylinko

:ben geldim sen nerdesin pango?
: aşkım çok yorgunum ben hemen uyuyacagım.
: ZİLE BASMA ANAHTARINLA GİR.

mesaja görüldü atıp çıktım. daha sonra grup mesajlrına tıkladım.

*savaşın kıskançlıkları*

keremsu: kankiler biz eve bir geldik kumsal ve savaş kahve yapıyorlar.

kazımsu: kumsaall yoksa tuzlu mu yapıyordun kız?

halilişko: oğlum sakın aranızda halletmeyin ha. kız istemeye geleceğiz.

ceylinko: olmuş bunlar olmuşşş

yunusbaligi: ceylini de tarafımıza çektik ahahaashw

daha fazla okumadım psikolojik sağlığım için. kahveleri ve suları tepsiye dizdim.

"eline de yakıştı."

"beni istemeye geldiklerinde de bakarsın bol bol."

"ne demek lan o? kim geliyormuş istemeye? hadi gelsinler bakalım parçalarına ayırmıyor muyum onları."

gülüp yoluma devam ettim. kahveleri içip sessiz sakin oturduk.

abin ayağa kalktı. "hadi seni eve bırakayım kumsal."

"ben bırakırım berkan otur sen." dedi barış.

"abi ben arabayla geldim zaten."

hepsi kapının onune beni yolcu etmeye geldi. abime sarıldığım sırada "seninle yarın bir şey konuşmak istiyorum." dedi.

işte bu çok kötü olmuştu. bakışlarından anlıyordum rahatsız olmuştu evde ikimizin olmasından. sadece kafamı salladım. daha da bir sey çakmaması için barışa. ve kereme elimi uzattım.

kapıdan geçip arabaya bindim. barış mesaj atmıştı.

hayvanatım 🤍
: bu neydi şimdi? sadece el uzatmalar. ilerlediğimizi düşünmüştüm.

mesaja görüldü atıp çıktım. abime saygısızlık ediyordum. o bana guveniyordu bu konuda ve ben bu güveni boşa çıkarmak için elimden geleni yapıyor gibiydim. barıştan bir sure uzak kalmalıydım. abimde bu surede tekrar bana guvenmeliydi.

eve çıktığımda direkt odama girdim şort pijama takımını giyip uyudum.

sabah kapının ziliyle uyandım. koşar adım aşağıya indim. kapıyı açtım. kargocuydu ve elinde büyükce bir zambak buketi vardı.hep barış yollardı. ve yine barışın yolladığını düşünüp içeri aldım. kargocuya imza verip kapıya kapattım. ceylinde uyku sersemi aşağıya inmişti.

"bu barış ne romantik ya."

"iyi de dun ben ona biraz kötü davrandım."

"noldu kızım?"

olayları kısaca özet geçtim.

"kumsal evet uzak dur biraz ben bile yanlış anladım düşün yani."

"bi de arayıp abimi evde misiniz diye sordum dusun."

"hadi hadi bırak çeneyi de notu aç."

notu elime aldım ve açtım.

"zambakları sevdiğini biliyorum. bir gün beni de çok seveceksin."

şaşırmıştım. altta isim yoktu. ama barıştan başka kim olabilirdi ki?

bunu da öğrenmenin tek bir yolu vardı telefonu tezgahın üzerinden alıp barışa mesaj attım

hayvanatım🤍
: barış çiçekler için çok teşekkürler.

telefonu kapayıp ceyline ve kendime kahve yapmaya başladım.

"peki o çiçekleri barış göndermediyse?"

"orasını düşünmedim ceylin. bana başka kim çiçek gönderecek en sevdiğim çiçeği? sadece barış gönderir."

telefondan bildirim geldiğinde hemen elime alıp bildirime tıkladım.

hayvanatım🤍
: ne çiçeği kumsal? ben çiçek falan göndermedim.

sarışınım|Barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin