zambak

110 7 0
                                    

barışın anlatımıyla;
gördüğüm mesajla kan beynime sıçramıştı. kumsal ile aramızda olan çiçeği nasıl başka biri alabilirdi?

"sakin ol barış. vardır bir açıklaması."

"kızın bir sucu yok kerem hangi amcık gönderdi?"

sinirden evde volta atıyordum.

"o piçi bulacağım. ikiye böleceğim. buda iki olsun lan."

evin kapısına doğru yürüdüm.

"nereye oğlum?"

"çiçeğin sahibini bulmaya. o çiçeği girdiği yere sokacağım."

kumsalın anlatımıyla;
mesaj bildirimi gelmeyince telefonu elime aldım. görüldüyü gördüğüm an anladım ki bu çiçekler barıştan değildi.

"barış görüldü atmış ceylin."

"yandık. yandık ki ne yandık. alan kişi gitsin hemen musalla taşına yatsın. kimseyi uğraştırmasın."

(musalla taşı: camide cenazelerin konulduğu taş.)

"kim bu ceylin? meraktan öleceğim."

"sakin ol kumsal elbet başka bir adımla daha gelecek."

biraz sonra kapı alacaklı varmışçasına çalındı. kesin barıştı.

kapıyı korkarakta olsa açtım. alnındaki damarlardan ne kadar kızgın olduğu belliydi. yüzü kıpkırmızıydı.

"barış ba-"

"sen biriyle mi görüşüyorsun kumsal? yoksa furkan iti mi gönderdi? eski talibin mert? o olabilir mi? yoksa bambaşka biri mi kumsal konuş. benim canımı sıkma."

gözlerimin dolduğunu hissediyordum. sinirlenmesi normaldi ama benim bir suçum yoktu. ceylin araya girdi.

"kızın haberi yok barış. notta isim de yok."

"ceylin karışma. görüştüğün biri mi var kumsal? en sevdiğin çiçeği bile bilen birisi mi var? ARAMIZDA OLAN ÖZEL ÇİÇEĞİ BİLEN KİM VAR KUMSAL BANA CEVAP VERECEKSİN."

artık sinirime hakim olamadım. barışın yakasını tuttum.

"haberim yok diyorum sana. sinirini benden çıkartmak için yer arama. bilsem sana yazmazdım. bilsem bu notta isim olurdu."

yakasını bırakmıştım. biraz olsun kendine gelmişti.

"çık evimden barış."

"ne?"

"çık dedim sana."

barış yüzüme bile bakmadan evden çıkıp gitmişti. koltuğa oturup bağıra çağıra ağlıyordum.

"tamam bitanem ağlama lütfen."

ceyline sıkı sıkı sarıldım. biraz olsun sakinleşmiştim. saçlarımla oynarken hala beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"senin bir suçun yok. kıskandı o seni. delirdi yine. klasik karadenizli. yanar birazdan söner gelir. bilmiyor musun."

kapının ziline basıldığında şok olmuştum.

"gelecek demiştim sana."

ceylin koşarak kapıyı açtı bende toparlandım.

"berkan abi?"

işte bugun dün dediği konuşma olacaktı. ve hiç hazır değildim. derin bir nefes verip abimin salona girmesini bekledim.

"kumsal konuşalım mı?"

sarışınım|Barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin