"Sana yolculuk yapmak istiyorum...
Kes yüreğine giden bir bilet;
"can" kenarı olsun..."- Cemal Süreya -
💚🌷
Keyifli okumalar dilerim...
- BİR HAFTA SONRA -
Aşk bir oyundur, evet, ama öyle basit bir oyun değil; kuralları belirsiz, sonuçları tahmin edilemez bir oyun. Ben bu oyunun içine düştüğümde, kaybolacağımı sanmıştım. Oysa kaybolmadım, tam tersine, aşkı gerçek anlamda buldum. Şimdi kalbim öylesine dolu ki, sanki her bir hücrem sevginin sıcaklığıyla titriyor. Gözlerimi onun gözlerine her diktiğimde, dünyayı yepyeni bir yer olarak görüyorum. Her bakışı, her gülümseyişi, sanki ruhuma işlenmiş bir şiir gibi yankılanıyor. Aşkın her anı, her detayı bana yeniden hayat veriyor; her şey, en sıradan anlar bile, onunla birlikte sonsuzluğa açılan bir kapıya dönüşüyor.
Ama biliyorum ki aşk sadece tatlı bir rüya değil; bir araf, insanı en derin korkularıyla, en büyük sevinçleriyle yüzleştiren bir arayış. Karanlıkları da var bu yolculuğun, belirsizlikleri de... Yine de bu araf, benim için huzur dolu bir yer haline geldi. Belki de onunla birlikte bu belirsizliklerin içinde anlam bulmayı öğrendim. Aşk, bana dünyayı yeniden öğretiyor; zorluklarıyla, güzellikleriyle, karmaşıklığıyla... Ve ben, bu oyunun her anından, her duygusundan derin bir zevk alıyorum. Çünkü artık biliyorum, aşk benim için sadece bir oyun değil, hayatın ta kendisi.
Miraç'a duyduğum aşk, karanlık bir gecede parlayan yıldızlar gibiydi; hem yol gösterir hem de insanı kaybolmuş hissettirirdi. Onun varlığı ruhumda bir fırtına estirirdi, bazen rüzgarlarıyla sarıp sarmalayan, bazen de savurup bir köşeye atan. Aşkımız bir araftı; ne tam anlamıyla huzur bulabileceğim bir cennet ne de terk edebileceğim bir cehennem. Gözlerine her baktığımda içimde bir yangın çıkar, ama o yangının sıcaklığıyla bir nebze olsun ısınırdım. Onu sevmek, suya hasret bir çölün ortasında yürümek gibiydi; bir damla serinlik için can atarken, her adımda daha da derine batmak. Bu aşk beni iyileştirirken aynı zamanda her geçen gün biraz daha yaralardı. Bir yanım onsuzluğun dipsiz karanlığından korkar, bir yanım ise onunla olmanın getirdiği ızdıraba katlanırdı. Miraç, hem ilacım hem de zehirimdi; ondan vazgeçmek ölümdü, ama onunla kalmak da yaşanması zor bir hayattı. Bu aşk bir denge oyunuydu, ip üstünde yürüyen bir cambaz misali, düşmemek için çabalarken her an kayabileceğini bilmek gibi...
Miraç'ı sevmek ise kaldığım en güzel araftı... Çünkü onunla ne cenneti arzuladım ne de cehennemi; sadece onun varlığında var oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKSUN
Fanfiction(Uyarı: Kitap +18 yaş içindir!) Gökyüzü, umut dolu günlerin ardından siyah bir örtü gibi çöktü üzerimize. İhanetin soğuk eli, kalbimizi sarstı ve hayatımızı mahvetti. Umutlarımız, gözyaşlarıyla sulandı ve kurudu. Terk edilişlerin acı izleri, ruhumuz...