altı.

217 10 36
                                    

Barış Alper'le görüştüğüm günün üstünden bir hayli vakit geçmişti. Şayet söz verdiği gibi davranmasa ve beni aramasa ona oldukça darılabilirdim çünkü son görüşmemizde bambaşka bir arkadaşlığımız olduğunu ve kolay kolay yabana atılamaz bir seviyeye geldiğimi düşünmeye başlamıştım. Ama o beni yanıltmamış, beni tatile gittiği gün de dahil olmak üzere her zaman aramıştı. Bu beni bir hayli mutlu ediyor, telefona bakarak sırıtmama sebep oluyor, onunla konuşurken onu daha fazla tanıdığım için mutluluktan havalara uçacak seviyeye geliyordum.

Yine konuşup kapattığımız günlerin birinde Twitter'a girmiş, her zamanki anlamsız, boş, pespaye hayatıma hiçbir şey katmayacak tweetleri okumaya, retweetlemeye ve hemen ardından bomboş ekran seyretmeye geri dönmüştüm. Ancak karşıma çıkan ilk twitte Barış Alper'in beğendiği kızların uzun uzadıya bir listesini gördüğümde işte o günün benim için bir hayli içinden çıkılamaz hale geleceğini bilmiyordum.

Liste o kadar uzundu ki sadece babam yoktu! Kaşlarımı çattığımdan emindim çünkü bu tip ayırmaksızın sarışın, esmer, renkli gözlü, kumral... ne bileyim uzun boylu... Sayabileceğim bütün özelliklere sahip kadınlar bu listede vardı. Bu kadar çok kadını ne ara beğendiğini anlamak mümkün dahi değildi. Anlaşılan Barış’ın tekelinde sarışın, esmer veya farklı farklı çeşit kadın hiç mi hiç fark etmiyordu! Galiba kadın olsa yeterdi.

Bu düşünce bir hayli canımı sıktı. Hemen aklıma arkadaşlığımızın haddi, seviyesi ve niteliği geliyordu. Beni de mi öyle bir kadın olarak gördü, düşüncesi tak diye kafama dank etti. Tamam, onun beğendiği kadınlar kadar güzel olmayabilirdim. Farkındaydım. Ancak benim de kendime has bir duruşum, kendime has bir öz güvenim vardı. Böyle bir düşüncenin içerisinde olmak bile olduğum yerde rahatsız olmama yetmişti.

Tweetin bağlantısını kopyalayıp Whatsapp'a girdim. Bir an bile düşünmeden Barış Alper'e gönderdim. 

Hiç beklemediğim bir vakitte -yani gecenin birinde- Barış Alper anında çevrim içiydi. Tabii, hangi tatillere aktı orası bilinmez! Ancak beyefendi hala uyanıktı görüldüğü üzere. Can sıkıntım bir hayli artarken mesajımın görülmesiyle birlikte kendimi kopacak kıyamete hazırladım.

Zaten böyle bir haddi nereden buldum, hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ve kendi kendime de kızıyordum sonuçta onun sadece arkadaşıydım, hesap sormak gibi bir hakkım yoktu. Ancak içinde bulunduğum durum yani arkadaşlığımız Barış Alper'in karakteri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacım olduğunu göz önüne seriyordu. 

O çok fazla kız beğenen biriyse eğer, daha doğrusu kız düşkünü ise eğer bu benim için bir sorun olabilirdi çünkü ne idüğü belirsiz erkeklerle takılmak, abimin dediği gibi hoş olmayan adamlarla takılmak çok benlik değildi. Arkadaş dahi olsam kendime yakıştırmazdım.

Homurdana homurdana yazmaya başladım.

Barış Alper.
Konuşmamız gerek.

:D
bu noktalar neyin öfkesi acaba :D

Ne öfkesiymiş?
Öfke falan yok.
Ben yazıma her daim dikkat ederim.
Konuşmamız gerek dedim.

peki, buyur sedef

Kaşlarımı çattım. Tweet'i gördüğü hâlde böyle davranması beni gıcık etti.

Bu kadar çok kızı en son ne zaman bir arada gördüm biliyor musun?

ne zaman gördün

Kadın hamamı!
Kadınlar yarı çıplak mermere yatıp kadın bir tellak onları keselerken
Ve diğerleri çalgı çengiyle göbek atarken
Hatta ayağım takılmıştı ve yere düşerken peştemalim yere düştü
Anadan üryan kaldım

Ufak Bir Rastlantı || Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin