Hemşirenin sesiyle uyandım.
Hemşire
- Çıkış işlemleriniz tamamlandı. Hazırlanıp çıkabilirsiniz küçük hanım.
Kafamı tamam anlamında salladım. Bugün okula gitmeyecektim.
Hastaneden çıkıp eve gittim. Yengem ve amcam işte olduğu için evde tektim.
Odama çıkıp yattım.
Kalktığımda öğlen olmuştu. Tuvalete gidip burnumu kontrol edip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra odama geçtim. Telefonum çalıyordu. Ege arıyor... Cevaplamadım. Anlamıyor muydu yoksa anlamak istemiyor muydu ?
Bilemedim valla :(
Bir kaç kişi daha aradı. Hiçbirine cevap vermedim. Kimseyle muhattap olmak istemiyordum. Sadece ölmek istiyordum. Bunada izin vermediler. Lanet olasıcalar.
Kapı çaldı. Delikten baktım. Atakan mış. Lan siz bana taksit taksit mi geliyorsunuz !?
Açmıyorum ulan varmı ? Açmıyorum. Açmayacağımda.
Saat akşam beş ve hala kapı çalıyor. İnadım inat açmıyacam işte.
Gece yarısı on iki kapı yeni sustu. Oh be sonunda sesten uyuyamadım. Şimdi uyuyabilirim :)
.....
Alarmımı alıp duvara attım. Ay yeter be ! Her sabah aynı bok. Güzel yatağıma veda ettim. İhtiyaçlarımı giderip formalarımı giydim. Yorgundum. Göz altlarım mosmor olmuştu. Mecburen hiç elimi bile sürmediğim makyaj setimden kapatıcıyla işimi hallaettim.
Şimdi daha iyidim. Aşağı inip kahvaltımı yaptım. Evden çıkıp servise bindim. Hiç konuşmuyordum. Okula gelince sınıfa gittim. Yerime oturdum ve dersi dinledim. Bugün çok bunalıyordum. Nedeni bilinmez gözlerim sulanıyor.
Öğle tenefüs zili çaldı. Bahçeye çıktım. Hocalarla bile konuşmuyordum. Ne yapacaktım ? Susmak neyi değiştirir ki ?
Suna ve Zeynep benle konuşmaya çalışıyordu. Ama ben suskunluğumu korudum. Pes etmediler. Bütün tenefüs yanımda durdular. Beşinci ders hocayı dinleyip not aldım. Altıncı derste yine aynı şeyleri yaptım. Zil çalınca okuldan çıkıp servise bindim. Eve gelince direk odama geçip aralıksız üç saat ders çalıştım. Bilmem kaç yüzüncü sorumu çözüyordum. Gözlerim kararmaya başladı. Gerisini hatırlamıyorum...