"Hayatını teknolojiye bağlayan bir insanmı aptaldır, yoksa ona bunu alıştıranlarmı"
Bazen hayatımızın kopuk noktası olur. Tıpkı intihar'da olduğu gibi.Kendini yüksek bir yerden atıp intihar eden kızın kopuk noktası o yüksekliğe çıkış anıdır. Hap yutarak intihar eden adamın kopuk noktası o hapları avucuna aldığı andır.
Bileklerini kesen kızın o camı eline aldığı an, boğularak ölmek isteyen adamın musluğu çevirdiği an, kendini ipe asan kızın o tabureye çıktığı , kendini arabanın önüne atan adamın o arabayı seçtiği, silah ile kendine sıkan kızın o silahı tuttuğu andır kopuk noktası.Peki intihar sadece bu şekildemi olur. İntihar isminin geçmesi için ölmek mi gerekir.
Hayatından umudu kalmayan bir kızın kendini kitaplara kapatması, konuşarak kendini anlatamayan adamın bir daha asla konuşmaması, sırf insanların onu sevmesi için çabalayan bir kız, insanları hayatından atıp kendini teknolojiye bırakan bir adam , herkesten soyutlaşıp anlatamadıklarını resime döken o adam , kendini şarkılara bırakan bir kız intihar etmiş olmuyormu...
Halbuki intihar yaşarken acı çekmek değil mi? Peki neden bu insanlar intihar etmiş sayılmıyor.
Bence asıl intihar yaşadığı onca şeye rağmen nefes almaya devam etmek.
Bence asıl intihar yaşamayıp nefes almak...Kendini yüksek bir yerden atan kızda intihar eder, kendini kitaplara kapatan kızda.
Hap yutarak ölümü bekleyen adamda intihar eder , asla konuşmayıp kendini sessizliğe bırakan adamda.
Bileklerini kesen kızda intihar eder, insanlar onu sevsin diye kendini paralayan o kızda.
Boğularak ölmeye çalışan adamda intihar eder, kendini teknolojiye bırakan adamda...
Sizce hangisi daha ağır...
Peki bu cümlelere birde şöyle bakın;
Kendini yüksek bir yerden atan kız ve kendini kitaplara kapatan kızın arkadaş olduğunu düşünün.
Bir uçurumun yanında oturup gülerek kitap okuduklarını hayal edin...
Hap yutarak intihar eden adamın ve kendini sessizliğe kapatan adamın arkadaş olduğunu düşünün.
Başının ağrısını içtiği hapın bile geçirmediği adamın arkadaşı ile sessiz sineme oynadıklarını hayali edin...
Bileklerini cam ile kesen kızın ve insanlar onu sevsin diye kendini paralayan kızın arkadaş olduğunu düşünün.
Aynaya bakarak şarkı söyleyip dans eden iki kız hayal edin...
Boğularak intihar eden adamın ve kendini teknolojiye bırakan adamın arkadaş olduğunu düşünün.
Su'yun önemi için belgesel çeken iki adam hayal edin...
O zaman hayat daha farklı olmaz mıydı sizce...
Yüzüme çarpan su ile göz kapaklarımı hafifçe araladım.
"Hele şükür kızım ya valla bir an öldün sandık"diye konuşan kalın ses ile kafamı sola çevirdim.
Siyah ve kısa saçlı,iri vücuda sahip ve pürüzsüz yüzünde çıkmaya yüz tutmuş sakalları ile duran adamın arabada konuşan kalın sesli adam olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜRLÜĞE SON ADIM
De TodoKaldığı yetimhaneden kaçan Eva Karasu'nun tek bir hedefi vardı. Paris'teki Eyfel kulesine gitmek isteyen Eva yolda karşılaştığı arkadaşları ile nasıl bir maceraya atılacak, peki bu maceradan canlı çıkabilecek mi yada Eyfel kulesini görebilecekmi...