Kim Taehyung, mafya lideri Jeon Jeongguk'un büyük malikânesinin bodrum katında tutulan ve 5 senedir hiç dışarı yüzü görmeyen genç bir oğlan çocuğuydu.
•
Yaş farkı içerir
Merhaba, ben geldim papatya Taehyung ve onun enayisi Jeongguk ile
Bu fici 20. bölümde bitirmek istiyorum ama Two Faced gibi planladığımdan farklı ilerleyebilir ve bölümleri istemeden uzatabilirim. Yine de becerirsem ve 20'de biterse güzel olur. Yorulmayız, sıkılmayız.
Umarım sevdiğiniz ve okurken sıkılmadığınız bir bölüm olur.
Keyifli okumalar 💜
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu sahne, instagrama koyduğum ders dinleme spoiler fotoğrafının devam sahnesi olduğu için kıyafetlerini onunla aynı yapmaya çalıştım ama Taehyung'un şortu biraz farklı oldu diğerinden. Onun çizgileri azdı, daha güzeldi 😖
•
Dalgın gözlerle pencereden dışarı bakıyordu Taehyung.
Araba asfalt yolda hızla ilerlerken geçip giden binaları izliyordu ama baktığı yeri gördüğü söylenemezdi. "Ama ben seni tanıyorum küçük kardeşim." Hiç umursamamıştı başta söyleneni.
Çünkü ona göre karşısındaki adamın dediği imkansız bir şeydi. Ama kendisinin aksine olayı o anda fazlası ile ciddiye alan Jeongguk korumalarına adamı göstererek sert sesiyle konuşmuştu.
"Arabaya bindirin."
İşte bu emirden sonra Taehyung ve Jeongguk'un arkasından gelen arabaya, o arabayı kullanan koruma tarafından bildirilmişti genç adam.
Şimdi ise gidiyorlardı ve arkalarına aldıkları adam ile nereye gittikleri hakkında hiçbir fikri yoktu Taehyung'un. Başı ağrıyordu artık düşünmekten ve midesi kasılıyordu.
Geceye çok mutlu başlamıştı oysaki. Bu denli karmaşık bitirmek istemiyordu. Sinemadan çıkınca eve gitmek, film hakkında Jeongguk ile bir sürü şey konuşmak, sonra da Jeongguk'un koynuna girip huzurla uyumak istiyordu sadece. Nereden çıkmıştı şimdi bu karmaşa?
Doğru muydu? Bir abisi olabilir miydi? Ama nasıl? Bu nasıl mümkün olabilirdi? Düşünceleri arasında kaybolduğu sırada birden kolunda hissettiği uzun parmaklar ile kafasını çevirip baktı Jeongguk'a.
Genç adam ise uzun süredir dalgın ve hüzünlü hâlini izlediği bedeni usulca kendine doğru çekti. Amacı yakınına oturtmak iken istediğinden fazlasını yapıp anında yanına yanaşarak kolay bir hamle ile kucağına çıkan, yüzünü de boynuna doğru saklayan beden ile iç çekti.
O mutlu olsun diye bir şeyleri düzeltemeye, ayarlamaya çalıştıkça, hep Taehyung'u darmadağın eden başka şeyler çıkıyordu ortaya. Tanrı Taehyung'a mı acı çektiriyor yoksa bizzat kendisine mi ceza veriyor çözemiyordu.
İstemiyordu işte onu mutsuz görmek. Böyle kırgın, üzgün görmeye dayanmıyordu yüreği. Tanrı ise Taehyung'un hüznü, acısı, kırgın gözleri ile kendisini en ağırı ile sınıyordu. Sadece düşmanları değil, Tanrı bile Jeongguk'a acı çektirmek için Taehyung'u kullanıyordu.
