Hoşgeldiniz bölümüme
Yazım yanlışları olabilir. Çok kontrol ediyorum aslında ama zihnim doğru olana odaklandığı için gözümden kaçıyor hatalar. Kusura bakmayın lütfen
Umarım sevdiğiniz bir bölüm olur
Keyifli okumalar
Karanlık gökyüzünün altında, balkonda oturuyordu baba oğul...
Gün boyunca susmuş ve nadir anlarda ihtiyaç oldukça konuşmuş olan Taehyung, kekeme hâline rağmen gözlerine bakarak heyecanla dinleyen babasına anlatıyordu şimdi gününü.
Hafif hafif yağmur yağıyordu dışarıda ve ufaktan esen rüzgar rahatlatıyordu ikisini de. Sandalyede oturan babasının kucağındaydı Taehyung'un minicik bedeni ve elleri babasının gömleğinin yakaları ile oynuyordu.
Her akşam geleceğini bildiği hâlde, her gün özlüyordu babasını. Onun iş çıkışı saatini iple çekiyordu. Heyecanla bekliyordu. Gelme saatine yakın pencerenin önüne kuruluyordu ve sokağın başında gördüğü anda kapıya koşuyordu.
Babası tarafından öyle güzel seviliyordu ki, ona karşı bu kadar hassas olmaktan başka seçenek yoktu. Öyle zarif bir sevgiydi ki babasının kendisine sunduğu, ihtiyaç duymuyordu hiç başka sevgilere.
Babası anlattığı şeylere gerektikçe tepkiler veriyor ama genelde dinliyordu. Bu kekeme hâliyle babası dışında kimsenin yanında bu kadar uzun konuşamıyordu. Ayrıca yıllar geçmişti ve destek aldığı dil terapistinin yanı sıra babası bu süreci kendisiyle öyle ilgili şekilde geçirmişti ki, yavaş yavaş daha az kekeliyordu. Gitgide daha az uğraşarak kuruyordu cümlelerini.
Yine elbet duraksamaları, heceleri tekrarlamaları vardı ama eskisi kadar uzun süre tek bir kelimede takılı kalmıyordu. Babasının yanında konuşmak ona özgüven veriyordu. Ve bu özgüven de daha rahat konuşmasını sağlıyordu.
Diğerleri gibi acele ettirmiyordu babası. Sözü bir an önce bitsin diye bakmıyordu gözlerine. Söyleyeceği şeyi anlayıp yarıda kesmiyordu sözünü. Sanki kendisini dinlemek dünyanın en güzel şeyiymiş gibi davranıyordu. Taehyung da bir tek babası ile konuşurken ona eziyet ediyormuş gibi hissetmiyordu.
Yüzlerindeki tebessüm beraberinde konuştukları sırada Veronika geldi içeriden ve yanlarında kalan sandalyeye oturup ikisine baktı. "Yine kaynatıyorsunuz baba oğul." Taehyung'un ve eşinin gülen gözleri döndü kendisine. İkisi de bir şey demedi ve Taehyung anlattığı şeye geri dönerken genç adam sevgiyle eşinin gözlerine bakıp sonra kucağında oturan oğlunu dinlemeye geri döndü.
Her akşam uzun uzun konuşma saatleri vardı. Bazen Veronika yoruluyordu dinlemekten ama onlar konuşmaktan hiç yorulmuyordu. Eşinin Taehyung'u bilerek konuşturduğunu biliyordu. Yıllardır böyleydi bu. Konuştukça ve dinlendikçe açılıyordu oğlunun dili.
Eşi de bu yüzden küçük çocuğun üstüne düşüyordu. Ayrıca gün boyunca Taehyung kadar onun da özlediği belliydi. Dohyun kendilerine çok değer veriyordu ve hem Taehyung, hem de kendisi için eve koşa koşa geldiğini çok iyi biliyordu.
Gelir gelmez kucağına koşan Taehyung ile en güzel şekilde saatlerce ilgileniyor, sonra da Taehyung'u uyuttuktan sonra kendisi ile ilgileniyordu. Bütün ilgisi, sevgisi Taehyung ve kendisi üzerindeydi.
Telefondan gelen bildirim ile konuşan ikiliden ayırdı gözlerini ve telefonuna baktı. Ivan'dan gelen mesajı okurken bir gülümseme yayıldı dudaklarına. Parmakları klavyede hızla dolaşırken arka planda Taehyung'un sesini duyabiliyordu.
O sırada dışarıdan gelen koku ile sustu Taehyung ve kokladı havayı. Komşularından birinin mutfağından geliyor olmalıydı koku. "Kek gibi koktu." Havayı koklayan oğlunun tatlılığına gülüp konuştu genç adam ve Taehyung da kafasını aşağı yukarı salladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy in a Gun Barrel
FanfictionKim Taehyung, mafya lideri Jeon Jeongguk'un büyük malikânesinin bodrum katında tutulan ve 5 senedir hiç dışarı yüzü görmeyen genç bir oğlan çocuğuydu. • Yaş farkı içerir Angst