"ONA NE YAPTINIZ LAN!?"
Tekrardan haykırdı Sanemi. Shinobu-chan onun bu bağırışları yüzünden ameliyatına odaklanamadığı için bazı hashiharalardan yardın istemişti.
"BIRAK! ANNABEL'İN YANINDA OLMALIYIM BIRAK!"
Obanai ve Tengen onu tutmakta büyük zorluk yaşıyordu. Sanemi nin sinirli bir insan olduğunu biliyorlardı. Ama şuan içinde oldukları durum bambaşkaydı.
Sanemi kendini kaybetmiş bir şekilde önce kendi konağını sonra kelebek konağını yerle bir etmişti. Gözü dönmüş bir şekilde bağırıyor, etrafa zarar veriyordu.
"SANEMİ! SAKİN OL-"
Sanemi ona bağıran Tengeni elinin tersiyle ile ittip bağırdı.
"SAKIN OLAMAM! SAKİN FALAN OLAMAM! O ORDA ACI ÇEKİYOR VE BEN BURDA HİÇBİRŞEY YAPAMIYORUM!"
Diyip dizlerinin üstüne çöktü. Artık tutamadığı gözyaşlarını yavaş yavaş saldı. Seni daha yeni bulmuşken tekrar kaybetmek istemiyordu. Senin ölümün şuan çok yakındı ve o bunu hissediyor.
Senin çektiğin acıları düşünmek bile onu çılgına çevirmişken hala ona sakin ol diyorlardı.
Sen geldiğinde önce kanlar içindeki bedenine daha sonra kafası aşağıya eğik ağlayan Rengoku-san'a bakmıştı.
Zaten herşey o zaman başlamıştı. Sanemi Rengoku-san'ın yakasını tutup bağırmaya başlamış, neden sizi korumadığını sorup durmuştu.
Obanai onu zorla durdurmuştu. Tabi bu adamın sabrı sınanıyor, Rengoku-san kelebek konağına girdikten sonra o asla ölmeyen ekip gelmişti.
Sanemi onların sapasağlam olduğunu görünce bu sefer daha çok sinirlendi.
Ama kendini tuttu. Dur, buna tutmak denemez çünkü kelebek konağındakü tüm eşyaları ya duvarlara fırlatmıştı ya da camdan aşağı atmıştı.
"Hey Sanemi, bu kadar üzülme. Onun senden vazgeçmeyeceğini biliyorsun.."
Dedi yumuşak sesi ile Obanai. Sanemi yaşlar ile dolu gözlerini ona çevirdi. İlk defa başkalarının önünde hüngür hüngür ağlıyordu.
"Annabel'i hepimizden iyi sen tanıyorsun. Ona olan güvenini kaybetme dostum."
Obanai'n dedikleri Sanemi'yi rahatlatmıştı.
...
Sanemi gece yarısına kadar kelebek konağının bahçesinde durmuştu çünki Shinobu-chan onu yarattığı hasardan dolayı konağa almıyordu.
"Bana söz vermiştin. Neden sözünü tutmadın sevgilim..."
Sanemi başı eğik bir şekilde kendi kendine mırıldanıyordu.
"Seni kaybetmek istemiyorum, sonsuza dek benden uzak olmanı istemiyorum. Bana tekrar Shi Shi demeni istiyorum sevgilim.. Lütfen uyan ve bana Shi Shi de sevgilim.. Lütfen.."
Saneminin arkasında duran Giyuu daha fazla dayanamadı ve Saneminin yanına oturdu.
Sanemi gelen kişiye hiç bakmadı, hatta farketmedi bile.
"Bana sakın o iyi olacak deme. Sabahtan beri aynı şeyi duymaktan bıktım."
Dedi sanemi yorgun argın bir şekilde.
"Demeyeceğim. Sana sadece kendini olabilecek herşeye hazırlamanı söylemeye geldim."
Sanemi başını eğip ellerine baktı. Kendini suçluyordu. Konu sen olunca hep kendini suçluyordu.
"Keşke... Keşke bende onunla birlikte gitseydim."
Giyuu istifini bozmadan düz sesile konuştu.
"Keşkelerin şuan bir faydası yok. Yapman gereken tek şey beklemek."
Sanemi titrek sesi ile tekrar onu konuştu.
"Onu tekrar görmek istiyorum... Ama öbür dünyada değil.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerin ile yaşadım.
AcakBir gün dönüp bakınca düşler İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını Ağla, ağla Firuze ağla Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu Kıskanır rengini baharda yeşiller Sevda büyüsü gibisin sen Firuze Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu Ü...