⊹1⊹

43 11 24
                                    

Salı sabahıydı. Watanabe Haruto için lanet bir sabahtı. Gözlerini açtığı gibi ofladı. Bugün, Jihoon'un ona devrettiği görevi yerine getirmesi gerekiyordu. İş görüşmesi öğleden sonra saat birdeydi. Tam vaktinde Yoo malikanesinde olmalıydı.

Sekiz sularında yatağından kalktı, kahvaltıdan hemen sonra günlük duşunu aldı, bakımını yaptı. Giyeceği takımı kontrol etti. Her şeyin kusursuz olması şartı. Yoo ailesine kendisini beğendirmesi gerekiyordu. İş görüşmesinde söyleyeceği her bir kelimeyi tek tek hatim etti. Tek bir şey bile unutmaması lazımdı.

Saat on bire gelirken Jihoon onu aradı. Her şeyin yolunda olup olmadığını sormak, eksik bir şey var mı yok mu diye teyit etmek için aramıştı. Haruto her şeyin yolunda olduğunu söyledikten sonra işe girişti. Öğle yemeğini hazırlarken kendi kendine söyleyeceği her şeyi tekrar etti. Yoo Jimin hakkında ezberlediği şeyleri tekrarladı zihninde.

Yirmi iki yaşında, moda ajansında modellik yapıyor.

Aralarında sadece iki yıl vardı, kendisi de müze çalışanıydı ve kuzeninin şirketinde hissedardı.

Annesi, babası ve kuzeni Minjeong ile yaşıyor.

Kendi tek başına yaşıyordu. Jihoon defalarca kez onunla yaşaması için teklif sunsa da Haruto tek başına yaşamaya adapte olmuştu.

Tekvandoda siyah kuşağı var.

Haruto da karate yapabiliyordu.

Rujları çok seviyor. Özellikle pembe ve kırmızı.

Kendisi ruj sürmezdi... O tonlarda parlatıcı kullanabilirdi ama.

Öğle yemeğinden hemen sonra hızlıca hazırlandı. Saçlarını özenle taradı, görüşme için ayarladığı takımını giydi. Arabasına atlayıp Yoo malikanesine doğru yol aldı.

Tavlama işinden önce Jimin'in güvenini kazanması gerekiyordu. Bu da epey zor olacaktı. Kız epey inatçıydı, zor beğeniyordu, adam akıllı bir çevresi yoktu. Aşırı titiz, düzenli bir hayatı vardı. Haruto da inatçıydı, rahatına ne gelirse onu alırdı, çevresi düzgündü ve azdı, genel temizlik dışında bir takıntısı yoktu. Ortalama bir adama mı bakacaktı bu prenses kızı?

Sonunda geldi. Arabayı uygun bir yere park edip Jihoon'un konumunu attığı eve baktı. Koskoca evin yanında kendini epey küçük hissetti. Kuzeninin evi bile bu kadar büyük değildi. Aile, şatafatı seviyordu herhalde. Bahçe korumalarını geçip kapıya doğru yöneldi düzgün adımlarla. Kapıyı çaldı, bekledi. Kendinden emin bir duruş sergilemesi gerekiyordu.

Çok geçmeden evin hizmetlisi kapıyı açtı. Haruto kısaca ifade etti kendini.

"Watanabe Haruto. İş görüşmesi için gelmiştim."

Hizmetli kadın gözlerini öylece dikmiş bakıyordu ona. Haruto, kadının bakışlarından rahatsız oldu. Ana hedefi Jimin'di, başka hiçbir kıza yürümemesi gerekiyordu.

"Şöyle geçin, efendim." dedi kadın tatlı bir sesle. Haruto teşekkür edip içeri girdi. Kadının gösterdiği koltuğa oturdu.

"Bayan Yoo'ya haber vereceğim. Asistanı gelip sizi çağırana kadar burada bekleyin lütfen."

Koltuğun yastığıyla ilgileniyormuş gibi yapan Haruto "Pekala." diyerek kısa kesti muhabbeti. Hizmetli, ufak bir bozuldu, oradan uzaklaştı.

Nasıl bir işe düştüm ben? diye geçirdi içinden, genç adam. Jihoon gerçekten başkasını bulamamış mıydı bu görev için? Sıkıntıyla iç çekip içeriyi gözleriyle taradı. Salon oldukça geniş, pahalı eşyalarla donatılmıştı. Her yer ışıl ışıl parlıyordu. Ev, tamamen ses yalıtımlıydı belli ki çünkü Haruto hiçbir ses duyuyordu. Sanki ölüm sessizliği hakimdi bu dört duvar arasında.

Necklace ¦ Harina ¦ TREASURE x AespaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin