Beni Mavi Renklendir

71 13 44
                                    

Vera...

Masallar, hikayeler, romanlar ve şiirler okudum. Filmler izledim. Yaşadım. Düştüm, kalktım. Dövüldüm ve dövüştüm. Bir kadını öpmekten haz duymadım, bir adamı...
Yaşamaktan zevk almadım. Yaşamak...neydi sahi?

Yaşamak Vera hayatıma girene kadar bomboş bir eylemden öteye gitmemişti. Vera hayatıma girdikten sonraysa her şey değişti. Sanki okuduğum bir kitaptaki mor saçlı küçük peri (:) gelip bana sihirli değneğiyle dokundu ve Vera'yı verdi bana evren, tüm şansımı onunla kullandım. Bana görmediği hâlde görüyormuş gibi bakan,bal rengi gözleri; küçük sıcak elleri,dalgalarına çiçekler yerleştirdiğim saçları lütuftu. Kısacık temas etsem tüm varlığını bana geçiren, tarif edemediğim hislerle dolduran içimi;bu çocuk bir lütuftu.

Şimdi onun minik elleriyle sadece dokunarak bulduğu çürük yaprakları, küçük ama keskin bir makasla kesişini izlerken kavrayabiliyordum ona olan iptilamı.

"Nefes al Nâzım." diye mırıldandı sarı ışığın altında elindeki gümüşten makas parlarken. Kuru bir yaprağı avucunun içine aldı.
"Nefes hayâti bir şey. Sen sürekli unutuyorsun nefes almayı. "

Oturduğum yumuşak koltuktan kalktım. Yere serili halılar yüzünden hiç ses çıkarmayan adımlarla Vera'ya yaklaştım. Yine de kafasını kaldırıp bana döndü tüm bedeniyle. Makası sıra sıra saksıların olduğu rafa bıraktı. "Sadece senin yanındayken unutuyorum nefes almayı. Sadece seni izlerken. Sadece birlikte olduğumuz zamanların büyüsü bozulacak diye korkarken. "

Güneşin batarkenki kızıllığı cam duvarlardan içeriye girip her yanı koyu bir kırmızıya boyuyordu.

Derince iç çekti. "Kollarımı boynuna sarmak istiyorum. Ya da seni deli gibi öpmek ama şu an annemin ya da Koray abimin ya da Tunç abimin ya da Han ve Tan abimin bir yerlerden bizi izlediğine eminim. Böyle şiir gibi konuşarak beni baştan çıkarma lütfen. " dedi fısıltıyla. Dudaklarını büktü. Sağ elinin işaret ve orta parmağını birleştirip öptü, sonra öptüğü parmaklarını kısa bir arayıştan sonra bulduğu dudaklarımın üzerine bastırdı.

"Bu bir öpücük sayılmaz. " Kalbim hareketinin, inceliğinin güzelliğiyle hızlandı. "Gerçi herhangi bir öpücük sana doymam için yeterli sayılamaz. Sen... " dedim lâkin dilimin ucundan dökülmedi kelimeler. Dünyadaki tüm güzel sözleri besliyordum içimde Vera için ama onlar dışarı çıkınca solup gidecekmiş gibi geliyordu. Her hareketini, zarifliğini, tanıdığım güzel çocuğun kendinden bile güzel kalbini özümseyip benliğime katmıştım.

"Ben? " dedi kaşlarını kaldırarak.

"Kelimelerle anlatılmayacak, anlatılamayacak şeyler vardır Vera. Bazen susmak gerekir ki sessizlik konuşsun. Senin yanındayken sadece susmak istiyorum ve seni izlemek. Bir de... seni öpmek. " Utançtan boynumun sıcakladığını hissederek dudaklarımı birbirine bastırdım sertçe.
Vera utandığımı hissetmiş olacak ki elini uzatıp parmaklarımı kavradı. Gamzeleri görünecek kadar derin gülümsese de konuyu değiştirdi.

"Şimdi eve gitmek ister misin? Güneş yeni batıyor olmalı değil mi? Babam gelmediyse bile gelmek üzeredir. Toprak ve Çınar abim de onunla birlikte gelirler. Gergin olmana gerek yok. Biraz mizaçları serttir,hepsinin birden. Ama özlerinde kötü insanlar değiller. Sonra benim odama çıkarız ya da ne istersen onu yaparız. " Tuttuğu parmaklarımı güç vermek istercesine sıkıp yavaşça başını göğsüme yasladı.

"İstiyorum, seni tanımak istiyorum. " dedim kulağı kalbime dayalıyken.

"Tanıyacaksın o zaman. " Elimi bırakıp seranın camla çevrili duvarlarına dayanmış ahşap sıralara tutunarak dışarı çıktı. Arkasından takip ettim Vera'yı yavaş ve güçlü adımlarla.

KULAĞINA ŞİİRLER FISILDAYACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin