Karaktersiz

111 5 0
                                    

Sabah uyandım her zamanki gibi banyo da işlerimi hallettim ve odama dönüp üzerimi değiştirdim. Düz siyah bir şort ve beyaz tişört giydim. Taha abimin araması ile odamdan çıktım ve onun odasına doğru ilerledim. Lan bir dakika! Biz her kişiye ayrı oda mı tuttuk??

Abim kapıyı açmış beni bekliyordu. Odasına girdim ve beni neden çağırdığını sordum.

"Güzelim buradan hemen gitmemiz lazım. Abilerinle konuş." Ne alaka ya geleli ne kadar oldu daha?

"Neden abi biraz daha kalsak olmaz mı?"

"Biraz daha kalırsan ya o Alparslan ya da abin Eda ve babamı öldürür. Gebersin ikisi de umrumda değil de meslekleri tehlikeye girer!" Ne abimin babasından ve kardeşinden! Bu kadar nefret etmesini sağlayacak ne oldu ki?

"Bana öyle bakacağına abinin yanına git ben diğerlerine haber veririm." Hâlâ abime bakarken tekrar ağzını araladı, "Hadi gamze. Abinin katil olmasını istemiyorsan hızlı davran." Kendime gelip hızlıca hareket ederek abimin odasına doğru adımladım. Üst kata çıkıp odasının önüne geldim içeriden kavga  sesleri geliyordu. Kapıyı tıktıkladım ve açılmasını bekledim, kapı açıldı ama açan kişi abim değil, Alparslan'dı.

Abimin içeriden sesi geldi. "Eee kardeşim, senin düğün ne zaman?" Alparslan'ın bana gülerek baktığı yüzü solmuştu.

"Ne düğünü Ali saçmaladın iyice." Onun arkasını dönüp konuşması ile bende fırsat kaybetmeden içeri girdim.

"Abi?" Sorar gibi çıkmıştı sesim. "Alparslan evleniyor bilmiyor musun?" Bana cevap niteliğinde söylemişti bunu.

"Onu sormuyorum evlenip evlenmemesi kendi kararı burada beni ilgilendiren bir durum yok. Abim bir şeyler dedi ondan dolayı geldim." Alparslan balyoz yemiş gibi irkildi ve ifadesi iyice donuklaştı.

Abim ise;
"Bavulunu hazırla eve dönüyoruz." Az önceki eğlenen ifadesi kaybolmuş ayriyeten sinirlenmişti.

"Şimdi bir şey sorma gamze ben soracağım ona cevap ver sadece."

Başımla onayladım ve sormasını beklemeye başladım.

"Eski amcanın yani üvey amcanın ismi ne?" İyi de niye soruyorlardı ki bunu?

"Gerçek ismi Haldun ama bizim eve gelince lakabını kullanırdı hep o adamla gülerlerdi buna."

Abimin kasılan çenesi ile dememem gereken bir şey dediğimi anladım ve anında sustum.

"Lakabı neydi, Güzelim?" Hemen cevap verdim."Felah mı Halef mi öyle bir şeydi."

"Cibiliyetini siktiğimin piçi." Sessiz ama sinirli ses yan tarafımdan gelmişti.

Abim ise bana bakıyordu.

"Peki güzel kızım, Anladım."

"Ben o zaman eşyalarımı toplayayım?" Soru niteliğinde sormuştum abim ise başını salladı.

Odadan çıkıp kendi odam için alt kata inerken karşımda Eda'yı gördüm. Bana her zamanki gibi aşağılayıcı bir bakış attı ve ben yoluma devam edecektim ki kolumdan tuttu.

"Abinin ve Alparslan'ın vücudundaki yaraları gördün mü? En çok abinde var ama Alparslan için bu kadar önemli olacağını bilsem onun orada ölmesini isterdim. Keşke o gün amcamın yanında bende olsaydım. Sadece yara ile yetinmeyip orada gebermelerini sağlardım." Wtf? Ne diyor bu kız demeyeceğim çünkü anlamayacak kadar mal değilim.

Bir anda kolumu ondan çekip elimi saçına atmamla onun sırtını kendime doğru döndürmem bir oldu.

"Maymundan beş dakika önce doğmuş orangutan suratlı iguana görünümlü yüzünü şimdi dağıtacağım için hiçte pişman değilim."

Ee abimle boşuna o kadar kavga etmiyordum dimi. Gerçekten kavga edeceğimi biliyordum ama bunun otelde olmamasını dilerdim.

Saçını iyice kavrayıp kafasını aşağı doğru çektim ve arkadan dizine bir tekme attım. Bu şekilde önümde diz çökmüş oldu ve çığlık atmaya başladı.

Saçını iyice çekerken bir anda kalkmaya ve bana tekme atmaya çalıştı. Yer mi Anadolu çocuğu?

Ayağa kalkmasına izin verdim tabiki de tam bana doğru bir adım atmıştı ki ilk karnına bir tekme atıp hemen arkasına geçip komumu boynuna sardım ve geriye doğru çektim ve o bundan dolayı sırt üstü yere düştü yine vakit kaybetmeden önüne geçtim ve karnına oturup hemen yüzüne yumruk attım.

Arkamda abimin sesini duymamla dönmem bir oldu.

"Gamze?"

"Efendim abi."

"Napıyorsun abiciğim?"

"Gördüğün gibi abi. Taha abimin öğrettiği şeyleri şunun üzerinde deniyorum."

Tiksinerek altımda yarı baygın yatan kıza baktım. Tırnaklarım uzundu Allah'tan ki yoksa kollarını çizemezdim.

Midem bulanıyormuş gibi yapıp karnından kalktım.

"Eee kızı sen halletmişsin babası ve amcası da bizde artık."

"Her zaman. Abim sağolsun." Taha gör beni gör.

"Güzelim, görüyorum zaten." Dışımdan söylemiş olmayayım diyecektim ki iyi ki dedim. Boşver herkesin başına bir kere gelir, değil mi?

Tüm abi takımı buradaydı hepsi benden özür dilemişti 1 hafta önce kadar.

Bende affetmedim ama labum etmiştim. Affederiz bir gün be acelesi yok. Bir çağrıyı affettim o da olay zaten. Neyse ne

Taha'ya dönüp güldüm.

"Abi."

"Abim." Gülerek ve içten söylemişti. Ben bu çocuğa boşuna Tahaaşkım demiyordum ya

"Ben valizimi hazırlayacaktım. Hazırlayıp geliyorum hemen." Tam gidiyordum ki gidemedim çünkü çağrı kollarını belime sarmış bekliyor. Diğer abilerim de yok kesin valiz hazırlıyorlar.

"Boşuna yorulma bebeğim Ege hazırlıyor senin valizini." Ba ba ba

"Yiaaa şapşikk." İçimden verdiğim tepki ile dışımdan verdiğim tepki arasında o kadar fark var ki.

1 ay sonra

Otelden çıktıktan sonra eve geçtik tabi evde olaylar bitmez.

Yok o kavga çıkarır, biri ehliyeti olmadığından ceza yer öbürü atılıp bayılır, biri damadım var mı diye gezer Ali abim gidip Mehmet'i döver.

1 ay'da değişen şeyler arasında biri de benim hayatımda oldu. Sevgilim var artık ve anneme ne zaman diyeceğimi düşünüyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbimin Sesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin