iki

34 7 145
                                    

Sonunda aradığım Cafeyi bulunca içeri girdim. "Ebu Hureyre burda mı çalışıyor?" diye sordum yaşlı bi amcaya bana baktı ardından gözlerini kıstı. "Bir dakika çocuğum. Otur şöyle lütfen" dediğinde sandalyeyi çekip oturdum.

Ben öylece beklerken içeri peçeli bir kız girdi. "Naciye teyze" dedi etrafa bakınarak. Bi an beni görünce başını hemen aşağı eğdi.

"Buyur kızım?" deyip çıktı yaşlı bir kadın. Ardından demin gördüğüm yaşlı amca ile Ebu Hureyre çıktı. "Beni sırmuşsunuz?" dedi elini silerek. Gülümsedim. Yıllar geçmişti Ebu Hureyre ise değişmemişti.

Ayağa kalktım yanına yaklaştım "Selamun Aleykum akhi" dediğimde kaşları çatıldı. Sakın bana beni tanımadığını söylemeyin. "Aleykum selam.. Kimsiniz?" dediğinde şaşırdım.

Görüşmeyeli 3 sene oldu beni ne çabuk unuttu. Oysa okadarda değişmedim. "Benim Ebu Darda" dediğimde hayretle bana baktı ardından hemen sarıldı. "Kardeşim! Nerdeydin sen?" dedi omzumdan tutup bana bakarak.

"Uzun mesele o. Buraya yeni taşındım yalnızım benimle kalırsın artık in şaa Allah. Eve geçince konuşalım olur mu?" dediğimde başını salladı.

"Ne zaman taşındın buraya?" diye sorduğunda tebessüm ettim. "3 gün önce"

"Akhim ben işin başına geçeyim sonra in şaa Allah saat 16:00 gibi gel eve gidip bol bol sohbet ederiz" dedi Ebu Hureyre. Başımı salladım. "Hadi Allah emanetsin" dedi.

"Sende Akhi" deyip ordan çıktım.

Ben Ebu Darda. Yaklaşık 3 yıl önce Mekkeye gittim. Orda Hafızlık üniversitesini bitirip öğretmen olarak çalışmaya başladım. Ama üstüme atılan iftira yüzünden Hapishane köşelerine düştüm.

İftiram aklanınca yine peşimi bırakmadılar sonuç olarak Mekkeden çıkmak zorunda kaldım. Her ne kadar İslam ülkesi olmasada buradan iyiydi.

Kokusunu bile özlüyorum. Özellikle o samimi insanlarını.

İnsanın hak yol üzerinde yürümesi, içi süsler ve huzurla dolu bir bahçeye dikenli yollar üzerinde yürümesi gibiydi. Tüm dünyanın derdi olmuş Muvahhidler. Tevhid dünyaya kocaman bir yük olmuş.

Öyleki kim hak yola yönelse insanlar ona divane deli diyorlardı. İnsanları bize karşı kışkırtarak bizi bu yoldan döndürmeye çalışıyorlardı. Söyleyin onlara. Biz Hakkı söyleyerek şehit edilen kınanan Peygamberlerin yolundayız.

Kimseler bizi bu yoldan döndüremez. Şüphesiz ki Allah kimi doğru yola iletmek istese kimseler onu bu yoldan döndüremez. Ve kimi yanlışa yönelse kimseler onu doğruya yöneltemez Allahın isteği dışında.

Biz bir avuç ölümlülerden korkmuyoruz! Bizim herşeye kadir Rabbimiz var. Ve bir tek ondan korkar ondan yardım dileriz.

Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğru eğriden ayrılıp iyice belli olmuştur. Artık kim şeytânî güçleri inkâr edip Allah'a inanırsa, muhakkak kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa sarılmış olur. Allah, işitendir, bilendir. Bakara 256

Yolda öylece yürürken ayağım bir taşa takıldı. Taşı kaldırıp bir köşeye bıraktım. Ufak tefek sünnetlerde olsa onları yapmak Allah katında yalnızca Allah bilir ne kadar sevaptır...

Gülümsedim bu yüzden. Evin önüne geldiğimde cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açacakken beyaz bir kedi gelip ayağıma sırnaştı. "Ma şaa Allah sen ne güzel şeysin böyle. Rabbim seni ne güzel yaratmış" dedim eğilip elime alarak. Mavi gözleri vardı. Ve gözünün altında minik siyah nokta vardı.

Kediyi kucaklayıp eve girdim ve kapıyı kapattım. "Emin ellerdesin küçük dostum" dedim kediyi okşayarak. Kediyi koltuğa bıraktıktan sonra yatak odasına gittim.

Üstümü değişip siyah sweatshirt ve bol pantalon giydim. Saçlarımı tarayıp abdest aldıktan sonrada kitaplıktan Tefsir alıp okumaya başladım.

Bir kaç sayfa okuduktan sonra kitabı kipattım ve kitaplığa koydum. zikir kitabını alıp koltuğa oturacakken kapı çaldığı için kapının yanına gittim.

Kapıyı hafif araladığımda bu sabah cafede gördüğüm kızı gördüm. "Kapıyı açar mısınız lütfen?" dedi sinirli bir şekilde. Kapıyı tamamen açtıktan sonra "kedimi geri verin" dedi hesap sorarcasına.

"Kedi?"

"Evet kedimi. Tontonu verir misiniz? Komşular sizi onu alırken görmüş" dediğinde dönüp koltukta uyuyan kediye baktım. "Şu kedi mi?" dediğimde başını yerden kaldırmadı bile. "Başkalarının evine bakmaya hevesli değilim kediyi getirin lütfen" dediğinde başımı salladım. Koltuktan kediyi alıp kıza gösterdiğimde kediyi aldı.

"Teşekkürler" dedi ardından çıkıp gitti. Kediyle arkadaşlığımız 1 saatlik sürmüştü. Gülümseyip iç çektim. Kedi mi alsam acaba?

Yada sokaktan kedi sahiplene bilirim.

Akşam 16:00 olduğunda evden çıkıp cafeye gittim. Ebu Hureyre ise Amca ile konuşup dışarı çıktı. "Esselamu aleykum kardeşim" dedi Ebu Hureyre.

"Va Aleykum EsSelam" dedim. Beraber yürüyerek benim evime geldiğimizde ilk iş olarak Ebu Hureyreye giysi verdim oda duş alıp çıktı.

Üstünü giydikten sonra saçını kurutarak mutfağa geldi. Dolaptan yeni aldığım domates yumurta biberi çıkarıp yıkarken sohbet etmeye başladık.

"Ee kardeşim anlat bakalım gittin gideli neler oldu" dediğinde Ebu Hureyre iç çektim. "Mekkeye gittiğimde üniversiteye baş vurdum ordan ev aldım. Ben üniversiteyi bitirdikten sonra işe başladım. Çocuklara eğitim veriyordum.

Bir gün polis girdi içeri yaka paça kelepçe takıp hapise götürdüler. Sebebini sorduğumda taciz iftirası attılar üstüme. Kabullenmedim ama inanmadılar.

Neyse işte orda bir kaç ay kaldım. Sonunda kız itiraf etti ki böyle bir şey olmadı beni bırakıp özür dilediler. Herşeyi bırakıp bunu yapanları aradığımda bulupta neden yaptıklarını sordum.

Dinimize terssin sen dediler. Beni ortadan kaldırmak istiyorlarmış. Sonra bir kaç olay daha oldu anlatırım in şaa Allah" dedim menemenin ağzına kapak koyup kısık ateşte pişirirken.

"Ama beni unutman üzdü" dediğimde Ebu Hureyre güldü. "O kadar zaman geçmiş değişmişsin boyun uzamış " dedi üstüne bastırarak. Bu yaptığına tebessüm edip başımı iki yana salladım.

"Ailene seni sordum hapiste olduğunu dediler dün gittim çıktığını söyledi baban" dedim.

"Evet.. Bir kaç sorun vardı anlatıcağım in şaa Allah.. Ee sen ne yapacaksın burda" dedi. Gülümsedim. "Allahın dinini doğru şekilde yayacağım. Özellikle minik kalplere. Yani eski işimi"

"İmrendim" dediğinde tebessüm ederek "bazen bende sana imreniyorum kardeşim"


Masum Bir SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin