Ateş Parçası

870 55 27
                                    

Maç bitmişti. Tüm takımın yüzünden düşen bin parçaydı. Elif sürekli kendini suçluyor kendine kızıp duruyordu bu da yetmez gibi bir de linç yiyordu o benim zor zamanımda yanımdan hiç ayrılmamıştı sıra bendeydi. Şimdi odada duş almış hazırlanıyordum birazdan Barışla dışarı çıkacaktık.

Elif sürekli dalıyor gözleri doluyordu yatakta öylece oturmuş dizi yüzünde kafasını yere gömmüştü. Yanına oturup elimi sırtına koydum.

İlkin:Elif yeter artık senin suçun değildi bu bir takım oyunu hepimiz başaramadık hem her maçta iyi olamazsın ki üstündeki baskıyı hissedebiliyorum emin ol sen o baskı altına bile çok iyiydin hadi artık kaldır kafanı.

Elif titrek bir sesle "İlkin bilmiyorum düzgün pas bile atamadım" deyip gözünden yaşlar boşalmaya başlamıştı bile. Onu böyle görmeye alışkın değildim o hep güler beni yükseltmeye çalışırdı.Hemen ona sarıldım. Şimdi daha da kötü hıçkırarak ağlıyordu onu böyle görünce daha da sarıldım.

İlkin:Elif daha bitmedi sana ihtiyacımız var. Bronz madalya maçı var hadi kalk duş al eminim o maçta mükemmel işler çıkartacaksın. Hem hadi ben birazdan çıkıcam seni böyle bırakırsam aklım kalır gitmem bak.

Bunu duyunca hemen kalkıp gözlerini silmişti bile. Barış burda bile etkiliydi. Aklıma birazdan buluşacağımız gelince heyecan bastı hemen kalkıp hazırlanmalıydım. Elifin yanağından öpüp kalktım.

Aldığım elbiseyi üzerime giyip saçımı yapmaya başladım salık bırakacaktım hafif bi dalga yarattıkdan sonra makyajıma geçtim bence ilk date için hafif bir makyaj yeterliydi. Sonunda hazırdım. Elif de yeni duştan çıkmıştı

Elif:Ohaaa İlkin çok güzel olmuşsun dikkat et Barış seni görünce bayılmasın falan.

İşte onun bu hali beni mutlu ediyordu ona gülümseyip ve çantamı alıp odadan çıktım. Barış geldim diye mesaj atalı yarım saat olmuştu. E biraz beklemeliydi.

Sonunda köyün çıkışına geldim orda duvara yaslanmış bekliyordu kıvırcıklarından anladım bu oydu. Gözüme çok tatlı gelmişti bu hali arkası bana dönük olduğu için beni görmedi yavaşca ona yaklaştım.

Altında siyah bir kot üstünde beyaz gömlek vardı. Bu hali gözüme daha çekici geldi. Neyseki kombinlerimiz uyumuştu ya ben kot crop giyseydim ay rezillik.

Aramızda birkaç adımlık mesafe kalınca ona doğru "Selam" deyip elimi kaldırdım. Bana döndü büyülenmiş gözlerle bana bakıyordu bu bakışı utanmama sebep olduğu için gözlerimi kaçırdım.

Bana kekeleyerek"İlkin çok güzel olmaksın"Bu çocuğun Türkçe yine gitmişti onun bu balina haline güldüm. Teşekkür ettikten sonra bana öyle bakmayı bırakmıştı. "Noldu Barış bey mesajlarda beni görünce bayılma falan diyordun kim yine Türkçeyi unuttu acaba" Bana yarım ağız güldü. Gülüşü de çok güzeldi hele o kısılan gözleri hemen toparladım.

"Çünkü sen yine gözlerimin içine baktın İlkin. Her neyse yemek yiyelim mi aç mısın? maçınız 2 saat önce falandı acıkmışsındır ayrıca bu maçla ilgili tek gram üzüntünü görmek istemiyorum lütfen bu benim de canımı acıtıyor"

Bu çocuk gerçekten böyle biri miydi çok ince düşünüyordu. Benim üzülmemem için elinden geleni yapıyordu. Ben bu adamdan etkilenmiyecektim de napacaktım?

İlkin:Evet yemek yiyelim hem sende yolculuk yaptın acıkmışsındır. Ayrıca maçı kaybettik ama daha bitmedi ne kadar üzgün olsam da bu görüşmemize yansıtmamam lazım senin de moralin düşmesin şimdi. Her neyse ne seversin ne yiyelim?

Barış:Senin bi mıhlamana hayır demezdim şimdi.

Gülümsedim zaten tek yapabildiğim oydu onun dışında benim elimden pek yemek yiyemezdi.

Takım Yıldızı  | İlkin Aydın ~Barış Alper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin