Kötü olmayı ben istememiştim ki.Beni kötü olmaya zorlamışlardı...
Karnımdaki dayanılmaz ağrıyla birlikte gözlerimi araladım.Çok ağrıyordu.
Karnımı tutarak yataktan kalktığımda aynadaki aksimle göz göze geldim.Yaptığım topuz hafif dağılarak dağınık topuza dönmüştü.
Allah'ım yine çok çirkinim.
Kendime yüzümü buruşturduktan sonra tuvalete doğru yöneldim.İlk adımımı atmak üzereyken karnıma giren sancıyla dizlerimin üzerine düştüm.
O kadar acımıştı ki çığlık atmamak için dişlerimi sıkmıştım.Karnım sadece regl olduğumda böyle ağrırdı-
Lan!
Hemen telefonuma koştum.Kahretsin!Bugün ayın dördüydü.
Hemen tuvalete koştum bütün dolap ve çekmeceleri karıştırdum ancak ped yoktu.Napıcaktım ben şimdi?Bu kız harbi gerizekalı.Lan Ayça'ya gitsaanee.
Haklısın iç ses!
Hemen odadan çıkıp 3 oda solumdaki Ayça'nın odasına doğru koştum.Kapıya dört defa vurdum.Ben genelde hasta olduğumda sonum hastanede bitiyordu.İnşallah bugün de öyle olmazdı.
Ayça kapıyı açtığında yüzünde gülümseme vardı. Solmuş yüzümü görünce gülümsemesi yavaş yavaş soldu ve yerini endişe aldı.
"Ela" diyip dirseklerimden tuttu ve beni odadan içeri alıp kapıyı kapattı."İyi misin?"
"İ-iyiyim ben.Şey...Regl olmuşum da odada ped bulamadım...Sende var mı diye gelmiştim."
"Var var bekle geliyorum." diyip tuvalete girdi.Geri döndüğünde elinde 2 paket ped vardı.
"Al bunları.Hep böyle ağır mı geçer?"
"Teşekkür ederim.Evet, hep böyle ağır geçer hatta hastanede biter."
"Öyle mi? Tamam o zaman kötü olursan söyle olur mu?"
"Tamam,teşekkür ederim tekrar."
Ayça ufak bir baş hareketiyle teşekkürümü kabul ettikten sonra odadan çıktım.Kendi odama geçip işlerimi hallettim ve üstümü giyindim.
Hava bugün rüzgarlı ve yağmurlu olduğu için kalın giyindim.Hem de karnımı sıcak tutmam gerekirdi.
Solmuş yüzüme de hafif bir renk gelmesi için çok hafif bir makyaj yaptım.
Telefonumu da aldıktan sonra kapıyı açtım ve dışarı çıktım.Merdivenlerden aşağı indim ve dün yerini öğrendiğim yemekhaneye doğru yürüdüm.Tüm ajanlar kendi ekipleriyle birlikte kahvaltı yapıyordu.Gözlerim onu arıyordu.
Kimi?
Onu işte!
Ama yoktu.
Bir tabak alıp tabağıma bir adet peynirli kruvasan ve karamelli kahve aldım.
Bizim ekip'in olduğu masaya doğru yürüyüp tabağımı masaya koydum ve sandalyeye oturmak üzereyken o yemekhaneye girdi.
Üstünde siyah bir eşofman ve beyaz bir tişört vardı.Tişörtün içinden kasları belli oluyordu ve damarlı kollarıyla beraber nefes kesici görünüyordu.
Ama madem birbirimizin yakınında durmuyorduk bu oyunu devam ettirecektim.
Aktuğ yanımdaki sandalyesine doğru yürüdüğünde oturmak üzere olduğum sandalyeden kalktım.Tabağımı ve kahvemi de aldıktan sonra Aktuğ'un yanından geçip arkasındaki tek kişilik masaya oturdum.
Gözleri üstümdeydi ama ona bakmadım.
Sandalyenin çekilme sesinden onun da kendi ekibinin masasına oturduğunu anladım. Poğaçamdan bir ısırık aldığımda midem bulandı ancak ilaç içmem gerektiği için yemek zorundaydım.
Bir kaç dakika sonra kahvemi bitirdim ama poğaçamı yiyemiyordum.Son bir ısırık aldığımda midem artık dayanılamayacak kadar bulandı.
Bana bak sakın yemekhanenin ortasına kusiyim deme.!
Sen bir sussana ya!
Koşarak masadan kalktım ve merdivenleri koşarak çıktım.
"Ela!"
Arkamdan Aktuğ mu bağırıyordu?
Sanmam.
Hemen kartımı okutup odadan içeriye girdim.Kapıyı kapatamamıştım.Tuvalete girdiğimde tüm yediklerimi kusmaya başladım.Bu sırada biri saçlarımı elleriyle yukardan toplamıştı.
Akşam da yemek yemediğim için artık mide öz suyumu kusuyordum.Ve öksürmekten boğazım yanıyordu.Sonunda işim bittiğinde kafamı kaldırdım.
Aktuğ endişeli gözlerle bana bakıyordu.Ve arkasındaki ekipte...
Onlar için bu kadar değerli miyiz?
Sanmam.
Bende sanmam.
"İyimisin?Neyin var?"
Bu sorusu hafiften içimi yumuşatsa da belli etmedim.Göz devirdim ve saçlarımı elinden kurtardım.
"İyiyim ben.Çıkar mısınız lütfen?"
"Ela-"
"Aktuğ Bey" dedim kelimelerin üzerine basa basa."Çıkar mısınız?'"Aktuğ... Bey?Neden böyle davranıyorsun?
Melekgiller ve içsesgiller sizce de bu adam bipolar olabilir mi?
Neden olmasın?
" Neden mi böyle davranıyorum?Siz iyi misiniz ya?" Hafif sesimi yükselterek söylediğim şeylerle birlikte ses tonumu fark ettim ve elimi saçlarıma geçirerek derin bir nefes verdim."Neyse... İyi günler."
Küçük bir baş selamı verip yanlarından ayrıldım.
Dün bir bugün iki delirttiler beni lan.
Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladım. Bu sırada odadan aldığım peçeteyle ağzımı sildim ve köşede ki çöpe attım.
Sıradaki görev Aslı'yı buraya getirmekti.Yürürken bunu düşünüyordum. Ta ki enseme dayanmış soğuk namluyu hissedene kadar...
Vazgeçtim şuan Aslı'yı buraya getirmek ikinci görev.
İlk plan...GÖTÜMÜZÜ KURTARMAK!
Bittiiiii
Şimdi ilk plan... GÖTÜMÜZÜ KURTARMAK!
DMMDMDMDMDMDMMDDMMX
Sizce Ela'ya silah doğrultan kişi kim?
Fazla yazıcak bir şey bulamadım o yüzden yazmiycam.
Ve bence de Aktuğ bipolar...
Şaka yaptım öyle bişi yok.
Yani ben hiç öyle kötü şeyler yapar mıyım... Daha kötü şeyler yapıcam. Nihahahhahaha(Kötü gülüşü)
Ve evet gerçekten bu arada karakterlerimiz için kötü günler bitti daha kötü günler başlıyor.
Hazırlıklı olun diye söylüyorum yani.
Hepinizi kocaman öptüm görüşürüzzzzzz
690 kelime💞💅😘🖋️🌸💫💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Teen FictionMasum öldürücü güzellikte bir kadın,acımasız psikopat bir mafya,farklı bir kılığa giren duygusuz bir ajan...Bu hikayeyi kazanmakta kaybetmekte onların elinde...