İlk Hamle

97 6 0
                                    

-Davina? Eminsin değil mi?

Edmund bunu soruyordu çünkü Davina, Fledborough'a gitmek istediğini söylemişti. Davina derin bir iç çekerek yanıtladı.

-Sanırım. Edmund, asla kabul etmeyecek olsakta en azından gidip neyle karşı karşıya olduğumuzu öğrenmeliyiz diyorum ben. Ama dediğim gibi aramızda. Sen ve ben. Ne diyorsun? Davina bu fikri kardeşlerine asla söylemeyecekti. En azından gidip dönene kadar. Onlar kendilerini gayet açık ifade etmişlerdi çünkü.

-Kabul etmeyecekseniz niye geldiniz diyeceklerdir.

-O zaman bizde onları tehdit ederiz. Bir kaybımız olmaz dedi Davina hafiften gülerek ve onay bekleyerek.

-Tamam. Sen nasıl istersen Ne dersen yaparım biliyorsun. Bir konuşalım bakalım şunlarla. Ben gidip hazırlanayım hemen gelirim.
Edmund tebessüm ederek Davina'ya baktı. Ona o kadar aşıktı ki yapmayacağı şey yoktu. Davina'dan bir şey istemiyodu ki. Sadece eskisi gibi kendisine aşık olmasını, eskisi gibi birlikte olmayı istiyordu.

2 saat sonra...

Ashley ve Nora eve geldiklerinde ablalarını hazırlık içinde gördüler. Ne olduğunu anlamadıkları için birbirlerine bakış attılar. Nora sırıtarak:

-Hey Davina? Yolculuk nereye? O sırada Edmund içeri girdi. O çoktan hazırdı, çantasını sırtına takmıştı bile.

-Kızlar ben ve Edmund bir haftalığına evden ayrılıyoruz.

-Sen ve Edmund? Neden? Diyerek atladı Ashley.

-Birlikte vakit geçirmek istiyoruz çünkü. Oldu mu? Edmund bunun çok saçma olduğunu söyledikten hemen sonra farketti. Ama hemen topladı.

-Hem biraz kurtlarla ilgili etraftaki söylentilere bakarız.

-Evet kızlar. Siz sakin olacağınıza söz verir misiniz? Nora aslında buna bayağı sevinmişti. Sonunda bir hafta rahat takılacaklardı ama yine de söylendi.

-Vay be planlar yapılmış. Neden şimdi haberimiz oluyorsa neyse. İyi eğlencelerrrr. He bu arada ben hiçbir şey için söz vermiş değilim. Nora bunu der demez hemen yukarı çıktı. Ashley'de onun peşinden giderken arkasını dönüp:

-Ah Edmund sana da üzülüyorum aslında. Belki tekrar çıkarsınız falan... Davina hemen onu susturdu.

-Ashley!

-Tamam kaçtım. Dedi gülerek.

-Kusura bakma Edmund. Onları biliyorsun. Hadi gidelim.

Edmund evet dercesine bir hareket yaptı. Kapıdan çıkarlarken Davina duraksadı. Edmund onu anlamıştı ve:

-Düşünme onları hadi. 1 ay burada değillerdi. O zaman yapacaklarına engel olamazdın. Şimdi de öyle düşün. Hadi gel fazla abartacak bir şey yapmazlar.

Edmund bile kendi dediğine inanmamıştı. Ama sonuç olarak yola çıkmışlardı. Belki de bu yoldan daha farklı beklentileri vardı. Davina gibi.

-Ya ne konuştular o kadar. Gittiler mi sonunda?

-Her zaman ki Edmund işte. Hadi çıkar kulaklığı gidiyoruz. Bir hafta dilediğimiz gibi beslenebileceğiz. Hazır mısın? Dedi Nora sırıtarak. Ashley de ona bakıp aynı şekilde güldü.

Hemen hazırlanıp dışarı fırladılar. Employees Only barına doğru yola koyuldular. Okuldan başlamadan dilediğince takılmak istiyorlardı. Gece onları bekliyordu. Hiçbir şeyden haberi olmayan avları da öyle.

Bara girdiklerinde insanlar çılgınlar gibi eğleniyordu. Ashly Nora'nın elinden tutarak dans pistine çıkarttı. O kadar dans etmişlerdi ki kendilerinden geçmişlerdi. Nasıl olsa yorulmuyorlardı. Biraz daha danstan sonra pistten aşağı indiler. Ashley:

-Ben acıktım yalnız. Dedi şeytani bir gülüş atarak. O sırada iki genç yanlarına geldi.

-Merhaba kızlar. Çok güzel dans ediyordunuz az önce.

Nora onlara çaktırmadan Ashley'e baktı. Yemekleri ayaklarına gelmişti. Her şey harika gidiyordu. Nora onlara cevap verdi.

-Hmm demek beğendiniz. Ne güzel.

-Ne dersiniz takılalım mı kızlar? Nora yanındaki gence barın arkasına gitmek istediğini söyledi. Ashley ise ormanlık alana gelmesi için yanındakini etkiledi. Ashley, Nora'dan ayrılırken:

-Afiyet olsun Nora! Yine birbilerine baktılarak gülerek. Nora'nın yanındaki genç ne olduğunu anlamayarak ve sırıtarak sordu.

-Yemek mi yiyeceğiz? Ya da sanırım ben seni yiyeceğim. Nora bunun üstüne kahkaha attı.

-Ahaha kesinlikle öyle olacak.

Ashley yanındaki ağaca yaslarak ona yaklaştı. Çocuk onu öpeceğini düşünmüşken bir anda boğazında dişleri hissetti. Kımıldayamıyordu çünkü etki altındaydı. Ashley Nora gibi yapmıyordu. Nora avlarını etkilemek yerine gerçek tepkilerini görmeyi severdi. Ashley için bu farklıydı. Dişlerini sapladıktan sonra kanını içmeye başladı.

Nora için de durum farklı değildi. Genç onu duvara yaslamıştı. Nora biraz daha yaklaştı. Beklenmedik anda hamlesini yaptı. Gencin boynuna dişlerini sapladıktan sonra kanını içmeye başladı ta ki eliyle boğazını tutup ağzına aldığı tüm kanı kusana kadar. Nefes alamıyordu. Boğulduğunu hissetti. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu adeta. Mineydi bu. Genç korkmuş gözlerle Nora'ya baktı. Boğazını tutup sendeleyerek koşmaya başladı.

Nora peşinden gidip onu öldürmeliyim diye düşündü ama oradan gitmeliydi. Hemen ormana dalıp Ashley'i aradı. Ashley o sıra da avını çoktan halletmişti. Toparlandı arkasını döndüğünde Nora'nın o halini gördü. Kolun tuttuğu gibi hızla kardeşini eve götürdü. Ne olduğunu o da anlamıştı. Peki bunu kim yapabilirdi. Bu sorunun cevabı o kadar da zor değildi. Kurtlar gerçekten de gelmişti. Daha dikkatli olmalıydılar.

Eve geldiklerinde Nora kendini hemen koltuğa attı. Ahley telaşla dolaptan bir tüp temiz kan getirdi.

-İyi misin Nora? Al hemen iç şunu.

-Merak etme sadece çok sinirliyim. Burada böyle şeyler olmazdı. Bu ne şimdi?

-Karenlar haklıymış. Gelmeye başladılar.

-Belki de onlar yaptı nereden biliyoruz? Sonuçta yerimizi öğrenmediler mi? Aslında Nora haklıydı ama gerçek öyle değildi.

-Karen ve Lisa'dan bahsediyoruz böyle basit şeylerle uğraşmaz onlar.

Nora ona hak verdi. Bir tüp kanı içtikten sonra kendine gelmişti. Muzipçe sırıttı.

-O değil de ya Davina'yla Edmund burada olsaydı?

İkisi de kahkaya gülmeye başladı.

Dem bu Dem (Yaşanan An)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin