3. Bölüm

8.5K 545 57
                                    


Kolları altında çırpınıp ondan kurtulmaya çalışıyordum. Beni bu bilmediğim ülkede, tüm bu yabancı insanların arasından kurtaracak hiç kimse yok muydu?

Ben'in dudakları dudaklarımı bulacağı sırada başımı geri çektim. Ama bu onu öfkelendirmişti. Bir anda beni kolumdan tutup yere itti. Kendimi çimenlerin üzerinde bulduğumda Ben de üzerime eğilmiş, beni tüm kuvvetiyle yere sabitlemişti.

''Beni istemiyor musun?'' dedi bir eli bacağımın üzerinde gezinirken.

''Hayır. Bırak beni!'' diye bağırdım. Fakat durmadı. Öpmek için davrandığı sırada Ben de panikle bacaklarının arasına dizimi geçirdim.

''Siktir!'' diye bağırdı. Kıvranarak yanıma düştü. ''Seni kaltak!''

Onun üzerimden kalkmasını fırsat bilerek ayağa kalktım ve hızla koşarak oradan uzaklaşmaya başladım.

''Bunu sana ödeteceğim!'' diye bağırdı arkamdan. Kapıya geldiğimde dönüp arkama baktım. Karanlıkta yerde kıvrandığını zar zor görebiliyordum. İçeri girdiğimde kalp atışlarım hala deli gibi atıyordu. Sarhoş ve eğlenen insanların arasından geçerek Anna'nın yanına geldim.

Ben daha bir şey demeden Anna, ''Ne oldu?'' diye sordu. ''Rengin atmış. İyi misin? İçki mi dokundu.''

''Anna buradan hemen gitmeliyim,'' dedim panik içinde. Ardından arkama baktım. Her an içeri girebilirdi. Korkuyordum.

''Ama neden?'' Ellerimi tutup gözlerimin içine dikkatle baktı. ''Sen titriyorsun. Ne oldu?'' dedi sessizce.

''Gitmeliyim,'' dedim tekrar. Yaşadığım şok ve korku konuşmamı engelliyordu.

''Tamam, Tamam,'' dedi. Dikkatle bana bakıyordu. ''Hadi, gidelim,'' dedi çantasını masanın üzerinden aldı. Benim için hiç düşünmeden partiyi bırakıp benimle gelmeyi tercih ettiği için Anna'ya karşı kendimi mahcup hissediyordum. Başkası olsa gelmeyebilirdi. Buna mecbur değildi. En fazla bir taksi çağırıp beni tek başıma yurda gönderirdi. Ama Anna öyle değildi.

Yurt odamıza çıkıp kapıyı arkamızdan kilitleyene kadar tek kelime etmemiştim. Odaya girdiğimizde Anna beni yatağıma oturtturmuş ve elime bir bardak su vermişti.

''Neler oluyor İpek?'' dedi ve sandalyesini çekip tam karşıma oturdu.

''Benjamin... Yani Ben...'' dedim kekeleyerek. Anna dikkatle gözlerimin içine bakıp beni dinliyordu. ''Hava almak için dışarı çıkmıştım ve... Bir anda onları gördüm. Bir kızla o çimenlerin arasında..."

Anna durumu hemen anlamıştı ve, "Tam da tahmin ettiğim gibi. O çocuğun hiçbir partiden boş çıkmayacağı belliydi," dedi. Ardından konuya dönerek meraklı bir şekide "Evet, peki sonra ne oldu?" diye sordu.

"Sonra kız beni gördü ve kaçtı. Ben ise üzerime geldi ve...''

''Ve?'' diye diretti. Gözleri kocaman açılmıştı.

''Çok kızmıştı. Sarhoştu. Beni öpmeye başladı. Sonra beni...''

''Sakın düşündüğüm şeyi söyleme... O aşağılık sana tecavüz etmedi değil mi?'' dedi dehşet düşmüş bir halde.

Düşüncesi bile korkunçtu. Hemen başımı iki yana sallayarak "Hayır, hayır öyle bir şey olmadı," dedim. ''Çok sarhoştu. Ne yaptığını bilmiyordu. Belki de sadece beni korkutmak için öyle davranmıştı, bilmiyorum. Ben de ona tekme attım ve kaçtım. Ama bu onu daha çok kızdırdı. Arkamdan bir sürü küfür salladı Anna. Kesin peşimi bırakmayacak,'' dedim korku içinde.

Benjamin ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin