7. Bölüm

3.1K 229 32
                                    


Benjamin rüyamdaki kıyafetler içinde karşımda duruyordu.

''Sen ağlıyor musun?'' Benjamin kaşlarını çatarak bana baktı. Ama bu sefer bakışlarında ne bir yargılama ne de bir alay vardı. Onu ilk defa bana böyle bakarken görüyordum. İlk defa bana karşı iyi biri gibiydi.

''Hayır, ağlamıyorum,'' dedim hemen. ''Gidiyordum zaten.'' Yanından ayrılmak için bir adım attım.

''Nereye?''

Durup, şaşırarak ona baktım. Rüyamdaki gibi Benjamin ondan beklenmeyecek o soruyu sormuştu.

''Kalıp konuşmak ister misin?''

''Sen benimle konuşmak mı istiyorsun?'' Sanki şimdiye kadar benden nefret eden kendisi değilmiş gibi başıyla onayladı.

''Seninle konuşmak isterdim. Ama muhtemelen zayıf noktalarımı öğrenip bana koz olarak kullanacağın için konuşmamam daha doğru olur.''

''Böyle bir şey yapmayacağım.'' Güneşin vurmasıyla parlayan koyu lacivert gözlerini bana dikmişti. Aynı rüyamdaki gibiydi.

''Niye beni dinlemekle vakit harcayasın ki!'' Yine neyin peşindeydi!

''Sadece bugün iyi günümdeyim. Sana özel bir şey değil. Aslına bakarsan seni dinlemeye pek hevesli değilim.''

İşte benim alışık olduğum Benjamin geri dönmüştü.

Tam sinirle dönüp gitmeye karar vermiştim ki o anki duygusallığımın ve her şeyin birikmesinden dolayı döndüm ve ''Hata bende! Bir an için insan olup beni gerçekten dinlemek istediğini düşünmüştüm!'' dedim.

Benjamin'in bir şey demesini bekliyordum. Canımı acıtacak bir şeyler söylemesini... Ama o sadece bu sözlerime gülümsedi. Arkasını döndü ve az önce benim oturduğum yere, iskelenin ucuna oturdu. Orada öylece kalmış onu izliyordum. Rüyamdaki gibi iskelenin ucunda oturuyordu. Oradan uzaklaşmam gerekiyordu.

''Her gün buraya geliyorum. Kendimle baş başa kalmamı sağlıyor,'' dedi.

Benjamin'in bunları bana anlatmasına anlam veremiyordum. Beni görmeye dayanamayan bir insan şimdi hiçbir şey yokmuş gibi kendisinden bahsediyordu.

''Bugün bir rüya gördüm İpek.''

''Rüya mı?'' açıkçası şaşırmıştım. Eğer ona kendi gördüğüm rüyayı anlatsam muhtemelen benimle dalga geçerdi.

Başıyla beni onayladı. ''Seni gördüm.''

Bunu duymamla tüylerim diken diken olmuştu. Şimdi benim gördüğüm rüyanın aynısını gördüğünü söylemezdi herhalde.

''Hadi gel! Yanıma otur. Seni yemem!''

İçimden bir ses KAÇ! Diyordu. Ama bana bakıp öyle tatlı gülümsemişti ki, sanki az önce kalbimi kıran kendisi değil gibiydi. Gördüğü rüyayı merak ediyordum. Bir cesaret gidip yanına oturdum.

''Beni nasıl gördün?'' diye sordum.

''Öğrenmek istemezsin,'' dedi ve cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.

''Neden? Belki istiyorumdur.''

''Öyle mi? Gerçekten seninle ilgili gördüğüm fantezilerimi dinlemek istiyor musun?'' dedi gülerek.

''Ne?'' dehşete düşmüştüm. Doğru ya Benjamin'in göreceği rüyalardan ne bekleyebilirdim ki? Sinirle oturduğum yerden geri kalktım ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Benjamin ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin