six

167 36 12
                                    

Çarşamba, Semih'ten

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çarşamba, Semih'ten.

15 Ağustos.

İçeriye dolan toprak kokusuyla karışan kokuna açıyorum gözlerimi. Belimi saran kolun, ve saçlarıma gömdüğün burnunla ait hissediyorum. Yıllardır, büyük hissiyatlarla savaşıyor ve ait olamayacağımı düşünüyorum. Şimdi yaşını bile bilmediğim bir adamın  kolları arasında, aldığı nefese bile aitmişim gibi hissediyorım.

Yavaşça kolların arasından çıkıyorum ve açık olan cama ilerliyorum. Güneşi çoktan doğmuş, bulutların ardına saklanmışken buluyorum. Arkamı dönüyorum ve beyaz çarşafların içinde kendini belli eden koca adama bakıyorum. Kontrolsüzce yüzüme bir gülümseme yayılıyor ve camın önünden çekilip yeniden yatağa ilerliyorum. Gözünün tam yanına tüy gibi bir öpücük bırakıyorum ve odandaki lavaboda yüzümü yıkayıp geniş evi dolaşmaya başlıyorum.

Bulduğum mutfakta bir şeyler hazırlıyorum ve seni uyandırmak için tezgâhtan ayrılmaya niyetlenirken arkadan iki kol belimi sarıyor. Beni tezgâhla arana alıyorsun ve başını boynuma gömüyorsun. Boynuma sürtülen dudaklarınla huylanıyorum ve gülümsüyorum, boynumda gülüşünü hissediyorum.

Bir şeyler yememizin ardından artık gitmem gerektiğini düşünüyorum. Bunu sana söylüyorum ve yüzün asılıyor. En sonunda beni aparta bırakmana ikna oluyorum ve üzerimi değiştireceğimi söylüyorum. Bana kendi kıyafetlerimi vermiyorsun, hoş senin kokunu üstümde taşımak hoşuma gidiyor.

Sen bir telefon görüşmesi yaparken ben beyaz sehpanın üstüne koyduğun resimleri inceliyorum. Sonra eski bir kameradan çekilmiş, çerçevelenmemiş küçük bir fotoğrafı görüyorum. Elime alıyorum ve inceliyorum. Güzel gülüşünle gülüyorsun ve yüzünde heyecanlı bir ifadeyle uzağa bakıyorsun fotoğrafta. Gelen bir dürtüyle fotoğrafın arkasını çeviriyorum ve orada bir yazıyla karşılaşıyorum.

"010823, Barış Alper'in sarışın çocuğun isminin 'Semih' olduğunu öğrendiği an."

Şaşkınlıkla bakıyorum yazıya ve arkamdan sesin geliyor. Yanıma geliyorsun, elimdeki fotoğrafı sehpaya koyuyor ve ellerimi ellerinin arasına alıyorsun.

"Seni gördüğüm ilk an," diye başlıyorsun konuşmaya. O an anlıyorum ki, zihnimi meşgul etmekten 1 saniye bile geri durmamış olan sen bir yerlerde zihnini benimle doldurmuşsun. Koltuğa götürüyorsun beni, dizlerime yatıyorsun ve beni, bana anlatıyorsun.

19 yaşında ipin diğer ucuna ulaşıyorum ve 19 yılı onun olduğu anlar için yaşadığmı biliyorum.

-----------
COCUKLARRRRR🙋‍♀️🙋‍♀️🙋‍♀️

BIR DAHAKI BOLUM BARISTAN

HADI OPTUM GOZLERINIZDENNN🤍🤍

dilerim kiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin