"Tişörtü olmadığı için öldüğüne dair bir kanıtınız var mı?"
"Başka bir sebepten niye öldürsün?!"
"Çünkü o villian? Neden saçmasapan sebepler uyduruyorsunuz ki. O kızı öldürmek yerine beni alıp gidebilirdi sadece. Tek yaptığınız şey saldıracak birini aramak. Ama villiane saldıracak götünüz de yok. İşinize ben geliyorum değil mi?" Lider ayağa kalkıp sinirle üstüme koşmaya başlayınca ayaklarımı götüme vura vura yukarı çıktım. Bende de onunla dövüşecek göt yoktu o ayrı.
Villian yukarıda yoktu. Bende bu zamanı kurabiye yemek için kullandım. İleride ne kadarı lazım olur bilemediğimden 2 tane yedim sadece. Tadı damağımda kalmıştı resmen.
Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.
.
.
.
Korku filmlerindeki o korkunç mezbahalara benzer bir yerdeydim. Ellerim ufaktı ve tek bir buruşukluk yoktu. Tişörtümden burnuma deterjan kokusu geliyordu. Koku bana annemi hatırlattı. Bildiğimi bile bilmediğim anılarımı açtı. Annem kıyafetlerimi yıkarken bu deterjanı kullanıyordu. Fayansın üzerindeki su birikintisine bakınca yaşımın çok genç olduğunu fark ettim. 15 yaşında anca vardım. Etrafıma baktığımda odanın diğer ucunda birbirine yapışık şekilde duran beş kız gördüm. Gözlerinde dehşet vardı. Alınlarından soğuk soğuk ter akıyordu."Merhaba?" Sesim mezbahada yankılandı. Dikkatlerini çekebilmiştim. Ellerini dudaklarına götürdüler ve sus işareti yaptılar ama bunu yaparken bile deli gibi titriyorlardı.Benimle kapı arasında mekik dokuyorlardı bakışları. Onlara dikkatli baktığımda hepsinin oldukça farklı gözüktüğünü fark ettim. Etnik kökenleri farklıydı.
Kapı açıldı. İçeriye otuzlarında bir adam girdi. Elinde çantasıyla salına salına yürüdü ve mermer zemine çantayı bıraktı. İçini açtığında bir ton işkence aleti çıktı. O kızlar korkudan ağlamaya başlamışlardı. Çok tuhaf hissediyordum. Evet korkuyordum ama sanki biliyordum da,ölmeyecektim. Adam kızlardan birini saçından tuttu ve mezbahanın ortasına doğru fırlattı. Elinde neşter vardı. Kızın kafa derisine bir çizik attı. Hassiktir. Bunu görmek çok kötüydü. Defalarca çizikler atmaya devam etti. Kız uzun süre çığlık attı ve debelendi. Başından akan kanı gözüyle takip ediyordu. Kan çenesinden aşağıya damlıyordu. Çabalarıysa hiçbir sikime yaramadı,adamın işi bitmemişti.
.
.
."Uyan!" Villian başımda bağırıyordu. Gözlerimi açtığımda aslında ağladığımı fark ettim. Tüm bedenim ter içinde kalmıştı.
"Ne gördün?"
"Kabustu sadece."
"Sen kusmuyorsun değil mi?" Bakışları şüphe doluydu.
"Hayır." Eli bedenimdeydi. Kemiklerimde geziniyordu.
"Zayıfladın. Bu iyi değil."
"Yulaf zaten zayıflatan bir şey."
"Bilmişleşme yine." Yine? Bakışlarımı ona çevirdiğimde cildindeki griliğin solduğunu fark ettim.
"Senin bedenine ne oluyor?"
"Ne ne oluyor?"
"Rengin solmuş." Bakışları kolunda gezindi.
"Hayır aynıyım." İçeriye aşağıdakilerden biri girdi. Elinde paspas vardı. Villian şaşkın gözükmüyordu.
Bu beni boğazlayan kızdı. Etrafı süpürmeye başladı.
"Ne oluyor?" Villian iç çekti.
"Temizlik? Ben mi yapsaydım onu da?"
Kız bakışlarını kaldırmaya cüret etmiyordu. Bambaşka biri gibi davranıyordu ama emindim villian gider gitmez eski haline dönerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU OYUNUNDA MAHSUR KALDIM! |+18
HorrorKorku oyununda hapsolmuştum. Ancak oyundan ufak bir farkı vardı. Baltalı katil yakalayınca öldürmüyordu. Sikiyordu.