KORKU OYUNUNDA MAHSUR KALDIM! |+18

1

Zonklayan kafamla çığlık atarak uyandım. Mermer zeminde tüm bedenim uyuşmuş ve titrer haldeydi. Etrafımda 5 kişi vardı. Halleri benim gibi içler acısıydı. Bulunduğumuz ev o kadar korkunç duruyordu ki anlatacak kelime bulamıyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım ama titreyen bacaklarım buna izin vermedi. Mermer tüm sıcaklığımı çekmişti. Biraz daha uyumuş olsaydım hipotermiden geberip gidecekmişim.

Biri konuştu. "Kötü karakterden nasıl kaçacağız?" Dediğini anlayamadım. Konuşmak istiyordum ama boğazım felaket acıyordu. Sesim kısılmıştı. Açtığım ağzımı geri kapattım.

Başka biri ona yanıt verdi. "Kötü karakter mi? Ne saçmalıyorsun?"

"Bu oyunu biliyorum. Defalarca oynamıştım. Ev o korku oyununun aynısı. Demekki kötü karakter de var."

Hayatımda hiç korku oyunu oynamamıştım. Kabus diye düşünemeyecek kadar canım yandığı için bu ihtimali de yok sayıyordum. Muhtemelen biri bizimle dalga geçiyordu. Bedenime baktım. Altımda ufak bir şort ve üstümde de crop vardı. Aslında herkes böyle giyinmişti. Erkeklerde tişört vardı tek fark. Hepsi soluk gri rengindeydi. Bacaklarım mosmordu. Ellerimin uçları gibi. Bazı kısımlarında kesik ve hâla akan kan vardı. Hassiktir gerçekten ne yaşamıştık bilmiyordum. Erkeklerin durumu daha feciydi. Suratları kazazede gibi olmuştu. Birisinin bacağı tamamen ters dönmüştü. Baygın olması bir şanstı. Uyanır uyanmaz çığlık atacaktı muhtemelen. Etrafıma baktım. Ev 18.yüzyıl korkunç şatolarının aynısıydı.

"Oyun hakkında daha fazla şey anlat." Konuşmaya kulak kabarttım.

"Oyunu 6 kişi oynuyoruz. Yakalanan ölüyor totemi yoksa. Totemi varsa yaratık onu salıyor. Tüm totemler biterse veya herkes ölürse canavar kazanıyor. Yadigarları toplarsak ise biz kazanıyoruz. Bu kadar."

"Daha önce kazandın mı?"

"Hayır. Oyun çok zordu." Hassiktir.

"Peki kötü karakter ne?"

"Baltalı kocaman bir adam. 2 metreden fazlaydı boyu. Sadece şortla geziyor. Korkutucu ama kızlar beğeniyordu tipini. Bi beni beğenmiyorlar şunlar da amk. Neyse işte tasarımı villian gibi tam."

"Bizi neden öldürmeye çalışıyor ki?"

"Oyun çünkü kanka ne bekliyorsun? Gerçi biz şu an para için buradayız oyuna göre. Bakın ne diyeceğim direkt kapıdan çıkmaya çalışalım. En azından gebermeyiz." 3 kişi aniden ayağa kalktı. Ben ise kalkamıyordum. İki kişi zaten baygındı. Sürünerek onlara yetişmeye çalıştım. Kapıyı açmaya çalıştıklarında aniden büyük bir ses yankılandı. Uyuyan devi uyandırmışlardı. Koşup bir yere saklandılar. Biri dolaba girdi diğerlerini ise göremedim. Bense holde mal gibi kalmıştım. Gözümden yaşlar akıyordu ama sürünmeye de devam ediyordum. Arkamdan gelen korktucu ayak sesleri en sonunda durdu. Gözlerimi kapattım. Geberme vaktim gelmişti.

"Yerde ne yapıyorsun?" Dominant sesi beni ürküttü. Ona döndüğümde sert bakışlı kocaman bir adam olduğunu gördüm. Beni kaldırdı ve yukarıya çıkmaya başladık. Çığlık bile atamazken diğerlerinin bana baktığını gördüm. Acıyarak bakıyorlardı.

Beni yatak odasına çıkardı. Nereden mi anladım? Yatak vardı çünkü çok zor olmadı.

Ona korkarak baktığımı görünce güldü.

"Totemin var mı?" Gözlerimden yaşlar akıyordu. Konuşmak için ağzımı açtığımda tekrar konuşamadım. Sesimin kısık olduğunu unutmuştum. Başımı iki yana salladım. İç çekip beni yatağa yatırdı.

"Burayı hatırladın mı?" Kafamı iki yana salladım.

"O zaman bu ilk olacak." Dudaklarıma yapıştığında irkildim. Öldürmeden önce öpüyor muydu? Elleri bedenimde gezmeye başlayınca elinin ısısı buz gibi olan tenimi yakmaya başlamıştı. Tüm bedenimi ben ısınasıya kadar ovaladı. Yatağın ucunda duran baltaya baktım.