11. Biz de Yaralıyız - Kısım 2

3.4K 132 324
                                    

Selam,

Keyifli okumalar, dilerim seversiniz.

Yine elimin ayarının kaçtığı uzun bir bölüm, öpücükler😘🥰

Sevgiler

-------

Tekne kamarasının içindeki sessizlik bir süredir devam ediyordu. Aynı yastığı paylaşarak birbirlerinin yüzlerini seyre dalmış bir şekilde uzanırken, yankılanan son sözler Alaz'a aitti.

"...çünkü ben seni seviyorum Asi."

Uzun bir zaman derinlerde, çok derinlerde kollarında derman kalmayacak kadar yüzmüş ve ciğerlerindeki son nefesle suyun yüzeyine çıkmayı başarmış gibi rahatlamış hissediyordu Alaz. Artık içinden dolup taşan Asi'ye karşı dizginleyemediği duygularını sesli bir şekilde, hemen yanında tüm güzelliğiyle uzanırken ona söylemiş olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Ancak bunun yanında hissettiği yoğun duygular kendi gözlerine yaşları doldurmuş ve tüm engellemelerine rağmen yanaklarından süzülüp gitmişti. Asi'nin vereceği tepkiyi tahmin edemezken aşkını itiraf etmesi yetmiyormuş gibi bir de karaca bakışlarıyla kendisini süzerken karşısında ağlamıştı. Onu etkilemeye çalışması gerekirken gösterdiği bu güçsüzlük için kendisine kızıyordu, ezilmiş hissediyordu.

Bu kadar savunmasız ve her darbeye açık hissettiği anların çok eskilerde kaldığına inanırdı. Ama Asi çıkagelmişti ve örselenmekten nasır tuttuğuna inandığı her duygusuna üfleyerek yeniden doğmalarını, iyileşmelerini sağlamıştı. İlk andan beri Asi'nin yüzünde gezinerek onu seven eli son kez yanağını okşadı ve hala ona tepki vermediği için önce omzuna sonra koluna sürtünerek en son aralarındaki kısacık mesafeden beyaz çarşafın üstüne düştü.

Kalbi çarpmayı durdurmuş olmalıydı. En sonunda yaşadığı yoğun heyecana ve ona çektirdiği bu muhteşem eziyete dayanamamış ve Asi'yi terk etmişti anlaşılan. Dışarıda yeni doğan güneş, deniz parıltıları eşliğinde tüm güzelliğiyle ufak pencerelerden uzandıkları yatağa sızıyordu. Ama Asi'nin görebildiği tek parıltılar Alaz'ın ela gözlerine dolan ve kendisi için aktığına artık adı kadar emin olduğu gözyaşlarıydı. Bunlar elalarını öyle ışıldatmıştı ki Asi o çarpmayı durdurduğunu düşündüğü kalbinin aslında çatırdayıp kırıldığını ve bu ışık huzmelerinin içine tüm hızıyla sızdığını fark ediyordu.

Tam olarak ne zaman ilk çatırdama sesini duymuştu? Emin olduğu şey bunun yeni olmadığıydı. Her şey ufak, minicik bir nokta ile başlardı, sonra bu nokta büyür ve çatlak genişlerdi. Bazen sırf yüzünü ekşitmemesi için alınan bir kahveydi bu çatlağı genişleten, bazen ona güzelim diyen bir fısıltı, bazen babasının karşısında ona ayak uyduran bir oyun arkadaşının verdiği güven. Her birinde Alaz ona biraz daha derinden dokunmayı başarmıştı. Bu tarifsiz duygu en sonunda hiç beklemediğin bir anda tıpkı şimdi olduğu gibi sevdiğin kişinin dudaklarından dökülen sözcüklerle tüm bedenini esir alacak şekilde hücrelerine sızar seni ele geçirirdi.

Asi, Alaz tarafından kuşatıldığını hissediyordu ve bu durum ona tepki veremeyeceği kadar aklını uçurmuştu. Alaz ile geçirdiği her anda kalbindeki giderek büyüyen bu çatlağın farkındaydı aslında ama tüm yaralarını kendi saran minik kız, bu noktaya hiç dokunmadı onu yamamaya çalışmadı. Yana yakıla çatırdamasını ve Alaz ile dolmasını istedi. Şimdi karşısında çıplak üst gövdesi, boynundaki zincir kolyesi, az önce şimdiye kadar duyduğu en duygusal yoğunluktaki konuşmayı yapıp, ona aşkını itiraf eden öpülesi dudakları ve utancından olsa gerek kızardığını fark ettiği sevimli kulaklarıyla dileği gerçekleşmiş bir halde yanında, ona beklenti dolu gözlerle bakarak yatıyordu. Artık konuşması ve ona bir cevap vermesi gerekiyordu. Ancak bu kadar güzel konuşmaya nasıl cevap vereceğini, o her şeye hazırlıklı olan zihni bilemiyordu, tam ihtiyacı olduğu anda onu yalnız bırakmıştı.

Kötü Kan / AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin