13. Sanrılar ve Gerçek Kötüler - Kısım 2

2.7K 126 623
                                    

Selam,

Keyifli okumalar, dilerim seversiniz.

Uzun bir ikinci kısımla buradayım.😘

13. bölüm genelinde beni ayakta tutarak müthiş fikirler veren Karışık Kaset yazarıma ve Sokaklar Tekin Değil İris'ime çok teşekkür ederim.

Sevgiler

-------

Telefonun diğer ucundan duyduğu acı fren sesini takip eden karma karışık gürültüleri anlamlandırmak istemiyor ve bunu reddediyordu. Sabırsızlıkla beklediği iki kelimeyi Asi den işiteceğini sandığı, en mutlu anını henüz saniyeler önce yaşıyordu. An sonra her şey tepe taklak oldu.

Kaybedebilirmiş insan tüm yaşama sevincini saniyeler içinde, bu acıyla yüzleşiyordu Alaz.

Sanki bir dejavunun içindeydi. Kardeşi Ece'nin ölümü ona ruhsuz bir telefon konuşması üzerinden söylenmişti. Bu anın onda yarattığı tahribatı yıllar sonra bile üzerinden atamamıştı. Ama şimdi bu neden aklına gelmişti ki?

Asi ölmezdi, ölemezdi. Hem daha az önce, akşam ona ve kollarına geri geleceğini söylemişti.

Çarpışmanın etkisiyle telefon hattı çoktan kesildi ve karşı taraftan ses gelmemeye başladı. Ancak Alaz var gücüyle bağırmaya ve ona ulaşmaya çalışıyordu. Tüm bedeni, aklı yaşadığı bu anın gerçekliğini reddetmeye çalışsa da bir tek sesi ona karşı geliyor ve içinde birikmeden haykırıyordu. Bir de gözyaşları. Hepsi anlaşmış bir şekilde gözlerini hücum etti ve onu dinlemeden hızla yanaklarından süzülmeye başladı. Şimdiye kadar çok ince bir buz tabakasında yürüyordu. Alaz'ı hayatta tutan ve adımlarını yumuşatıp bu tabakayı kırmamasını sağlayan yegane sebep Asi'ydi. Onun sesini artık duyamadığında ayaklarının altındaki zeminin kırıldığını hissetti. Şimdi müthiş bir hızla dibe çöküyordu, bedeni dondu. Hareket edemedi, etmek istemedi. Hayatında çaresiz hissettiği anlar olmuştu. Ama gerçek çaresizliğin ne demek olduğunu, telefonun diğer ucundaki hayatının aşkı olan kadına uzanıp, derman olamayacağını anladığında fark etti.

Hissizleşen bedenini kendine geri getiren kulağında tuttuğu telefonun şiddetle yere düşerken çıkardığı sesti. Ne yapıyordu burada, ne işi vardı? Hemen gitmeli ve Asi'yi bulmalıydı. Harekete geçmek için bu kadar aciz davrandığı ve girdiği şoktan çıkamadığı için kendine küfürler savururken hızla yerinden kalktı.

Sonrası çok belirsizdi. Aklı çalışmayı durduruyor ve davranışları orantısızdı. Asi'nin nerede olduğunu ve kaldırıldığı hastaneyi bulmak için geçen uzun olmayan dakikalar bile ona aylar, yıllar gibi gelmişti. Bu yüzden akşam karanlığının serinliğini içeri doldurarak büyük camlı hastane kapısından geçip, girişteki görevliye Asi'nin durumunu sorarken de hiç olmadığı kadar korkulu ve telaşlıydı.

Henüz hastaneye giriş yapıldığı için kendisine şu an ilk müdahalenin uygulandığı söylendiğinde korkusu daha da arttı, yüzü beyazladı. Öyle ki görevli ona iyi olup olmadığını sormak durumunda kaldı. İyi olmaktan çok uzaktaydı. Mutluluk ve iyi olma hali her neyse son günlerde Asi ile bunu o kadar yüksek dozda tatmışlardı ki bu kâbusun, karanlık bulutların üzerlerine çöreklenmesinin korkunçluğuyla baş edemiyordu.

Bir elinin tersiyle yanaklarındaki ıslaklıkları silerken ona söylenen yere, Asi'nin kapısına doğru savsak adımlarını güçlendirmeye çalışarak yürüdü. Kapısında büyük harflerle "Girilmez" yazılan iki cam kapının önünde yerinde duramadan bir ileri bir geri adım atıp durdu. Aklı almıyordu, öfkeliydi. Hayata, yaşadıklarına, kaderine, kaybettiklerine ve kaybetmek üzere olduklarına. Bu son fikri yine şiddetle reddetti. Böyle bir şey olmayacaktı. Ama omuzlarındaki üzüntüye daha fazla dayanamadı ve boş sandalyeler olmasına rağmen hemen kapının dibindeki duvara yasladı. Ağır ağır çöktü bedeni yere. Yüzünde donuk ifadesi ve ağlamaktan kızarmış gözleriyle boş avuç içlerine baktı. Ellerinden bir şey gelmeden beklemenin acizliğini iliklerinde hissetti. Bu muydu, bunun için miydi her şey? Şehrin bir yakasına hükmedecek kadar elinde gücün olsa da içerde hayata tutunmaya çalışan sevdiğini kurtarmak için bir şey yapamadıktan sonra ne anlamı vardı? Her şey o an fazlasıyla anlamsızdı. Oturduğu soğuk zemini umursamadan her iki dizini kendine çekti ve kollarıyla sardı. Başını dizlerine gömdü.

Kötü Kan / AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin