9. Sahi Biz Neyiz?

3.9K 161 514
                                    

Selam,

Bölümü tasarladığım olaylar o kadar uzun oldu ki, bir önceki bölüm gibi okuması zor olmaması adına bölmek durumunda kaldım. Kalan kurguyu da tamamlayıp en kısa sürede paylaşmak istiyorum. ✨

Umarım size eksik gibi gelmez, keyifli okumalar, dilerim seversiniz. 💕

Sevgiler

-------

Acıyla bezenmiş ama daha çok rahatlatıcı yüksek sesli çığlıklarından biri daha döküldü Asi'nin dudaklarından ve odanın sadece içinde değil, dışında da yankılandı. Bunları ardı ardına yine kendi sesinden işittiği diğer tuhaf sesler ve iniltiler takip etti. Eğer aklı, duyguları ve bedeni yaşadığı zevkten havada süzülüyor olmasa yine de bu sesin kendine ait olduğuna inanamazdı. Daha önce bu kadar kendini kaybettiğini ve etrafındaki hiçbir şeyi umursamadan özgürce içinden taşanları haykırdığı bir sevişme yaşamamıştı. Gerçi onu bu duruma getirecek Alaz gibi biri de yoktu hayatında. Onunla yaşadığı her an giderek daha da yıkıcı bir hal alıyordu, onu zevkten yıkacak kadar baş döndürücü.

Kadınlığında hissettiği yoğun vuruşların etkisinde kaybolurken başını yerdeki halı zemine baskıyla yaslamıştı. Şimdi hafifçe kaldırıp, gözlerini açtığında gördüğü, çoktan üzerindeki gömlek fazlalığından kurtulduğu için terden parlayan düzgün ve biçimli çıplak gövdesiyle kasıklarının arasında santim boşluk kalmayacak kadar ona yaslanmış ve daha derinine inmek mümkünmüş gibi içini oymaya devam eden Alaz'dı.

Dakikalardır bulundukları Alaz'ın mekânındaki odasının konumunu ve çıplak tenlerinin değdiği altlarındaki zeminin rahatsızlığını umursamadan, birbirlerine zaman ve alan açarak keşfetmenin, hissetmenin o benzersiz duygusunu tadıyorlardı.

Nemli tenlerine değen her dokunuş güneşe dokunmak gibi tarifsiz bir sıcaklıktaydı, yaşadıkları her zirve sonrasındaki titreyen vücutları ve kontrolsüzce çarpan kalpleri soğuk açık okyanuslara kendilerini bırakmış gibi hissettiriyordu.

Asi, yüksek hızda düştüğü o buz gibi sulardan çıkmak istemiyordu, sonunda hipodermi krizi geçireceğini bilse bile önce ateşler içinde yanacak kadar Alaz ile bütünleşmek ve sonra kendini tekrar o soğuklara atmak istiyordu. Tekrar tekrar. Durmaksızın. Her şeyin bir sınırı olduğuna inanır ve günün birinde tükeneceğini düşünürdü. Ama şu an sayamadığı kaçıncı orgazmını yaşamış ve bir diğerini hemen çok yakınında hissediyorken Alaz'a asla doyamayacağını anlıyordu.

Her iki eliyle onu incecik belinden tutmuştu Alaz, ellerinin genişliğinden Asi'nin belini neredeyse tamamen sarabiliyordu, parmak uçlarının kavuşması için aradaki mesafe fazla değildi. En azından gerçek anlamda birbirlerine kavuşmaları için aralarında bulunan engebeli, keskin virajlarla dolu olan mesafeden çok çok daha azdı. Öyle sıkı bir şekilde onu tutmuştu ki uzun parmaklarındaki yüzüklerinin olduğu yerler ve eklem boğumlarının etrafı beyazlamış, yer yer kızarmıştı. Yakınlıklarını yeterli görmemiş olacak ki kibar olmaktan çok uzak bir hamleyle Asi'nin kalçasını tutmuş ve biraz daha yukarı kaldırarak yerle temasını kesmişti. Asi'nin dudaklarından dökülen ani şaşkınlık nidası kulaklarını doldururken zevkle gülmüş ve bakışlarını onun güzel yüzünden kaçırmadan aynı anda iki eliyle onu kendine çekerken kendi belinden aldığı güçle uzun ve yavaş bir darbeyi içine bırakmıştı.

"Ah! Evet, evet orası." yoğun buklelerin şakağından süzülmesine yol açtığı ter damlalarını hissedebiliyordu ama içinde midesine çarptığına yemin edebileceği Alaz'ın sertliği ona başka bir şey düşündürtmüyordu. Ellerini yer öyle bastırmıştı ki, tırnakları yeri sökecek gibi gerilmişti.

Kötü Kan / AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin