Selam,
Kötü Kan'a veda ettiğimizde aklımızda kalan hatta bizi bir çıt üzen bir döneme ithafen yazılmıştır.
Aslında konu belli ama Twitter da olmayanlar veya bilmeyenler için heyecanını kaçırmamak adına teşekkürlerimi aşağıya bırakacağım.
Uzun, çok uzun bir bölüm. Keyifli okumalar, dilerim sıkılmadan seversiniz.
Sevgiler
-------
Yüksek camlardan dışarıya baktığında sabah güneşinin ışıltısı, zemindeki özenle biçilmiş çimenlerin üzerine vuruyor ve parlamalarını sağlıyordu. Bahçedeki çeşitli bitkilerin ve çiçeklerin ona sunduğu yoğun doğal görüntü Alaz'ın derin bir nefes almasını sağladı. Günlük toplantılarından ilkinin neredeyse daha başındaydı ama bunaldığını gizleyemiyordu. Böyle anlarda masanın etrafına toplanmış ona bilgi veren çalışanlarının yanından kalkar ve bu tek katlı geniş ofisinin ona sunduğu manzaraya bakarak içini ferahlatmaya çalışırdı. Asi'nin bir buçuk sene önce burayı neden seçtiğini her geçen gün daha da iyi anlıyordu. Alaz'ı çok daha iyi tanıdığı ve başının çok kere sıkışacağını bildiği için bu yeşil ve deniz manzaralı evden hallice ofisi tutması konusunda ısrar etmişti. Bunun üzerine Alaz da burayı satın almıştı.
Şimdi camdan dışarıya her baktığında gözünün önünde beliren ilk güzellik Asi den başkası değildi. Sabah erken saatte yanından kalkarken onu rahatsız etmemek için yanağından ve saçlarından gizli öpücükler çaldığı eşi. Kapalı gözleri, yaz sıcağından pembeleşmiş yumuşak yanakları, nefes aldıkça usulca kıpırdayan dolgun dudakları ve yastığına gelişi güzel yayılmış buklelerinin kokusu. Onu yatakta bıraktığı bu hali gözünün önüne gelince özlemle gülümsedi Alaz, elleri ceplerindeydi ve arkasındaki masada devam eden toplantıdan fazlasıyla uzaklaşmıştı.
Masada bıraktığı telefonuna gelen bildirim sesini duyunca başını o tarafa hafifçe çevirdi. Asi olduğunu düşündüğü için saniye kaybetmeden yerine doğru adımladı ve hala ayaktayken telefonun ekranına dokundu. Gelen mesajı görünce az önceki gülümsemesi daha da genişledi öyle ki işaret parmağını hafifçe burnuna sürterken dudaklarını kapatması gerekmişti. Körfez den geçirilecek petrolü taşımak için yeni satın alınacak yük gemilerinin tartışıldığı ve milyon dolarlık kararların verilmesi gerektiği bu toplantıda ciddi durup, tüm dikkati odanın içinde olsa fena olmazdı. Ama Alaz'ın aklı çoktan bu odadan ayrılmıştı, gülümseyerek yerine oturdu.
-Kesin hamileyim. yazmıştı Asi.
İki eliyle tuttuğu telefona bakarken, bir kere daha hafifçe gülümsedi. Peş peşe mesajlar gelmeye devam etti.
-Hala kasıklarım ağrıyor.
-Sızladığıma yemin edebilirim.
-Bana ne yaptın?
-Çok iyi bir koca olduğun için seni dava ediyorum, haberin olsun.
-Seni özledim.
-Giderken beni neden uyandırmadın?
Her mesajda keyfi daha da yerine gelen Alaz artık gülüşünü gizlemeyi de bırakmıştı. Direkt olarak telefonuna bakıyor ve cevap yazmak için ilk harfe basıyordu. Sonra aniden durdu, Asi'yi görmesi gerekiyordu.
Önce şu işi halletmeliydi çabucak. Başını telefondan kaldırdığında hararetli toplantı devam ediyordu, hemen konuya girdi.
"Sonuç olarak?" dedi Alaz, tek kaşını kaldırarak ve bilmiş bir şekilde. Sanki toplantının tamamına hâkim olduğu bir havası vardı ancak tek kelime daha dinlememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kan / Aslaz
FanficKirli dünyanın içinde temiz kalabilir misin? Ya ilkelerinle ters düşersen? Asi ve Alaz, taban tabana zıt iki dünya. Çarpıştıklarında ya bir olacaklar ya da birbirlerini yok edecekler. İlk kez karşılaştıkları ılık bir yaz gününde hayatın onlara geti...