deneme 1

658 42 8
                                    

"sanırım, ben sana daha fazla katlanamayacağım." arda'nın son cümlesi buydu işte. iki senelik evliliklerinin ardından bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyordu kenan. fakat birliktelik tek taraflı olmazdı, değil mi?

kenan, başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordu. arda'nın kendisine bağırmasına, çağırmasına hatta bir şeyler fırlatmasına alışmıştı ama aklının ucundan ayrılmak fikri bir kere bile geçmemişti. araları son üç aydır iyi olmayabilirdi ama kenan hiçbir zaman kalbindeki sevgiyi yitirdiğini düşünmemişti. arda ise karşısına geçmiş için için ağlarken kendisinden ayrılmak istediğini ima ediyordu. arda ne zaman onu sevmekten bıkar olmuştu?

"bu ne demek?" diye sordu kenan. arda'nın dediği şeyin gerçek olmamasını ümit ederek sordu. belki de vazgeçecekti düşüncesinden. ne kadar kavga etseler de sarılmadan uyudukları, birbirlerinden vazgeçtikleri hiçbir akşam olmamıştı. arda gerçekten kendisinden vaz mı geçmişti?

"ne demek istediğimi anlıyorsun. ben yoruldum."

kenan, içinde depremler olduğunu, fırtınalar koptuğunu hissetti. yıkımın geldiği belliydi, ama bu kadar sarsıcı olacağını düşünmemişti. eli tekleyen kalbine, diğer eli ise arda'nın boştaki eline gitti.

arda elini çekti. yüzüne bakmıyordu kenan'ın. "bu akşam ailemin evine dönüyorum. 'kedi'yi sana bırakacağım. yalnız hissetmeni istemiyorum. eğer ilerleyen zamanda sorumluluğunu üstlenemeyecek olursan kedi için her zaman kucağım açık olacak."

"kedi" arda ve kenan'ın isimsiz, turuncu kedisiydi. birlikte evliliklerinin ilk ayında daha bir yavru iken evin bahçesinde bulmuşlardı. o günden beri birlikte büyüttükleri evlatları gibiydi. şimdi ise yetim bir çocuk gibi ebeveyninden ayrı olacaktı.

"kedi'nin sen olmadan mutlu olabileceğini mi düşünüyorsun? sen veya ben, herhangi birimiz bile yokken yatağından dahi kalkmadığını en iyi sen biliyorsun. konu sadece kedi de değil, sen de biliyorsun." kenan çaresizce arda'yı vazgeçirmeye uğraşıyordu. giderse gönlündeki boşluğu bir daha doldurabileceğinden emin değildi. zili üzerinde "arda & kenan" yazmayan bir ev, ev olabilir miydi onun için? yanında arda olmadan uyandığı bir yatak uyutabilir miydi onu?

"benim için her şeyi zorlaştırma." arda sesi titreyerek söyledi. "beni burada kalmaya mecbur bırakma."

"çözmeyi değil kaçmayı tercih ediyorsun. ben seninle her şeyi çözmeye varken sen niye benden kaçıyorsun?"

arda oturduğu koltuktan doğruldu. kenan bileğinden tutmak istedi. gitme, diye bağırmak; hiç bırakmayacak kadar sıkı sarılmak istedi. arda ise bir kelime fazla söylemeden evden tez şekilde çıkıp gitmişti bile. kenan ise kapanan kapı ardından öylece, gözleri dolu şekilde bakakalmıştı.
______

bir anda türklere fanfic yazacağımı ben de pek beklemiyordum ama tepkiye göre devam ederim gibi bir hissim var. AYRICA KARAKTERLER, KISILER VE KURGU TAMAMEN HAYAL URUNUDUR.

loverman, arkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin