Selamünaleyküm ,nasılsınız?
Keyifli okumalar🤍
.
.
.
.
.
.Telefona gelen bildirim sesleri yüzünden uyanmıştım. Sabahın köründe kimin mesaj attığını merak ettiğim için telefonumu elime alıp ilk önce saate baktım sonra gelen bildirimlere baktım. Fatih den gelmişti.
Sevdiğim :hayırlı sabahlar gülüm , bugün camiye geliyor musun
Siz: hayırlı sabahlar canım , geliyorum Allah'ın izni ile
Sevdiğim:gelmek için biraz geç kalmadım mı sence?
Siz: eyvah ! Ben saati unutmuşum 2 haftadır gelmiyorum diye neyse ben hemen geliyorum Allah'a emanet ol
Siz: tamamdır , sende Allah'a emanet ol gülüm
Mesaja görüldü atıp hemen yataktan kalktım. Hem kendime kızıyordum hemde banyoya gidip işlerimi hallediyordum. Banyoda işim biter bitmez elime gelen ilk feracemi ve şalımı alıp hazırlandım. Ayakkabılarımı giyip hemen cami'nin yolunu tuttum.
Hızlı adımlarla yürüdüğüm için beş dakika içnde camiye varmıştım. Hiç beklemeden dersin olduğu bölüme giridim. İçeriye girdiğimde selam verdim ve çantamı masaya koyup ders vermeyen öğrencilerin dersini aldım.
Bugün çok kişi gelmemişti bundan dolayı herkesin dersini daha kısa sürede almıştık. Herkes ikinci dersini vermek için hazırlanıyorken bende Kübra ile sohbet etmeye başladım.
" Hayırdır kız neden geç kaldın?" Diye sorduğunda gülen yüzüm tekrardan düşmüştü.
" Ne olsun alarmı duymamışım , annem gilde beni kaldırmadan kursa gitmişler " dediğimde Sesizce güldü.
" Noldu Kübra hanım çok mu komik?" Diye sordum
" Hayır hayır, insanlık halidir " dedi
"İnsan bir arar dimi geliyor musun diye sorar , Fatih mesaj atmasaydı daha uyuyordum " dedim ama bu sefer sinsice güldü Kübra.
"Demek seni Fat-" sözünü tamamlamadan talebe konuşmaya başladı.
" Hocam bizim derslerimiz hazır " dediginde hemen yerimden kalkıp talebelerin yanına gittim. Bir yandan iyi ki konuştu diye içimden geçirdim. Konuşmasaydı Kübra' nın dilinden kurtulamazdım.
Herkes dersini vermişti eve gitmek için daha on dakika vardı. Öğrencileri sesiz kalmaları şartı ile serbest bırakmıştık. Ama Kübra beni bir türlü serbest bırakmıyordu. Sürekli Fatih hakkında birşeyler soruyordu.
Çok şükür Berk Kübra'yı bugün beş dakika önce almaya gelmişti. Berk'e beni bu durumdan kurtardı diye teşekkür etmeyi aklımın bir ucuna yazmıştım.
Bütün öğrenciler gidince feracemi giydim ve çantamı alıp kapıyı kilitledim. En son ben çıktığıma göre Fatih'i görme şansım olacaktı. Hemen merdivenlerden aşağıya indim ve cami'nin içine baktım. Ama Fatih içeride yoktu. Hemen cami'nin havlusuna baktım en sondaki bankta tek başına oturuyordu.
Hemen Fatih'in yanına gittim.
"Selamünaleyküm" dediğmde biraz arkasında kaldığım için omzunun üstünden bana baktı" Aleykümselam gel yanıma otur " dediği şeyi ikiletmeden yanına oturdum.
" Dersliğin anahtarını getirdim" derken anahtarı Fatih'e uzattım. Elime dokunmadan anahtarı aldı.
" Tamam da sabah neden geç kaldın" diye sorduğunda masumca güldüm ama yüzüme bakamadığı için bunu fark etmemiştir.