Dünyanın sonunu getirebilecek güçte bir çipi taşıyan genç Profesör, kendisini korumakla görevlendirilen askerle hiç tatmadığı amansız duygulara yelken açar. Kadını tüm dünyadan koruması beklenen asker, görevini en kanlı haliyle yerine getirirken ayn...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
11 ARALIK 2018
Afganistan, Mir Samir dağları
Yalnızlık, sessiz bir okyanus gibidir; dalgaları kendi içinde saklı, sakin ama derin. Bu sessiz suların üzerinde, düşüncelerimiz kendi yankılarıyla dans eder. Görünmez bir rüzgar, anıların ve hayallerin yelkenlerinişişirir, bizi bilinmeyen ufuklara doğru sürükler. Yalnızlıkta, zamanın anlamı değişir; dakikalar saatlere, saatler günlerin ötesine uzanır.
Şimdiyse gecenin sessizliği içinde, yıldızlar altında bir gölge gibi duran biri vardı. Yılın en soğuk aylarından olmasına rağmen titremiyor, sarsılmıyordu bile. Görevinin bilinciyle, sarp kayalıkların ve geniş ovaların arasında, stratejik bir noktada pusuda bekliyordu. Elindeki silah, yılların tecrübesiyle birlikte, ona eşlik eden sadık dostuydu. Gözleri ufku tararken, her bir hareketi, disiplin ve kararlılıkla doluydu. Ne pahasına olursa olsun, görevini yerine getirmeye hazırdı. Gücü, sadece kendisinden değil, koruduğu değerlerden ve inançlardan geliyordu. Bu onu daha da güçlendiriyordu.
Tetikte bekleyen silah arkadaşlarına son bir kez göz gezdirip, en ufak hataya yer vermek istemeyeceğini gözlerindeki kararlılıkla yansıttı. Her birinin suratını örten maske, gözlerini açıkta bırakıyordu ve her biri gelecek emri bekliyor, duruşundan nefes almak için dahi ödün vermiyordu.
Çadır kentten yükselen çığlık sesleri kulaklarını kazıdı. Bebeklerin ağlayışı, kadınların çırpınışı ve daha nice çaresiz haykırış hepsinin zihnine kazındı. İçine doldu gecenin karanlığı, zulmün acısını kalbinin en derinlerinde hissetti. Sessizdi, iki parmağını birleştirerek kaldırdı, gözleri hedef kampı tararken parmaklarını adamlarının harekete geçmesi için usulca havada oynattı. Islak çamur zemin, botların güçlü adımlarını gömerken ilerlemeye başladı. İşareti üzerine bir grup sola ilerlediğinde, diğer grupla beraber sağa ilerledi. Kan kokusu her taraftaydı.
