Dünyanın sonunu getirebilecek güçte bir çipi taşıyan genç Profesör, kendisini korumakla görevlendirilen askerle hiç tatmadığı amansız duygulara yelken açar. Kadını tüm dünyadan koruması beklenen asker, görevini en kanlı haliyle yerine getirirken ayn...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♫ Bölüm şarkıları: Disturbed - Down With The Sickness, Eminem - Lose Yourself ♫
Ölümün soğuk nefesi zihnimi parçalarcasına yankılanıyordu her zerremde. Eğer bir saniyeliğine ellerinden kaysaydım, ondan uzağa düşüp bütün kemiklerimikırabilirdim. Bilemezdim, belki de ölürdüm. Düşüncesi bile tüylerimi ürpertiyordu, birkaç saniye öncesinde bunu yaşamış olmak nefes kesiciydi.
Nefesime temas eden sıcak nefes irkilmeme neden oldu, askerin dudaklarından dökülen acı dolu inilti bir saniyelikti, ardından "Kalk," dedi dişlerinin arasından. Bütün kemiklerinin kırıldığından emindim ancak o bunu hiç yaşamamış gibi bedenimi tutup kendiyle beraber arabanın üzerinden indirdi.
Sok içindeydim, beni çekiştirmeye başladığında duraksadım. "İnanamıyorum, az kalsın ikimizi de öldürüyordun çılgın herif!"
Durdu bir anlığına, arkasına bakıp gelenleri görünce dişlerini sıktı. "Lanet olsun kadın, yürü!" Kolumdan tuttu, itirazıma olanak tanımadan koşmaya başladığında nefes nefese peşinden ilerliyordum. O an kurşun sesleri yinelendi, ardımızdan ateş edilmeye başlandığında çığlık atarak başımı eğdim, asker ise belimin iki yanından kavrayarak bedenimi kaldırıp ara sokağa girdi. Refleksle omuzlarına tutundum, dar ara sokağın her santimi karanlıktan ibaretti ve silah sesleri arkamızda kalmıştı. Asker, duraksadığında omuzlarını şiddetle sıktığımın farkında bile değildim, öyle ki bedenimi bıraktığında afallayıp ellerimi çektim. "Şimdi yapmak zorunda olduğumuz şey pek hoşuna gitmeyecek," dedi dizlerinin üzerine çöktüğünde. Kanalizasyon kapağını sıkıca tutup kaldırdığında kocaman açıldı gözlerim.
"Hayır," dedim telaşla. "Bunu asla yapmayacağım!"
Çok kısa bir an dönüp bana baktı. "Sen bilirsin, öl o halde." Dudaklarım şaşkınca aralandığında çukura attı kendini, kulaklarıma dolan ıslaklığınhışırtısıylatiksinerek yüzümü buluşturdum ancak yaklaşan silah sesleri başka bir seçenek tanımıyordu.
