12. Bölüm

0 0 0
                                    

Saat 16:34. Yaklaşık olarak 7-8 saat uyumuştum. Saçımı düzeltip odadan çıktım. Nell ile sahile gidecektik. Nedenini bende bilmiyorum. Aşağı indiğimde Nell koltukta oturmuş beni bekliyordu. Geldiğimi görünce ayağa kalktı.

Nell, altına gri kenarında mavi 3 çizgi olan bol bir şort ve üstünede açık mavi bir tişört giymişti. Şort dizinin yaklaşık 2 karış üzerindeydi.

Bende altıma düz gri bol bir şort ve siyah tişört giymiştim. Şort dizimin tam üzerindeydi.

Nell “hadi gidelim” diyerek kapıya doğru gitti. Bende peşinden gidip askılıktan montları aldım. Nell sandaletlerini giyip dizlikleri taktıktan sonra ayağa kalktı. Montu ona uzattığımda bana ‘sen ciddi misin!?’ bakışlarını yolladı. “Ekipman önemli” dedim. Bana göz devirip montu, elimden sert bir şekilde aldı. Kaskınıda alıp motorun oraya gitti. Ayakkabılarımı giyip ayak bileğime ekipmanı taktıktan sonra montu giydim. Kaskı elime alıp evden çıktım. Kapıyı kapatttıktan sonra Nell’e baktım. Eldivenlerini giyiyordu. Montun fermuarını çekip Nell’in yanına gittim. Nell motora binince bende kaskı takıp arkasına bindim.

Artçı olmaktan sıkıldım. Motorum acaba ne zaman gelecekti? Nell'e yaklaşıp “benim motor ne zaman gelecekti?” diye sordum. Nell “dün ustayı aradım 2-3 güne hallolurmuş.” dedi. Oflayıp vizörümü indirdim. Nell moralimi yükseltmek için “ O zaman istikamet sahil!” dedi ve gaza bastı.

Sahile varmamız yaklaşık 1 saat sürmüştü. Şuan Nell yüzmenin keyfini, bende şezlongda oturmanın keyfini çıkarıyordum. Telefonu elime alıp Nell’in fotograflarını çektim. Bunları Nell’in telefonuna attım. Nell’i tanıyorsam benden fotoğraf çekmemi isteyecekti. Erkenden çekmek iyidir.

Ertrafa baktığımda pekte kimse yoktu. Yani çocuk yoktu. Gençler falan vardı. Nell’e tekrar baktığımda bana beden diliyle ‘bak bak ne yapacağım’ diyordu.

Nell, suya dalıp yaklaşık 15 saniye sonrasında bana yakın bir kısımdan çıkmıştı. Hızlı yüzüyordu. Sudan çıkıp yanıma geldi. Nell, gururlu bir tonda “Nasıldım. Milli yüzücü olmalıyım” dedi. Gülmemeye çalışarak “Net. Hatta başvurunu yap” dedim. Nell benim olduğum şezlongun ayağımın olduğu kısma oturdu. Rahat otursun diye bacağımı karnıma çekip kafamı dizime koydum. Nell reddeteceğimi bile bile denizi gösterip “Sende girsene su çok güzel” dedi. ‘hayır' anlamında kaşlarımı yukarı kaldırdım. Nell “tamam sen bilirsin. Şu suyu versene” dedi. Alıp soğuk suyu Nell’e verdim. Nell suyu içip geri verdi.

Gözüyle karşısını gösterip “Şu çocuklar beni mi kesiyor” dedi. Baktığı yere bakınca yaklaşık 17-18 yaşlarında 4 kişilik bir grup vardı. Nell’e dönüp ciddi olmayan bir tonda “Evet, kendilerinden yaşça büyük olan bu güzel kızı kesiyorlar” dedim. Nell yapmacık bir tonda “Ay cidden güzel miyim?” dedi. Sonra onlara tekrar bakıp bana döndü. “Yanlarına gidip konuşalım mı” dedi. “Beni karıştırma. Konuşacaksan git kendin konuş” dedim.

Nell ciddi bir şekilde “gelmezsen gelme hıh” dedi. Ona ‘sen ciddi misin’ bakışımı atarken ayağa kalktı. “Ablan biraz eğlenmeye gidiyor. Sakın buradan kalkma” dedi. Altı üstü 1 yıl büyüksün. Göz devirip “Tamam TEYZE bir yere ayrılmam” dedim. Nell “Eve gidince bunun kavgasını yaparım” dedi ve o çocukların yanına doğru yürümeye başladı.

Nell, çocukların yanına oturup konuşmaya başlayınca bende telefonu alıp internette gezmeye başladım. Telefonun üzerine gelen gölge ile kafamı kaldırdım. Adam ile göz göze geldik. Adama karşı soran gözlerle baktım.

Adamın boyu, 1.80 civarlarındaydı. Saçı, kore tarzı saç kesimimine benziyordu. Tek farkı yanları makine ile alınmıştı.

Adam şezlonga uzattığım ayağımın olduğu tarafı gösterip “Oturabilir miyim?” diye sordu. Tam ‘hayır' diyecekken adam, “Sadece sohbet etmek istiyorum” dedi. “İlgilenmiyorum” dedim. Adam “sadece konuşmak istiyorum başka bir amacım yok” dedi. Derin nefes aldım. “Son kez diyorum. İlgilenmiyorum” dedim. Nell’in bir anda ‘Reyna!’ diye bağırmasıyla telaşla ayağa kalkıp oraya baktım. Nell oturmuş bana ‘gel’ anlamında elini sallıyordu. Her ne kadar oraya da gitmek istemesemde orada oturmak daha mantıklı geldi. Bu adamın gideceği yoktu zaten. Şezlongu gösterip “şimdi oturabilirsiniz” dedim.

paranoyak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin