My Soulmate 𐤀

17

~~~İYİ OKUMALARR~~~

°°°°

Jungkook

"Yani demem o ki Jungkook benimle kal-"

"Taehyung yarım saattir o kadar boş konuştun ki konuşmanın çoğunu dinleyemeden suyun sesine dalmışım!"

Taehyung ailem ile olan ilişkimi gördüğünden ve buraya geldiğimizden beri 'Benimle kal, beraber yaşayalım, ben ilk kez böyle şeylere şahit oldum ama sen eminim ki her gün böyle şeylere maruz kalıyorsun bu yüzden benimle bir süreliğine kal ve kafanı dinle' diye söyleniyordu ama ona anlatamadığım şey, eğer onda kalmaya başlarsam aile 'madem beraber yaşamaya başladınız birleşmişken evlenin' tarzında kişilerdi. Ama Taehyung o kadar da değil diyip duruyordu!

Ailemi çok iyi tanıyordum ve böyle bir şey diyip Taehyung'un da ailesini bu işe karıştıracaklarını adım gibi emindim.

"Bak Jungkook, güzel Jungkook, tatlı Jungkook sana diyorum ki o ortamda olman kurdumu sinir ediyor ama sen ne yapıyorsun o ortamda kalacağını söyleyerek kurdumu daha da sinirlendiriyorsun."

"Bak Taehyung, cici Taehyung, güçlü Taehyung ben sana diyorum ki ailem buna izin vericek bir kapasite de değil. Eğer sende kılıcaksam eşin olarak kalmam gereki-"

"Eşim ol."

Taehyung lafımı keserek saçmalığında ona ciddimisin der gibi bir bakış atmıştım çünkü beni ciddiye almıyor ve çok yoruyordu. Evlilik farklı bir şeydi ki biz onun da ötesi ruh eşiydik.

"Taehyung senin şu kalın kafanı şu göle bi sokarım sen nefes almak için yalvarırken ben gülüp senin orada boğularak öl-"

"O lafı devam ettirme pis cani!"

"Sende bana öyle şeyler söylettirme de beni biraz ciddiye al!"

Taehyung ona triplendiğimi anlamış ve beni kolumdan tutarak daha da yanına çekmişti.

"Güzelim biliyorsun aileni tanımıyorum nasıl bir disipline sahip olduklarını da bilmiyorum ama sana olan davranış biçimleri beni ve kurdumu oldukça rahatsız etti bu yüzden de doğal olarak koruma iç güdüsü ile seni o ortamdan uzaklaştırarak yanıma almak istiyorum... Şimdi anladın mı beni?"

Az önceki ciddiyetsiz konuşmasından sonra yaptığı bu konuşma beni ciddiye aldığını gösterirken biraz yumuşamış ve bende ona hafifçe yaklaşıp aramızdaki mesafeyi sıfıra indirmiştim.

"Söylediklerin ne kadar doğru olursa olsun karşımda iki engel var biri ailem biri de sen... Biliyorsun daha bir hafta önce beni eşin olarak asla kabul etmeyeceğini, yetersiz gördüğünü ve aramızdaki ruh eşi bağını koparmak istedigini söylüyordun şimdi ise farklısın... Nedeni ne, neden değiştin veya ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama söylemek isteyorum ki beni asla kandırma Taehyung, eğer kendi eğlencelerin veya benimle oyun oynamak için böyle davranıyorsan uzaklaş benden, bu bağı bozmaya hazır değilim ama hiç düşünmeden aramızdaki bağı bozabilirim sadece beni son defa istemediğini söylemen yeterli olacak. "

Taehyung dolan gözlerime öylesine bakmış ve uzun konuşmamın ardından sessizce yutkunup geldiğimizde duvardan alıp siyah, büyük kasanın yanına fırlattığı tablolara uzunca bakmıştı.

Ardından yavaşça kafasını bana çevirip dolan ve parlayan gözleri ile tekrardan gözlerime bakmıştı.

"Jungkook ben seni... Sevmiyorum..."

Benimle olan ilişki ve hislerinde ciddi olduğunu, beni sevmeye başladığını duymayı beklerken bunu duymamla gözümde birikmiş damlalar tek tek düşmeye başlamışlardı, en acısı da bunu zaten biliyor olmak ama kabullenemiyor oluşumdu.