38

2.1K 132 56
                                        

~~~İYİ OKUMALARR~~~

°°°°°

Taehyung

"Oğlumu becerip sonra h-hiçbir şey olmamış gibi g-gidemezsin onunla hemen evlenip bana onu siktiğin için para vermelisin!"

Deltam zaten kuduruyordu içimde parçalıyordu göğüs kafesimi onu öldürmek için, beni daha fazla ele geçirmek yerime geçmek istiyordu.

Kendimi tutuyordum o ne kadar ölmeyi hak ediyor olsa da Jungkook'un babası diye diye hıncımı ve sinirimi sadece o pis suratına yumruk atarak gideriyordum. Deltam beni ele geçirmişti ama izin verdiğim kadar.

Ama şimdi ruh eşim için sarf ettiği sözler kurdumu hiç olmadığı kadar çileden. Ama şimdi ortaya çıkmak için göğüs kafesimi tırmalamıyordu çünkü artık ipleri onun eline çokta vermiştim.

Artık kendini ölü bilsin.
Çünkü benim bilincim çoktan kapanmıştı.

"T-Taehyung gözlerin... Ah her neyse gidelim buradan lüt-"

"Demek para istiyorsun öyle mi?"

Jungkook

"Yanlız öyle 1 milyon f-falan değil baya yüklü bir para isterim."

Babam ayağa kalkmış ve yavaş yavaş üzerine doğru giden deltaya sırıta sırıta bakmaya başlamıştı. Bir yandan karnına ve yüzüne yediği yumruklardan dolayı dik duramıyor bir yandan da her nefes alışınca acı çekiyor gibi yüzünü buruşturup karnını tutuyordu.

Deltanın ona para vereceğini mi düşünüyordu?

Benim babam çok aptaldı...

"Delta boş ver onu lütfen gidelim!"

Hızlıca deltanın önüne geçmiş ve kolundan tutarak onu kapıya doğru sürüklemeye çalışmıştım ama babamın beni kolumdan tutarak kendine çekmesiyle bu işlemi başaramamıştım.

"Alacağım parada gözün mü var!"

Babam kolumdan tuttuğu elini saçıma çıkarmış ve sertçe çekerek ona bakmamı sağlamış tükürüklerini yüzüme saçarak konuşmuştu.

Tam beni bırakması için ağzımı açıp konuşacakken deltanın, babamın gözüne doğru attığı yumruk ile babam saçımı bırakmak zorunda kalmış ve birkaç adım gerilemişti.

"Bu benim önümde omegama yaptığın kaçıncı saygısızlık Oruspu çocuğu!?"

Delta bunu dedikten sonra babamın üzerine atlamış ve onu yere yatırdığı gibi babamın yüzüne ard arda yumruk atmaya başlamıştı. Babam acıyla inliyor, durması için konuşmaya çalışıyor ama delta buna izin vermeden yeni bir yumruk daha atıyordu suratına.

"Jungkook durdur şunu! Hep senin yüzünden çıkıyor böyle belalar başımıza çabuk durdur şu köpeği!"

Ben deltayı nasıl durduracağımı düşünürken annemin yanıma gelip kulağıma fısıldaması ile şaşkınlıkla ona dönmüştüm.

Bu olanların hepsi benim yüzümden di öyle mi?

Bana hakaret edip yangına körükle gitmelerini ben sağlamıştım öyle mi?

Deltayı da kışkırtıp hafife alanda bendim...

"Neden durdurayım?"

Annem bu cevabı beklemiyor olacak ki başta şaşkınca yüzüme bakmış ardından kaşlarını çatarak bana daha da yaklaşmıştı.

"O senin baban ve bu kudurmuş köpek babanı öldürmek üzere ve sen burada gelmiş nedenini mi soruyorsun?"

Annemin bana yaklaşması ile ne kadar yakın olsak da anneme birkaç adım daha atarak bu mesafeyi sıfıra indirmiş ve bende onun kulağına eğilerek "O kudurmuş köpek dediğin adamı siz kışkırttınız sonuçlarına da ben değil siz katalnıcaksınız."  diyerek ondan uzaklaşmış, babama durmadan yumruk atan deltaya zevkle izlermiş gibi baktım.

Ama bundan nefret etmiştim babamın dayak yiyor oluşundan... Delta ile iyi geçinen, oğlunu seven ona hak ettiği ilgiyi veren, ailesine saygısı olup sıradan bir baba olmak varken neden böylesine acı bir dayağı hak ediyordu ki?

Neden eve her geldiğinde koşarak yanına gidip sarılmak doya doya öpmek varken, neden odamın kapısını kilitleyip ondan kaçıp saklanıyordum?

Neden annem her yemek yaptığında ona yardım edip sofrayı kurmak yerine neden onlar yemek yedikten sonra yemek yiyordum?

Onlardan utanıyor mu yoksa korkuyor muydum?

Onlardan tek kelimeyle nefret ediyor ve tiksiniyordum!

"Jungkook saçmalamayı kes ve durdur şunu diyorum sana!"

Annem dibime girmiş ve kolumu sıkarken kendimde gelmiş ve içime son kere derin bir nefes alarak deltanın yanına gitmiştim. Sırf o dedi diye değil sadece artık burada durmak istemediğim için durduracaktım onu.

Burada durduğum her an boğuluyor ve her an ağlayacak gibi hissediyordum.

"Delta gidelim mi artık?"

Gözleri kararmış ve oldukça korkutucu görünen deltanın yanına gelmiş ve sakince omzunda tutarak hemen onun önüne çömelmiştim.

Başta beni kale almayıp babama vurmaya devam etse de sahteden öksürerek bana odaklanmasını sağlamıştım.
Babamı vurmayı bırakıp siyah gözleriyle bana baktığında bütün vücudumun baştan aşağı titrediğini hissetmiştim.

Gözleri tamamen siyahtı, duygusuz ve bir o kadar da soğuk bakıyordu.

"Güzelim titriyorsun?"

"Lütfen buradan gidelim artık.... lütfen."

O söyleyen kadar titrediğimin bile farkında değilim ama bu umrumda değildi çünkü tek istediğim bir an önce bu evde gitmekti.

Bu dediğimle kararsız kalmış gibi bir bana birde babama bakıyordu ama gittikçe dolan gözlerime bakarak pes etmiş olacak ki ayağa kalkmış ve bana elini uzatmıştı. Hiç düşünmeden elini tutmuş elinde aldığım destekle ayağa kalkmıştım.

Bana zorluk çıkartmadan sözümü dinlediği için biraz utanmış ve gülümsemiştim ki deltanın çenemden tutarak birden dudaklarıma küçük bir buse kondurması ile daha da utanarak deltanın elini bırakmış ve önden, hızlı hızlı yürümeye başlamıştım.

Ben yürürken arkadan deltanın da geldiğini gösteren kıkırtısı ile bende gülümsemiş ve kapıyı açmıştım.

Kapıyı açmamla yüzümdeki gülümseme donmuş ve yerimde kas katı kesilmiştim.

Delta da çok geçmeden yanıma gelmiş ve kaşlarını çatarak polislerle çevrili olan evin bahçesini süzmüştü çok geçmeden yanımıza orta yaşlı bir polis gelmiş ve  "Delta kim Taehyung tutuklusunuz" diyerek elinde tuttuğu kelepçeleri deltaya uzatmıştı.


My Soulmate 𐤀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin