1

131 4 0
                                    

Okulun son günüydü. Ecem bugün bir saat önceye kurduğu telefon alarmıyla uyandı. Erken kurmuştu. Çünkü: bugün okula özenli gitmek istiyordu.

Yeni aldığı elbiseyi giydi. Uzun dalgalı sarıya yakın kumral rengi saçları kırmızı puantiyeli beyaz elbisesinin üzerine dökülüyordu. Bal köpüğü renginde küçük gözleriyle odasındaki boy aynasında hayranlıkla kendini izliyordu.

Annesi kapıyı tıklatıp içeri girmişti. Kızını görünce gözleri doldu. Ecem annesine sarıldı. Elinin tersiyle göz yaşlarını silen annesi:

-Ecem çok güzel olmuşsun. Ne zaman bu kadar büyüdün de bu kadar güzelleştin?

-Ben her zaman güzel değilmiydim zaten,diyerek güldü.

-Artık kime çektiysen, dedi ve bu sirada kapıya yöneldi. Aklına sonradan bir şey gelmiş gibi geri dönüp:

-Bu gün arkadaşlarını yatılıya çağırabilirsin. Baban gece vardiyasına kalacak bende geç geleceğim. Ne dersin?

-Harika olur. Eğleneceğiz desene. Ben ortalığı toplasam iyi olur.

-Gerek yok. Servisin gelmesine az kaldı. Sen çık ben toplarım. Ayrıca yeni alışveriş yaptım.

-Bitanesin annem benim. Hadi ben kaçtım, diyerek yanına alacağı çantanın içini doldurdu.

Evden çıktı. Servis sokağın başında gözüktü. Servise bindi. En arka koltuğa oturdu. Biraz zaman geçmişti ki Aylin, Mert, Bahar, Efe sırasıyla arka koltuğa dizilmişlerdi. Arka koltuğu her zaman ki gibi beşlemişlerdi.

Bu beş arkadaş her zaman birlikte takılırlardı. Herkes onların bu yakın arkadaşlığını kıskanırdı.

Aylin; uzun, ince bir kızdı. Her zaman güzelliğe önem verirdi. Güzel olmak için, çok dikkat ederdi kendine. Güzeldide. Giydiği kıyafeti detayına kadar uygun giyerdi.

Mert; uzun boylu, beyaz tenli esmer saçlı, çok zeki, her şeye bir çözüm bulan, plan ve mantık yeteneği gelişmiş, arada bilimsel açıklama yapan bir çocuktu.

Bahar; orta boylu, hafif toplu, hoş bir kızdı. Yabancı film-dizi tutkunuydu. Her filmi ve diziyi izlemişti. Bazen yeni çıkan filmleri sinemaya gider izlerdi. Yönetmen ve oyuncuları iyi tanırdı.

Efe; ortaboylu, zayıf, sarışın mavi gözlü yakışıklıydı. Macera yaşamayı en çok o isterdi. Eğlenmeyi seviyor ve eğlenceli fikirler hep ondan çıkıyordu.

Ecem; orta boylu, zayıftı. Bazen çok ciddi. Bazen eğlenceliydi. Annesi ve babası çalışıyordu. Evde genellikle yalnız kaldığı için evi idare etmeyi kendi yaşıtlarından iyi biliyordu.

Karneleri aldıktan sonra Ecem servise bindi. Bizimkilerin hepsi arkada karnelerden bahsediyordu. Ecem:

-Kızlar bugün babam yok ve annemde geç gelecek. Bu gece bizde kalabiliriz. Eğleniriz. Annem bizim için alışverişde yapmış. Ne dersiniz?

-Ben de macera korku yada gerilim film cdlerimden getiririm, dedi Bahar.

Aylin gülüseyerek:
-O zaman bende geliyorum. Biraz eğleniriz, dedi

-Anlaştık bu gün bizdeyiz, diye kızlar aralarında konuşurken Mert ve Efe gunlerini evde geçireceklerini söylediler.

Ecem eve gider gitmez üstünü değiştirdi. Elini yüzünü yıkayıp yatağına uzandı. Biraz zaman geçti. Yatağının yanında ki masanın üzerinde ki telefonuna yöneldi. Saate tam bakmıştı ki... Kapı çaldı. Kapıyı açmıştı ki. Ne gördü?

Kızlar yanlarına bir sürü şey almıştı. Yinede bir şey demedi. Kızları odasına aldıktan sonra Bahar'ın cdlerinden seçmeye başladılar.

Ortak kararla macera filmi seçildi. Bahar filmi açarken Aylin ve Ecemde mutfakta mısır patlatıyor ve diğer yiyecekleri hazırlıyorlardı.

Filmi izlemeye başladılar ve Aylin daha izlemeden her dakikasında neler olcağını sorup duruyordu.

Baharda hiç konuşmuyor sanki filmi ilk kez izliyormuş gibi hayranlıkla izliyordu.

Ecem ise hem onlara gülüyor hemde filme bakıyordu.

Film bitmişti. Pijamalarını giymişler yataklarına uzanıp konuşuyorlardı.

Nerdeyse sabaha kadar uyumamış, konuşmuşlardı.Sabaha karşı uyuyakalmışlardı.

Öğleye doğru uyandılar. Günün ışıkları perdeden sızmış olanca gücüyle kızların yüzüne vuruyordu. Teker teker uyanan kızlar çok mutluydu. Bugün macera dolu tatil başlamıştı.

Anneleri mutfaktan sesleniyordu:
-Kahvaltı hazır kızlar. Hadi kalkın. Güzel bir gün sizi bekliyor...dedi.

Yıl Sonu MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin