6

49 4 2
                                    

Mert'in söylediği cümleden sonra Ecem hemen ayağa kalktı. Olduğu yerde telaşla bir o tarafa bir bu tarafa dönüyor, bir duruyor, sonra aklına tekrar tekrar getirip heyecanlanıp tekrar olduğu yerde dönüyordu. 

Diğerleri de Ecem'den farklı değildi. İlk konuşan Aylin oldu:

 -Sizce bu mesaj bu o adamlardan gelmiş olabilir mi? Aylin'in sorusuna çıkışan Efe: 

-tabi ki olabilir. onlardan başka kim bize böyle bir yazı yazabilir ki? dedi ama Bahar farklı düşünüyordu:

-Haklısın ama bizim evlerimizi nereden öğrenmiş olabilirler ki? Ayrıca Küçüğe de evlerimiz hakkında bir şey söylemedik. Bu işte bir iş var.

-Bence yapabileceğimiz en iyi şey ailelerimize haber vermek. Onlara durumu anlatmalıyız. diyen Ecem halâ yerinde kıpırdanıp duruyordu.

Mert, ve Bahar söyleyince olayın büyüyeceğini vurgulayarak anlatmamalıyız, dediler.

-O sırada ayakkabısının bağcıklarıyla oynayan bir yandan da düşünen Efe'nin eline bir şey takıldı. ayakkabısını yavaşça çıkarıp incelerken hepsi sessizce izliyorlardı. Mert ani bir hareketle elinden aldı. Bir yandan işaret parmağını ağzına götürüp sus işareti yaptı. Zaten çıt çıkmıyordu. 

eliyle sessizce ayakkabılarınızı çıkarın diye işaret yaptı. herkesin ayakkabısı kaçırıldığı gün giydikleri ayakkabıydı. hepsinin altında çip takılıydı. Diğerleri meraklanmıştı. Fısıltıyla Efe'nin kulağına:

-bu bir dinleme cihazı etkisiz hale getiriyorum. sakın konuşmayın. diğerlerine de böyle söyle, dedi

Aralarında kulaktan kulağa konuşurken Mert ise etkisiz hale getirdi. bağırarak: 

-işte oldu. Artık rahat rahat konuşabilirsiniz, dedi. '' Demek ki bu adamlar bizim neyi ne zaman yapacağımızı böyle öğreniyorlardı. Zaten tanınmamak için ses değiştirici cihaz kullanıyorlardı. anlamalıydık. Bu adamların teknolojiyle araları iyi olsa gerek.'' dedi onlar iyi olduğu kadar Mert de iyiydi. bu yüzden korkmuyordu. 

Ama diğerleri korkuyordu. yinede birbirleriyle birlikte iken korkuları azalıyordu. Bahar:

-tatile gidemeyeceğiz desenize. Burada ailelerimize bir şey yapabilirler nereye gideceğimizi de biliyorlar. ne yapacağız şimdi biz? dedi.

-Burada kalacağız tabi ki. orada tek başımıza olacağız. o adamlar bizi rahat bırakmazlar. başımıza bir sürü şey gelebilir. diye hiç konuşmayan Aylin patlayıverdi. Ecem her ne kadar korkmuş olsa da arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışıyordu:

-Öncelikle bu adamlar bizim tatile gideceğimizi kendi aramızda konuşurken duymuştur. ama nereye gideceğimizi tam olarak bildiklerini sanmıyorum. sonuçta tatile nereye gideceğimizi Mertlerin evinde konuştuk. Ayakkabılarımızı giymiyorduk. onun dışında Bodrum'a gideceğimizi söylemedik. tatile dedik hep. bu adamlar biliyormuş gibi yapsa da tam olarak bilmiyor olduklarına eminim.

-Ecem haklı arkadaşlar. Ayrıca bu adamlar bizim peşimizde ailelerimizin değil. onlara bir şey yapmazlar bence. biz ailemize söylemeyeceğimize söz verdik. bunları duymuşlardır. mutlaka.. ayrıca yakında peşimizi bırakırlar olayı büyütürsek peşimizden hiç ayrılmazlar. dedi Mert

Birbirlerini avutmuşlar, içlerini rahatlatmışlardı artık.  Tatile gidip tek başlarına eğlenmek, tatilin tadını çıkarmak istiyorlardı. Hem tatil biletleri ikinciye yanarsa aileleri sorgulayacaktı. Başlarına daha büyük bir şey gelecek korkusuyla kimseye anlatmak istemiyorlardı. tatile gitmeye kesin karar verdiler. 

Eskiden içlerinde ki izlenme korkusu da sona ermiş oldu. Hava alanında görüşmek üzere ayrıldılar. evlerine dağıldılar. 

Garajdan çıkarlarken Mert'in çöpe atmayı düşündüğü çipleri gözüne takılan kazma kürek ile gömmek geldi. ve Efe ile hemen gömdüler. ve onlarda oradan ayrıldılar.

.............................................................

İşte bekledikleri gün gelmişti.

hepsi kurdukları telefon alarmıyla uyanmış, kalan hazırlıklarını tamamlayıp hava alanında buluşmuşlardı. uçağa binmek gibisi yoktu onlar için. Bahar her zamanki gibi uçağın kalkış anında herkesi kayda aldı. daha sonra tekrar izler o anları tekrar yaşardı. 

Sabah 8.00 da başlayan yolculukları yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Yolda bol bol video çekmişlerdi. Yolculuk sonunda otelde ikinci katta ki odalarına yerleştiler. iki oda tutmuşlardı. kızlar bir odada erkekler bir odada kalacaktı. odaları yan yanaydı.

Yerleştikten sonra birlikte deniz kenarına inip biraz gezdiler. Deniz kenarında yürürlerken mutluydular. Hava çok güzel açmıştı. Etrafta güneşlenen, yüzen insanlar; kumdan kale yapan küçük çocuklar; kumsalın ilerisinde voleybol oynayan genç -yaşlı, kız-erkek herkes eğlenmekteydi.

Bizimkiler ise yaşadıklarını kısa süreliğinede olsa unutmuş etrafın tadını çıkarıyorlardı. Güneş çok fazlaydı.

O sırada onların yaşlarında, temiz yüzlü, bir eli  broşür, bir eli süpürge kürek bulunan erkek çocuğu bizimkilerin yanına yaklaştı:

–Merhaba ben burada çalışıyorum siz yeni geldiniz sanırım hoşgeldiniz. Bunlar otelin broşürlerinden. Bu gece açık hava sineması yapılacak. Herkes ücretsiz katılabilir. İşte bu kağıtlarda detaylar yazıyor. Bu arada benim adım johan ben aslında başka bir ülkeden buraya çalışmak için geldim. Tanıştığıma memnun oldum. Dedi yarım Türkçesiyle.

–Ben Aylin

–Ben Mert

–Ben Bahar

–Ben Efe

–Ben de Ecem bizde tanıştığımıza memnun olduk. Her şey için teşekkür ederiz. O zaman akşam görüşürüz. Dedi ve broşürleri alarak odalarına hazırlanmak için gittiler.

Hava yavaş yavaş kararmaktaydı. Bizimkiler aşağıda bir kafeye yemek yemeye indiler.

Gece olmuştu. Sinema saati gelmişti. Dışarı çıktılar:

–Daha vaktimiz var. Yolu biraz uzatıp arka taraftan gidelim mi ? Hem yemeğin üzerine yürümek iyi olacak. Dedi Bahar.

Bu fikri beğendiler. Deniz kenarından yürüyorlardı. O sırada epey bi ileride otların arasında tartışan kişiler gördüler.

Meraklandılar başlarından geçenleri unutup meraklarına yenilip oraya gitmeye karar verdiler.

Hızlı adımlarla oraya gittiler. Otların arasına gizlenmişlerdi. Bir adam ve bir kadın tartışıyordu:
–Onları ellerinden kaçırmışlar. Şimdi bu serumları nasıl deneyeceğiz?

–Geçen sefer ki deneyimimiz sonucunda bir sürü insan öldü. Şimdi yine aynısının olcağı ne mağlum. Bence bu seferde olmayabilir.

–Şu adamlar bize bir denek getirsinler. Sen o zaman gör işte. Bence bu sefer olacak. Diye konuşurlarken bizimkilerin ağzı açık kalmıştı.

Tam o sırada Ecem ve Efe omuzlarında bir el hissettiler. Karanlıkta arkalarına döndüklerinde çok şaşırdılar...

Yıl Sonu MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin