9

18 4 0
                                    

"NOT: Arkadaşlar çok yoğun olduğum için uzun süre bölüm yayınlayamadım. Öncelikle bunun için hepinizden özür dilerim. Bundan sonra her Pazar günü sizlerle bir bölüm paylaşacağım. HEPİNİZE İYİ OKUMALAR DİLERİM..."
......................

Geçen konuşmalardan iyice etkilenip korkan Aylin yerinde kıpırdanıp dururken kolu saklandıkları masanın yanındaki kasaya çarptı. Kadın ve adamlar birden sesin geldiği yöndeki koridora doğru baktılar...

Bizimkiler artık korkuda son noktaya gelmiş nefeslerini tutuyorlardı. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

Koridora çok yakındılar burdan koşarak kaçsalar kurtulabilirlerdi. Hepsi kaçmayı geçirdi aklından. Adamlardan biri koridora doğru yürümeye başladı.

Tam saklandıkları yerden çıkıp kaçacaklarken içeriye Küçük girdi. Herkesin kendisine bakmakta olduğunu görünce şaşırıp korkan Küçük:
-Neden bana öyle bakıyorsunuz? Bir sorun mu var? Dedi.

Kadın da korkmuştu:
-Biz de sesleri duyunca içeri biri girdi sandık. Sen neden geldin buraya? Burada çok dolaşıyorsunuz hepiniz. Bu deney bizim için önemli buraya bundan sonra girmemeye çalışın lütfen. Dedi. Sinirli bir şekilde.

Zayıf görünümlü adam:
-Sende haklısın, diyerek, hadi bizde gidelim artık. Dedi.

Küçük:
-Burada o kaçırdığımız çocukları görür gibi oldum. Ama emin olamadım. Çok uzaktaydılar. Siz hiç gördünüz mü? Diye sordu.

Bizimkilerinvtakip ettikleri zayıf olan adam her zamanki abartılı gülüşüyle:
-Sen bizim bilmediğimizi mi sanıyorsun? Tabi ki gördük. Sadece uygun zamanı bekliyoruz. Dedi

Küçük:
-Peki bizi hiç gördüler mi? Dedi.

Adam:
-Görmemiş olabilirler mi sence? Tabi ki karşılaştık. Şansa bakın ki gele gele bizim otele geldiler.

Konuşmalarını devam ettire ettire içeriyi boşalttılar. Kadında biraz sonra gitmişti. Oldukları yerden hemen çıkıp Johan'ın olduğu yere gittiler. Sadece yatıyordu. Hızlı nefes alıp veriyordu. Yazılanlardan hiçbirşey anlamıyorlardı.

Hepsi birden etrafı aramaya başladı. Her yerde denekler vardı. Hiç bir şey bulamadılar.

Daha sonra yakalanma korkusuyla hemen orayı boşalttılar. Kimseye gözükmeden çıktılar. Ve yine aynı kafede oturup konuşmaya başladılar.

Hiçbiri şoku atlatamamıştı. Konuşacak kelime bulamıyorlardı. Aylin dayanamayarak söze girdi:

-Yarın ilk işimiz İstanbula ailemizin yanına dönüp her şeyi baştan sona anlatmak. Bu sefer anlatmalıyız. Bu adamlar sandığımızdan da kötüler. Ya bize de...

Aylin ağlamaya başladı. Bahar ve Ecem Aylin'i sakinleştirmek istedi. Fakat onlarda sessiz sessiz ağlamaya başlamışlardı.

Bütün bu yaşadıkları onları cok etkilemişti. Efe:
-Tamam biraz sakinleşelim. Yarın farkettirmeden buradan ayrılabiliriz. Dedi.

Yarın olmuş hepsi erkenden kalkmış eşyalarını toplamaya başlamıştı. Hepsinin içinde biraz da olsa sevinç vardı. Çünkü: eve gidecekler, ve kurtulacaklardı. Ya da sadece uzaklaşmış olacaklardı. Belkide tekrar karşılaşacaklardı. Kim bilir??

Hazırlıkları bitmişti. Biletleri Mert halletmişti. Vakit kaybetmeden yola çıktılar.

Yol boyu konuyu açmamışlardı. Sürekli başka konu açarak yaşadıklarını unutmak istedikleri her hallerinden belliydi.

Eve gittiklerinde yorgun oldukları için hepsi duş alıp uyumuştu. Fakat yarın ortak karar üzerine ailelerine herşeyi anlatacaklardı.......

Yıl Sonu MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin